Bu satırları suyun öneminin en iyi anlaşıldığı bir Afrika seyahatinin akabinde yazıyorum. Hem susuzluğu sebebiyle hem de kızıl renkteki toprak yapısıyla bir Batı Afrika ülkesi olan Senegal, bana Mars’ı anımsattı. Malûmunuz geçtiğimiz temmuz ayında Mars’la ilgili önemli sayılabilecek bir keşif duyurulmuştu. Belki de seyahatimin bu haberin akabinde gerçekleşmiş olması benim böyle düşünmeme sebep oldu.

Eski okurlarımız hatırlayacaktır. Dergimizin Mayıs 2012 sayısında “Mars’ta Teyemmüm Olur Mu?” başlıklı bir yazı yayınlamıştık. Bu ilginç başlıklı yazımızda şöyle bir ifade kullanmıştık: “İnsanlığın en çok merak ettiği sorulardan biri olan “Mars’ta su var mı?” sorusunun cevabı hâlen tam olarak verilebilmiş değil. Şimdi Mars’a gidilse suyun varlığı bilinmediği için teyemmüm yapılabilir. Ancak bu durumun ilerleyen zamanlarda değişeceği kuvvetle muhtemeldir.” Geçtiğimiz temmuz ayında açıklanan keşif haberi ile işte bu kuvvetle muhtemel olan durum gerçeğe dönüşmüş oldu.

MARS’IN ALTINDA BİR GÖL KEŞFEDİLDİ

Keşif, Mars’ın yörüngesinde dolanan bir uzay aracındaki radar cihazının kullanılmasıyla gerçekleştirildi. İtalyan bilim insanları, kuzey kutbundaki buz tabakasının 1,5 kilometre altında gizlenmiş halde duran ve 20 kilometre genişliği olan devasa bir sıvı haznesi buldular.

Araştırmacılar bunun, Dünya’daki Kuzey ve Güney Kutbu buzullarının altında hapsolmuş buzulaltı göllere çok benzediğini söylüyorlar. Ayrıca, dünyadaki buzulaltı göllerde olduğu gibi burada da beklenmedik şekilde hayat bulunuyor olabilir.

Buzulaltı bir göl, uzun süredir Kızıl Gezegen’de suyun bulunması muhtemel olan yerlerden biri şeklinde varsayılıyordu fakat buzul bölgelerin altını araştırmak, Dünya’da bile kolay bir iş değil. Bilim insanları, kendi gezegenimizdeki gizli suların gizemlerini ortaya çıkarmak için bile, son yıllarda radarla donanmış uyduları kullanmışlardı.

İtalya’daki bir araştırma takımı, Mars görevinde Mars’ın kutup buzul tabakaları üzerinde çalışma yapmak için benzer bir teknolojiyi kullandı. 2003 yılından beri Mars’ın etrafında dönen Avrupa Uzay Ajansı’nın Mars Express isimli uzay aracında, yüzeyaltı araştırmalar için özel olarak tasarlanan bir cihaz bulunuyor.

Mars Yüzeyaltı ve İyonosfer İleri Radar Ölçümü (MARSIS) isimli cihaz, radar kullanarak Mars yüzeyaltı niteliklerini bulmaya çalışıyor. 12 yıldan fazla süredir de yüzeyaltı sıvı suyun işaretlerini arıyordu. Araştırma takımı, 2012 yılının Mayıs ayı ile 2015 yılının Aralık ayı arasında, güney buzul tabakasının 200 kilometre genişliğindeki bir bölümünde, Planum Australe isimli bir bölgede ciddi bir araştırma yürütmüştü.

Radyo dalgalarını Mars’ın derinliklerinden sektirip, geri dönen sinyali bir alıcıyla toplayarak bölgeyi inceleyen bilim insanları, iletilen sinyal ile geri dönen sinyal arasındaki değişimleri ölçerek yüzeyaltı nitelikler üzerinde çalışma yapıyor. Suyun içinden geri dönen radar, kaya veya tortunun içinden geri dönen radara göre daha kuvvetli veya ‘parlak’ şekilde geri dönüyor.

Araştırma takımının radar sonuçlarında bulduğu şey de buydu: Planum Australe bölgesinde, anormal şekilde parlak olan bir alan vardı. Yani su vardı!..

BUZ GİBİ MARS SUYU

Ancak ortaya başka büyük bir sorun çıktı. Su kütlesinin sıcaklığının, yaklaşık -68.15 °C olduğu tahmin ediliyordu. Bu miktar, hipertuzlu Güney Kutbu göllerine göre bile donma sıcaklığının epey altında. Bu göller, içerdikleri tuz sayesinde -13 °C üstünde sıvı halde duruyorlar.

Ancak buna rağmen su, varsayımsal olarak hâlâ sıvı halde kalabilir. Sodyum, magnezyum ve kalsiyum tuzlarının Mars’ta bolca bulunduğunu biliyoruz; bunlar yüzeyde bulunmuştu. Bu maddeler eğer suya girip çözünürse, üstteki buzul tabakasının basıncıyla da birleştiklerinde, donma sıcaklığını -74 °C altına düşürebilirler.

Dünya’daki buzulaltı göllerde yaşam bulunmuştu. Yaşamın, Mars’taki bir buzulaltı gölde de barınabileceği daha önce öne sürülmüştü. Bu keşif, söz konusu ihtimali yeniden ve daha önce hiç olmadığı kadar belirgin hale getiriyor.

Bu konuda soğukkanlı olmaya devam etmekte fayda var. Suyun sıvı halde kalması için gereken tuz yoğunluğunun, yaşamın barınmasına imkan vermeyecek kadar yüksek olması son derece muhtemel. Ancak Mars, Güneş Sistemi’ndeki hayat arayışında diğer adaylar olan Europa ve Enceladus’tan çok daha erişilebilir bir yer; üstelik suyun kendisi, Mars’ın iklim tarihi konusunda ve uzun süre önce ortadan kaybolan okyanusunun başına neler gelmiş olabileceği konusunda bazı ipuçları sağlayabilir. Buna ek olarak, takım artık kullandığı yöntemi gösterdiğinden, diğer araştırmacılar da Kızıl Gezegen üzerinde bunun gibi su depolarını nasıl araştıracaklarını biliyorlar. Bu yüzden bu alanda daha hızlı ilerleme kaydedilmesi oldukça muhtemel. Gelişmelere hep birlikte şahid olacağız…


İLK YERLİ UYDUMUZ UZAYDA

İTÜ Uzay Mühendisliği proje öğrencileri tarafından üretilen İTÜpSAT1 uydusu 23 Eylül 2009 tarihinde Hindistan’dan uzaya fırlatıldı ve başarılı bir şekilde yörüngesine oturdu. İTÜpSAT1 uydusunun en önemli özelliği uzaydaki ilk Türk yapımı uydu olmasıdır. Tür olarak bir küp uydu olan İTÜpSAT1, 10 cm boyutunda, 990 gr ağırlığındadır. Yer’den yaklaşık 700 km yukarıda 98,5 dakikada bir Dünya’yı turlayan küp uydumuzun başlıca görevleri eğitim, esnek uydu sistemi, düşük çözünürlükte görüntü alma ve veri toplayıp iletmedir. İTÜpSAT-1 ilk günden başlayarak birçok yabancı ve yerli Radyo Amatörü tarafından dinlenmiş ve halen dinlenmektedir. İTÜpSAT1 ülkemizde geniş yankı uyandırmış, uzay teknolojilerine olan ilgiyi de büyük oranda arttırmıştır.

Yaz Dönencesi: Güneş’in gökyüzünde yaptığı görünen yıllık devinmede, kuzeyden güneye dönüş yaptığı yer. Bu yerin eşleğe göre açısal uzaklığı 23° 27’ dır. Dönüş 21 haziranda olur. Günler bu tarihten sonra kısalmaya başlar.

Eşlek: Yer merkezinde dönme eksenine dik olan düzlemin yeryuvarlağı ile arakesiti, kimi zaman eşlek çemberi denir.

Yılancı: Bir takımyıldızın adı.


Muaz Erdem'ın Yazısı.