Her Yer Festival, Her Yer Film
Siz de gözlemlemişsinizdir. Son yıllarda sadece İstanbul’da değil Anadolu’nun pek çok yerinde irili ufaklı pek çok film festivali yapılmaya başlandı. Özellikle bu programlar sonbahar aylarına sıkıştırılarak yapılıyor. Eylül, Ekim, Kasım ayları geldiğinde festival, fuar, söyleşi, panel, sempozyum takip edemez hale geliyoruz. Yılın diğer ayları çuvala girmiş gibi özellikle bu aylara zipleniyor. Mesele sadece bu da değil. Bir şey ne kadar fazlaysa değeri o kadar azalır. Basit bir ekonomi kuralıdır bu. Anadolu’nun hemen her şehrinde yapılan film festivalleri bir açıdan güzel iken diğer bir açıdan da olayın içini boşaltmaya yardımcı birer unsura dönüşüyor. Alelacele yapılan organizasyonlar, birbirinin kopyası juri üyeleri, yurtdışından ihraç filmler (bir kısmı bol eşcinsellik içerdiği için ödüllü) kaplıyor her yeri.
Bir kimlik, şuur, eli ağayı düzgün tema, nitelikli filmler, özenle seçilmiş juri üyeleri olursa oradan çok başarılı işler çıkabilir. Özellikle Hollywood’un kötü kopyası filmler yerine diyelim ki Filistin’den, Latin Amerika’dan, Balkanlardan, Türkiye’den çok daha güzel, bir hikayesi olan, izlediğimizde vakit kaybı değil zenginlik çıktısı sunacak filmlerin seçildiği festivaller daha anlamlı olur. Ama sırf sponsor toplamak için, sadece birileri biraz daha zengin olsun yahut bir belediye daha faaliyet yapmış olsun diye iş yapmak, en basit tabirle sığ işlerin fazlalığına katkıda bulunur.
Yusuf Temizcan'ın Yazısı.