Geçtiğimiz Ekim ayı, iki önemli kaybı yaşadığımız bir ay oldu. 1928 doğumlu fotoğraf sanatçısı Ara Güler ağırlaşan rahatsızlıklarına yenik düştü. Yurtdışında saygın ajanslar ve yayınlar onu “dünyanın en iyi 7 fotoğrafçısından biri” olarak anıyordu. Türkiye’de ise ne yazık ki değeri çok fazla bilinemedi. Özellikle son yıllarda Cumhurbaşkanı’nın ailesini çektiği bir görsel dolayısıyla bazı kesimler tarafından neredeyse aforoz edilmişti. Bu yıl kendi adına Doğuş Grubu’nun öncülüğünde açılan müzeye bile bu yüzden çok ilgi gösterilmedi. Kıymetler her zaman kaybedilince anlaşılıyor ne yazık ki. Şimdi herkes onun ne kadar iyi bir fotoğrafçı, ne kadar kıymetli bir değer olduğunu anlatmak için çoktan sıraya girdi bile.

Diğer acı kaybımız Sevim Asımgül oldu. Sevim hanım 1939 doğumlu idi. Diş hekimi idi fakat 1988’de muayenehanesini kapatarak edebiyatla ilgilenmeye başladı. Pek çok dergi ve gazetede yazdı. Roman, derleme, inceleme alanlarında onlarca eser verdi. 90’lı yılların önemli Müslüman hanım idollerindendi. Allah gani gani rahmet eylesin.


Yusuf Temizcan'ın Yazısı.