Çok kararsız kalmıştı; çiçek almalı mıydı acaba? Kim hoşlanmazdı ki çiçekten? Fakat bu ilk görüşmeydi. Hoşuna gitmeyebilir ve hatta kendisi için bir eksi bile olabilirdi. Yok yok, almamak en iyisi. Eksiye düşmeye hiç gerek yok. Eğer görüşme olumlu giderse ikinci görüşmeye muhakkak çiçekle gelecekti. Henüz tanımadan onu incitmek istemiyordu. Bu düşünce onu rahatlatmışken kendisine söylenen saatte söylenen yerde, beklediği kişinin gelmekte olduğunu gördü. Nezaketen hemen ayağa kalkıp onu ayakta karşıladı.

Neden kendi numarasını almamıştı da araya aracıyı katmıştı? Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz canım. Aracı da neymiş. Giydiği kıyafet de içine sinmemişti zaten. Yol boyu dönüp değiştirmeyi düşündüyse de her defasında geç kalma ihtimali onu durdurdu. Acaba fotoğraftaki gibi gülmeyen birisi mi? Tebessüm çok önemli, muhakkak güler yüzlü olmalı. Dişleri nasıl acaba? Elleri, yürüyüşü. Of, ne kadar çok detay var. Hepsini unutmadan nasıl dikkat edecekti? O ne giydi acaba? Kot pantolon giydiyse eğer baştan eksi bir. İlk görüşmeye de kotla gelinir mi canım. Neyse bir gidelim bakalım, olmadı elektrik alamadım derim. Hah, sanırım doğru kişiyi gördü. Şu bankın orada ayakta bekleyen o olmalıydı. Söyledikleri kafe hemen oracıkta olmasına rağmen neden içeri girmemiş de dışarda beklemiş ki, bir masaya oturup beklemesi daha karizmatik görünürdü oysa.

Biraz şaşkınlık, biraz durgunluk, biraz da heyecan ile geçen ilk görüşme nihayete erdi, ayrıldılar. Acaba o ne düşünüyordu? Kafasında bazı soru işaretleri kalmadı değil ama ailesinin güzel insanlar olduğunu az çok biliyordu. Hem, yoksa falanca abisi neden şiddetle tavsiye etsin ki. Kendisini tanıyordu. Hata mı etmişti acaba “Koşullar eğer uygun olursa eşimin çalışmasını desteklerim, koşullardan kastımı anlıyorsunuzdur umarım.” demekle. Yüzü biraz asılmıştı da. İkinci görüşmede detaylıca anlatırdı artık meramını. “Çalışmazsa da eğer Allah birimizi bin eder, rızkımızı yetirir. Mühim olan huzurlu bir aile yuvası.” diye bitirmişti sözlerini.

Koşullar uygun olursa mı? Onca zaman okudum, emek verdim. Hem bir erkeğin eline bakamam ki, boşuna mı altın bilezik taktırdılar koluma. Biraz da çok felsefî konuşuyor. Bir sürü yazar ve kitap ismi saydı ama sonunda yine ayete hadise bağladı. Canım biz de Müslümanız elhamdülillah da daha ilk görüşmede hayırda acele etmek lazıma getirilmez ki muhabbet. Daha tanışacağız, görüşeceğiz, paylaşımımız artacak ve zamanla karar vereceğiz. Ama yakışıklı Allah var, hakkını yemeyeyim.

Beş gün zor geçti. Olumlu haberini ilk akşam iletmiş, durumlarını kesinleştirmeden de hanımefendinin telefon numarasını almak istememişti. Hem ne konuşacaklardı ki, mesajla mı tanıyacaklardı birbirlerini? Tanımak için bir arada olmak lazım. Biraz hevesli birine benziyordu; giyim kuşama, modaya, markaya, gösterişe. Arkadaşlarının ve birkaç kişinin sosyal medya paylaşımlarından söz etmişti laf arasında. O esnada medyayı itidalli kullanmaktan bahsetmekle hata mı etmişti acaba? Ama safiyâne bir yanı da yok değildi. İyi niyetli birine benziyordu ve bazı çekingen tavırları da hoşuna gitmişti. Birkaç yaş küçük olması da istediği bir şeydi, bazı şeyleri yaşına verdi. O an telefonu çaldı, arayan Adnan abiydi. Haydi hayırlısı:

“Çalışmak mı istiyormuş? Beni biraz asosyal mi bulmuş? Ya, demek çok İslamcı gelmişim ona. İmam hatip mezunu olduğunu öğrenince biraz derinlere dalmıştık. İki uç nokta, hım… Numarasını da nezaketen hemen istememiştim oysa. Ben de hoşuna gitmeyebilir diye çiçek almamıştım abi; ama ikinci görüşmemizde papatya alacaktım. Demek ki ayrılırken ‘Görüşürüz.’ demesi gayriihtiyari idi. Bugün beşinci gün abi. O akşam haber geldi diyorsun yani. Anladım abi, yengenin detayları öğrenmesi iyi olmuş, çok aklımı kurcalayacaktı yoksa. Beğenmiş ama elektrik alamamış diyorsun. Anladım abi, hayırlısı olsun.”

Tuhaf bir duygunun içerisindeydi. İki buçuk saat oturmuşlardı o gün. Bazı küçük anlar harici tebessümü eksik olmamıştı hanımefendinin. “Konu konuyu açmış güzel bir muhabbeti tutturup gitmiştik diye düşündüm ise de karşı taraf için öyle olmamış demek ki. Nasip.” dedi. Hava kararmıştı. Odanın ışığını açmak için elektrik düğmesine doğru yöneldi.


Merve Özkan'ın Yazısı.