Çarşaf Getir Giyeyim, Baykal`a Görüneyim
Şamil Tayyar, Star gazetesindeki köşesinden sesleniyor: Baykal’a kim dur diyecek? Tayyar, Baykal için, “Girmediği ‘kılık’ kalmadı. ‘Marksist’ söylemle çıktığı siyaset yolculuğunda yorulunca ‘Anadolu Solu’nda mola verdi. Olmadı, Kızıl Elma Koalisyonu için çırpınıp durdu. Yetmedi, milli iradeyi hiçe saydı, Anayasayı değiştirme yetkisini ihtilalcilere inhisar ettirdi, Ergenekon’un avukatlığına soyundu… Deniz Baykal’ın Ergenekon’un ardından son keşfi, ‘çarşaf siyaseti’dir. Başka bir ifadeyle, çarşaf üzerinden takiyye yapıyor” diyor.
Takiyyenin kralını yapacak kapasiteye sahip Baykal’ın Sultangazi’den sonra Eyüp’te de çarşaflı kadınlara CHP rozeti takması zihin bulanıklığını ortadan kaldırdı. Çünkü Baykal, Türk siyasi tarihine geçecek sözlerini Fikret Bila’ya söyledi: Örtülü kadınlar zincirlerini kırıyor.
Bizim bir şey söylememize gerek yok: Melih Aşık köşesinden aktardı: “Rıfat Yörük, “Karpuz getir yiyeyim” türküsünü yukarıdaki şekilde yeniden düzenlemiş: “Çarşaf getir giyeyim, Baykal’a görüneyim, Şu medyanın önünde, CHP’ye gireyim… Çarşafa bürünürsün, partide görünürsün, Altıoklu rozetle, ne de ‘laik’ görünürsün.”
Yüksek öğretim kurumlarına başörtüsü serbestliği getiren yasal düzenlemenin ardından düzenledikleri eylemlerle meydanlarda çarşaf yakanlar… Neredesiniz kardeşim? Baykal’a gösterecek çarşafınız kalmadı diye ağıt mı yakıyorsunuz?
GENÇ'ın Yazısı.