Ağustos ayında “hiç olmasın” dediğimiz haberler aldık dünyanın dört bir yanından. Gezegenimizin “akciğerleri” olarak kabul edilen Amazon Ormanları’nda son 1 yılda 72 bini aşkın yangın çıkarken Ağustos ayında ciddi bir yükseliş oldu. Brezilya Ulusal Uzay Araştırmaları Enstitüsü’ne göre, bu yüzde 83 artış demek. Uzmanlar, amazon politikaları yüzünden Brezilya Devlet Başkanı’nı suçluyor. Çünkü Başkan Bolsonaro, Amazon’daki doğal kaynakların işletmeye açılaması gerektiğini savunmuştu. Türkiye’ye gelecek olursak 27 farklı yerde çıkan orman yangını, Ağustos ayının gündemini anlatmaya yeter... Orman Genel Müdür Yardımcısı Hayati Özgür, yüksek sıcaklık ve rüzgar nedeniyle 15’i ormanlık, 12’si de tarım alanında olmak üzere toplam 27 yangın çıktığını kaydettiklerini açıkladı. Binlerce hayvanın, yüzlerce evin telef olduğu bu yangınlarda çok şükür can kaybımız olmadı. Ama bu şükrümüz, sadece durumun daha da vahim olmaması bakımından, zira Orman Genel Müdürlüğü’nden alınan verilere göre, Türkiye’de 2019 yılında bugüne kadar bin 377 adet orman yangını meydana geldi, 3 bin 191 hektar alan zarar gördü. Bu da gösteriyor ki resmi verilere göre Türkiye’de her yıl ortalama 8-10 bin hektar orman yanıyor. Peki burada “ihmal var mı?” sorusunu mu yoksa “imar var mı?” sorusunu tartışacağız? Malum sosyal medyada yanan orman arazilerinin yerinin imara açılacağı, bu yangınların da planlı olarak çıkarıldığına dair söylentiler yayınlanıyor. Konuya dair Anayasa’nın 169. Maddesine bakabiliriz; yanan orman alanları hiçbir koşulda imara açılamaz ve bu alanların yeniden ormanlaştırılması gerek. Orman yasalarının bu konuda “çok net” olduğunu belirten Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Şefi Nail Kabil de yanan ormanların yeniden ağaçlandırılacağını ve hiçbir biçimde imara açılamayacağını ifade ediyor. İhmal mevzuna ise zaten hiç girmeyelim; hâlâ piknik ateşini söndürmeyen, sigara izmaritini ormanlık alana atan vatandaşlarımız var... Ahirette yaptıklarımızdan hesaba çekilirken tabiatı, mahlukatı da koruduk mu, zarar verdik mi, bunlar da sorulacak. Olayı sadece imara, senaryolara bağlamaya gerek yok yani...


Salih Yüzgenç'ın Yazısı.