Türkiye`nin Teleskop Ağı
Işığı toplamak için gökbilimciler büyük teleskoplara ihtiyaç duyar. Teleskoplar aynalı ve mercekli olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Ancak çeşitli etkenlerden ötürü büyük teleskopların aynalı olması daha avantajlıdır. Aynanın çapı ne kadar büyük olursa, teleskobun ışık toplama ve ayırt etme gücü o kadar artar. Bu sayede daha uzak gök cisimleri daha hassas bir şekilde incelenebilir.
Kâinat gizemlerle dolu ve bizim bu gizemleri çözebilmek için elimizdeki tek kaynak ışık. Aslında gökbilimciler için “ışığı okuyan bilim insanı” tanımını yapmak yanlış olmaz. İnsan gözü ışığın sadece dar bir kısmındaki dalga boyunu görebilse de ışık bundan ibaret değildir. Tabiri caizse bu sadece buz dağının görünen kısmıdır. Gama, ultraviyole, kızılötesi ve radyo gibi farklı dalga boylarında yapılan gözlemler de kâinatın gizemini çözmemize yardımcı olur. Gökbilimcilerin ışığı daha iyi okuyabilmesi yani inceleyebilmesi için ışığı toplaması gerekir. Tıpkı bir bahçıvan gibi… Nitekim tarihte ecdadımız da gece gök cisimlerini havuzdaki sudan yansıyan ışıklara bakarak rasatlarını gerçekleştirmiştir.
Işığı toplamak için gökbilimciler büyük teleskoplara ihtiyaç duyar. Teleskoplar aynalı ve mercekli olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Ancak çeşitli etkenlerden ötürü büyük teleskopların aynalı olması daha avantajlıdır. Aynanın çapı ne kadar büyük olursa, teleskobun ışık toplama ve ayırt etme gücü o kadar artar. Bu sayede daha uzak gök cisimleri daha hassas bir şekilde incelenebilir.
Türkiye’ye Teleskobun Gelişi
Teleskobun icadı 17. yüzyılın başlarında gerçekleşmiş olsa da Türkiye’ye teleskobun gelişi 20. yüzyılın ilk çeyreğinde gerçekleşmiştir. 1868’de meteorolojik ölçümler için kurulan Rasathane-i Amire’ye astronomik gözlemler için 1925’te alınan 20 cm çapındaki bir dürbünle Türkiye teleskopla tanıştı. Rasathanenin müdürü Fatin Hoca bu dürbünle ilgili görüşlerini şöyle dile getirmiş: “Bu dürbüne sahip olmakla Türk Rasathanesi de uluslararası teşkilata girecektir. Çünkü örneğin, Avrupa’dan bize şu yıldıza bakınız diyecekler. Biz de tetkiklerimizi yaparak telsiz telgrafımızla yanıtlayacağız. Yalnız, dürbünümüz küçük ölçüdedir. Bulgaristan bu dürbüne 15 yıl önce sahip olmuştur.”
1936 yılında İstanbul Üniversitesi Gözlemevi’ne gökyüzünü görüntülemek için kurulan 30 cm çapındaki astrograf 12 ve 13 cm çapındaki Güneş teleskopları Türkiye’nin en eski teleskoplarındandır. 1963 yılında ise Ankara Üniversitesi Gözlemevi kurularak 15 cm çaplı bir astrograf ile yine aynı çapta bir Güneş teleskobu hizmete açıldı. Hemen bunu takiben 22 Haziran 1965’te Ege Üniversitesi Gözlemevi’nde kurulan 15 cm’lik teleskopla ilk gözlem yapıldı. Ancak kurulan bu teleskoplar günümüzde ışık kirliliğinin içerisinde kaldığı için artık aktif olarak kullanılamıyor.
Türkiye’deki gökbilimcilerin aktif olarak kullandığı ve hâlâ hizmet veren Tübitak Ulusal Gözlemevi (TUG) 90’lı yıllarda kurulmaya başlandı. Antalya’nın güneybatısında bulunan 2500 rakımlı Bakırlıtepe’ye kurulan TUG’un ilk teleskobu 40 cm çaplı T40 oldu ve ilk gözlem Ocak 1997’de yapıldı. Rusya ile işbirliği yapılarak kurulan 1,5 metre çapındaki RTT150 teleskobuyla Eylül 2001’de gözlemlere başlandı. TUG’a 2008-2009 yıllarında ise 60 cm ve 100 cm çaplı iki yeni teleskop daha kurularak teleskop ağımız daha da güçlendirildi. TUG haricinde Türkiye’nin en büyük teleskoplarından biri de Çanakkale 18 Mart Üniversitesi bünyesinde Ulupınar Gözlemevi’ne kuruldu. 122 cm çapındaki T122 teleskobu 13 Ağustos 2009’dan bu yana gökbilimcilere hizmet vermektedir.
Şimdilerde ise gözler Türkiye’nin en büyük teleskobuna ev sahipliği yapacak olan Doğu Anadolu Gözlemevi’nin (DAG) inşaatında… 2012 yılında yapımına başlanan DAG’a kurulacak tam 4 metre çapındaki dev teleskop ile 2020 yılında gözlemlere başlanması bekleniyor. Erzurum’daki 3 bin 170 metre rakımlı Karakaya Tepeleri’nde yükselen DAG’ın tüm tasarım ve yazılım kısmı ülkemizde yapıldı. DAG ile aynı zamanda ülkemizde ilk kez kızılötesi dalgaboyunda gözlem yapılabilecek.
Dünya’daki En Büyük Teleskoplar
Şili’deki Atacama Çölü’nde inşa edilen ESO-VLT Gözlemevi’nde 8,2 metre ve 1,8 metre çapında 4’er adet teleskop bulunuyor. Birbiriyle senkronize çalışabilen bu dev teleskoplar 200 metre çaplı bir teleskop gibi çalışabiliyor! Bu teleskopla Ay uzaklığında bulunan bir arabanın iki farını ayırt edecek güçtedir. Tek parça olarak dünyanın en büyük teleskobu ise İspanya’da. 10,4 metre çaplı Gran Telescopio Canarias 130 milyon euroya 2267 metre rakımlı bir tepeye inşa edildi. Bir diğer büyük teleskop ise Hawaii’deki Keck Teleskopları’dır. Yan yana kurulan Keck Teleskopları 10’ar metre ayna çapına sahip ve 85 metre çaplı tek bir teleskop gibi çalışma özelliğine sahip.
Ayın 18’inde Merkür-Mars Buluşması
Ayın başında günbatımından hemen sonra batı ufkunda yükselen Merkür kısa sürelerle gözlenebilir. Günler ilerledikçe gözlenebileceği süre uzayacak olan gezegene Mars eşlik etmeye başlayacak. Ayın 18’inde Mars ile adeta gökyüzünde değecek kadar yakın gözükecek. Merkür ay sonuna kadar gözlem için uygun konumda olacak. Ufkun üzerinde alçalmaya devam eden Venüs ise ayın ilk yarısına kadar sabahları gündoğumundan önce doğuda çok kısa sürelerle gözlenebilir. Venüs ayın sonuna doğru gökyüzünde Güneş’e çok yakın konumda olacağından görülmesi çok zor olacak. Gözlem süresi kısalan Mars günbatımında gökyüzünün batı bölgesinde yer alacak. Ay sonuna doğru gözlenebileceği süre yaklaşık bir saate kadar düşecek. Jüpiter bu ay tüm gece gözlenebilecek tek gezegen. Günbatımından bir saat kadar sonra doğudan yükselecek olan Jüpiter sabaha kadar gökyüzünde kalacak. Ayın 16’sında Dolunay evresindeki Ay ile çok yakın konumda olacak. Ayın son çeyreğinde Güneş battığında gezegen doğudan yükselmiş olacak. Satürn gecenin ikinci yarısının tamamında gözlenebilen tek gezegen ve ayın başlarında gece yarısından bir saat önce doğuyor. Parlaklığını hafifçe artırmış olan Satürn ayın 18’inde Ay ile yakın konumda bulunacak. Gözlenebileceği süre artmaya devam eden Satürn ay sonunda günbatımından bir saat sonra doğu ufkundan yükselecek.
Ekgün: Ekli yıllarda Şubat ayına eklenen gün.
Ekinoks: Gece ile gündüzün eşit olması; Güneş’in eşlekle tutulumun kesim noktalarından birine geldiği an.
Ejder Ayı: Ay’ın kendi yörüngesinde herhangi bir düğümden art arda iki geçişi arasındaki zaman.
Muaz Erdem'ın Yazısı.