Bu ay çok özel bir dosya çalışmamız var. Bu çalışma meslekler üzerine olunca, meslek belirlemede önemli yol ayrımlarımdan olan üniversite tercih dönemlerini, nasıl tercih yapmak gerektiğini konuşmayı da gerektiriyor. Sosyal bilimler anlamında ülkemizin önemli üniversitelerinden İbn Haldun Üniversitesi’nin bu konuda ciddi çalışmaları var. Kafamızdaki soruları İbn Haldun Üniversitesi Eğitim Kurumları ile İletişim Bölümü Müdürü Burak Erdem’e sorduk.

İbn Haldun Üniversitesi, sosyal bilimler merkezli bir üniversite olması bakımından hem alanında hem de Türkiye’de çok özgün bir noktada duruyor. Sizi tercih edecek öğrencileri neler bekliyor? Ne gibi ayrıcalıkları olacak İbn Haldun’da?

Ülkemizde şu an 206 üniversite eğitim veriyor. Her üniversitenin kendine özgü özellikleri var şüphesiz. İbn Haldun Üniversitesi’nin de en belirgin özelliği sosyal bilimlere odaklanması. Fen, sağlık ve mühendislik alanlarında yeniliklerin hızla arttığı bir dönemde ülkemiz de teknolojik yenilikler konusunda son zamanlarda büyük bir atılım içinde. Teknoloji konusunda dışa bağımlılığımız gün geçtikçe azalıyor. Ancak aynı gelişmeyi ne yazık ki sosyal bilimler alanında göremiyoruz. Oysa kültür ve sanatı da kapsayan sosyal bilimler alanı en az onun kadar önemlidir. Üniversitemiz de bu nedenle sosyal bilimlerin temel alanlarına odaklanmıştır. Ülkemizin ve coğrafyamızın kendi sorunlarına, sosyal bilimler perspektifinden, kendi reçetelerini üretebilecek özgün fikir ve bilim insanları yetiştirmeyi arzuluyoruz.

Buradan bakacak olursak, İbn Haldun Üniversitesini tercih edecek öğrencileri mukayeseli bir eğitim modeli bekliyor. Öğrencilerimiz, sosyal bilimlerin farklı disiplinlerinden derslerin yer aldığı bir müfredatla, bu alanda dünyadaki rakipleriyle rekabet etmeleri için gerekli altyapıyı edinecekleri, çok dilli ve çok kültürlü bir ortamda eğitim alacaklar. Yurt içi ve yurt dışında gerek yayınlarıyla gerekse sektörel çalışmalarıyla tanınan akademisyenlerden dersler alacak ve iyi bir sosyal bilimci olmak için gereken araştırmacı ruhu daha ilk yıllarından edinecekler.

Kampüsümüz Modern Bir Babil Kulesi

Üniversitenizdeki öğrencilerin ortalama yüzde 35’lik bir kısmının yabancı uyruklu olduğunu görüyoruz. Bu, bir dünya üniversitesi olabilmek açısından da önemli bir amaç ve başarı. Bu doğrultuda yabancı öğrencilerle alakalı planlamanız, çalışmalarınız ne doğrultuda?

İbn Haldun Üniversitesi’nde dünyanın pek çok farklı ülkesinden çok fazla öğrenci var. Uzun vadede uluslararası öğrenci kontenjanlarımızı düşürmeyi planlamıyoruz. Bizim kampüsümüz bu anlamda birçok dilin konuşulduğu modern bir Babil Kulesi adeta. Öğrencilerimiz çok farklı kültürlerden çok farklı insanlarla iletişim kurma ve sosyalleşme olanağı bularak bir anlamda dünya vatandaşı olma yolunda ilk adımı atıyor. Unutmadan eklemek lazım ki İbn Haldun Üniversitesi’nde her öğrenci Türkçe, İngilizce ve Arapça bilir.

Meslek Seçimi Lisedeyken Yapılmalı

“Geleceğim Sosyal Bilimler Zirvesi” ile sosyal bilimler alanında bilgilendirme, sosyal bilimlerin dallarını ve bölümler arasındaki farkları uygulamalı olarak anlatma ve öğrencilere vizyon ve motivasyon kazandırma amaçlarını taşıyan bir projeniz var. Bunu dinlesek biraz da sizden? Özellikle meslek seçimi bağlamında bu vizyonun gerekliliğini duymak isteriz?

Öğrenciler iyi bir kariyer ve gelecek sahibi olmak için var güçleri ile üniversite sınavına hazırlanıyorlar. Ama maalesef çoğu ya hedefsiz ya da yanlış yönlendirme neticesinde bulunduğu bölüm ve üniversiteden memnun olmayıp tekrar sınava giriyor. Bölüm ve meslek tercihinde öğrenci nereye gideceğini bilmeyen bir araç sürücüsü misali eğer yol tarifini doğru almamışsa yanlış gider ve geri döner, zaman kaybeder. Aslında kariyer yolunda yapılan en büyük yanlış, bunun üniversite seçimi aşamasına bırakılmasıdır. Oysa ki öğrenci daha lise seçimi aşamasında iken geleceğe yönelik tercih yapmalıdır.

Lise döneminde tek tip değerlendirme neticesinde Anadolu, fen, meslek vs. kategorileştiriliyor. Aynı şekilde devamında onuncu sınıf sonunda çoğu öğrenci, öğretmenleri, ailesi ve çevresi tarafından matematik, fizik, kimya ya da biyoloji notları iyi ise sayısal, iyi değilse eşit ağırlık alanını seçiyor. Sözel sınıfları maalesef yok denecek kadar az. Evet, notlara bakarak alan seçimi bir bakıma normal. Ama ilginç olan tüm derslerde başarılı bir öğrenci için hiçbir zaman “tarihte, coğrafyada da başarılısın, sen sözel alan seçmelisin” tavsiyelerinin duyulmaması. Aynı tutum üniversite ve bölüm seçiminde de maalesef öğrencinin karşısına çıkıyor.

300 Öğrenciyle 3 Günlük Zirve

Geleceğim Sosyal Bilimler Zirvesi’nde üniversite ve bölüm tercihi yapacak adayların sosyal bilimleri yakından tanımalarını sağlayacak bir ortam hazırlıyoruz. Adayların bölümleri tüm yönüyle görmelerini ve bilinçli bir tercih yapmalarını amaçlıyoruz. Türkiye genelinden 300 öğrenciyi ağırlayacağımız ve 20-21-22 Temmuz 2019 tarihlerinde toplam üç gün sürecek programda, öğrenciler birinci ve ikinci gün sosyal bilim alanlarında 107 atölye dersi ile bölümlerin akademik içeriğini görecekler. Öğrenciler düşündükleri bölüm ya da bölümlerin atölyelerini tercih ederek, günde en fazla dört atölyeye katılma imkanına sahip olacaklar. Belli bir kontenjana sahip atölyelerde benzer seviyeye sahip öğrenciler mini bir üniversite deneyimi yaşayacaklar. Programın üçüncü gününde ise alanında duayen isimlerin konuşmaları ile adaylar, ilgilerini çeken bölüme profesyonel hayattan bakış fırsatı yakalayacaklar.

Kimlerin katıldığını öğrenebilir miyiz?

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Erişah Arıcan, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, CNN Türk Genel Müdürü Bora Bayraktar öğrencilere tecrübeleri ile birlikte alanlarına dair tavsiyelerde bulunacak.

Bunların yanı sıra öğrenciler program boyunca tercih uzmanlarından tercih danışmanlığı hizmeti alabilecek, kurumsal katılımcıların yer aldığı stantlarda staj ve eğitimler konusunda bilgi edinecek, akademisyenler ve önceki yıllarda derece elde etmiş öğrenciler ile bire bir görüşme imkânı bulacaklar. Öğrencilerin geçirdikleri bu üç gün boyunca sosyal bilimleri yakından tanımalarını ve tercihlerini bilinçli bir şekilde yapmalarını amaçlıyoruz.

İyi İnsan Faydalı İnsandır

Kariyer planlaması gençlere bir put, salt başarı unsuru olarak dayatılıyor. İyi insan olmanın ise sanki hiç anılmadığını veya anılsa bile sistem gereği geçerli olamadığını görüyoruz. Siz neler söylersiniz?

Burada farklı bir şey söylemek istiyorum, bence gerçekten iyi insanlar çok daha başarılı olabiliyor kariyerlerinde. İyi insan demek, işine saygı duyan ve aynı zamanda etrafındakilere faydalı olan insan demektir. Hele bir de kendini iyi yetiştirmişse, işte o zaman kariyer yolu da inşallah daha açık olacaktır.

Bir dönem ortaokul mezunlarının öğretmenlik yapabildiği ülkemizde artık yüksek lisans mezunu olmak bir statü olarak değersiz kalabiliyor. Burada, geleceğin meslek ve kariyer dünyasında bizi neler bekliyor sizce? Nasıl konuşlanmalıyız?

Çok hızlı gelişen bir dünya ve hızla akıp giden bir zaman döngüsü içerisindeyiz. Dediğiniz gibi bir dönem ortaokul mezunları şirketlerde yöneticilik, okullarda öğretmenlik gibi şu an yüksek lisans mezunu olanların dahi ulaşamayabildiği pozisyonlara gelebiliyorlardı. Bugün için bu değişimi ‘az olan her zaman kıymetlidir’ olarak ifade edebilirim. Bahsettiğimiz dönemlerde kişinin okuma yazma bilmesi bile fark oluşturabiliyordu. Daha sonra ortaokul mezunları, lise ve üniversite mezunları... Şimdi öğrencilerin ve ailelerin gündeminde “hangi bölümün ya da mesleğin iş garantisi var, önü açık?” gibi sorular yer alıyor. Artık birkaç istisna dışında bu sorulara net cevap vermek çok zor. Çünkü üniversite mezunu ihtiyacı diye bir şey olmadığı gibi, çoğu bölüm ve program, ülkemizde sayısı 206 olan üniversitelerimizin çoğunda bulunuyor. Örnek vermek gerekirse bundan yaklaşık yirmi yıl öncesine kadar İşletme bölümü, eşit ağırlık alanının en parlak ve kazanılması en zor bölümlerinden birisiydi. Yeni açılan her üniversitede İşletme bölümü de açılmasından ve sayılarının bir hayli artmasından ötürü hem kalite düştü hem de mezunların kıymeti kalmadı. Bunun gibi onlarca örnek var maalesef.

Popüler Olan Yerine Yeteneğimize Bakmalıyız

Çoğunlukla yaptığımız gibi popüler bölüm ve meslekleri takip etme yerine, ilgi ve yeteneklerimize göre yol çizmemiz gerekiyor. Bizi geleceğin meslek ve kariyer dünyasında, sadece diploma ve belgenin yeterli olmadığı, bireysel beceri ve donanımın fazlasıyla önemli olacağı bir ortam bekliyor.

Bu anlamda öğrencilere daha fazla yabancı dil, daha fazla sosyalleşme alanları, dünyayı ve çevresindekileri ilgilendiren konularda faaliyetler ki burada gönüllü faaliyetler önemli yer tutuyor, kulüp faaliyetleri, öğrenciyken kurulan iş dünyası ile ilişkiler için zaman ayırmalarını öneririm.


GENÇ'ın Yazısı.