Merhaba kıymetli okurlar.

Bu ay kapağımıza “Sevdir Bize Sevdirdiklerini Yerdir Bize Yerdiklerini” başlığını taşıdık. Neredeyse her güne tatsız ve acı haberlerle başlıyoruz. Kutsal değerlerimize yani mukaddeseta karşı, gerek dünyanın çeşitli ülkelerinde gerekse Türkiye`de, birilerinin göstermiş olduğu edepsizlikler ve nefret karşısında kimi zaman üzülerek kimi zaman da öfkelenerek duruş sergileyemeye çalışıyoruz. Müslüman izzetli insandır, dinini canından aziz bilir, tüm zalimlere karşı ebedî bir düşmanlık taşır yüreğinde. Allah ve Rasulü`nün sevdiğini severiz, Allah ve Rasulü`nün hoşlanmadığından, buğzettiğin de uzak dururuz. Bu manada sevgi kadar "buğz" da hayatımızın içindedir. GENÇ`te bu ay kapağımıza ve dosya çalışmamıza "buğuz" meselesini taşıdık.

Editörümüz Süleyman Ragıp Yazıcılar, Editörden yazısında “Ömer İlyas, Seninleyiz, Tüm İslam Düşmanlarına Buğzediyoruz!” başlığı ile sesleniyor. Yunus Emre Tozal “Allah İçin Sevmek ve Buğz Etmek” diyerek bizlere sesleniyor. Taha Kılınç ise “Kalb-i Selim Üzere Olmak” başlığıyla yazdı. Bülent Yıldırım, Asım Gültekin, Eyüp Gökhan Özekin, Talha Gülgören gibi kıymetli isimlerle yaptığımız söyleşiler de Aralık sayımızda sizleri bekliyor.

Esenlikle…

EDİTÖRDEN / SÜLEYMAN RAGIP YAZICILAR

ÖMER İLYAS, SENİNLEYİZ, TÜM İSLAM DÜŞMANLARINA BUĞZEDİYORUZ!

Geçtiğimiz ay, Norveç’te göçmenlerin yoğun yaşadığı Kristiansand kentinde, “Norveç’in İslam- laşmasını Durdurun” isimli aşırı fanatik bir grubun lideri, Kur’ân’ı Kerim’i yakma girişiminde bulunurken, Suriyeli bir genç -Ömer Dabaa İlyas- aniden gösteri alanına atladı ve o utanmaz adama mani olmaya çalıştı, kutsala saygısı olmayan o hadsizlere anlamlı bir şok/panik yaşattı. Hadiseyi görünce birçok açıdan duygulandım.

HABERLERİ OKUMA KILAVUZU / SALİH YÜZGENÇ

Haber Başlıkları Şöyle:

-Sabır, Merhamet Azaldı; Kavga, Boşanma Arttı!

-Bu İnsanlarla Whatsapp Arkadaşı Olmayın!

DOSYA / YAZI İŞLERİ

SEVDİR BİZE SEVDİRDİKLERİNİ YERDİR BİZE YERDİKLERİNİ

Neredeyse her güne tatsız ve acı haberlerle başlıyoruz. Kutsal değerlerimize yani mukaddeseta karşı, gerek dünyanın çeşitli ülkelerinde gerekse Türkiye`de, birilerinin göstermiş olduğu edepsizlikler ve nefret karşısında kimi zaman üzülerek kimi zaman da öfkelenerek duruş sergileyemeye çalışıyoruz. Müslüman izzetli insandır, dinini canından aziz bilir, tüm zalimlere karşı ebedî bir düşmanlık taşır yüreğinde. Allah ve Rasulü`nün sevdiğini severiz, Allah ve Rasulü`nün hoşlanmadığından, buğzettiğin de uzak dururuz. Bu manada sevgi kadar "buğz" da hayatımızın içindedir. GENÇ`te bu ay kapağımıza ve dosya çalışmamıza "buğuz" meselesini taşıdık. Zira "Müslümanın buğzu olmalı" derken neden ve nasılını öğrenmek, cevap aradığımız soruları sizlerle de paylaşmak istedik. Öfkenin hayatımızdaki yeri, insanın kime/kimlere karşı, hangi ölçüler ve ilkeler bazında daima buğz içinde olması gerektiği ve kızdığımızda gerçekten Allah için kızabiliyor muyuz, yoksa dünyaya kendi kabalığımızı, anlayışsızlığımızı mı yansıtıyoruz soruları üzerine "anlama ve anlamlandırma çabası" olarak dosyamızı şekillendirdik. Kıymetli hocalarımızın yorumları, ustaların hassas tespitleri ve gençlerin buğuz etmek hakkındaki düşünceleriyle de zengin bir içerik oluştu. İstifadesi bol olsun.

BİR BAŞKA AÇIDAN / TAHA KILINÇ

KALB-İ SELİM ÜZERE OLMAK

Kalb-i selîm sahibi olmak, makbul bir imana sahip olmakla eş değerdir. Kalb-i selîm için çalışmak, bir insan için olmazsa olmazdır. Hem dünyadaki huzuru hem de âhiretteki necâtı buna bağlıdır. 

TEN KAFESİ / YUNUS EMRE TOZAL

HİKMET-İ İLAHİYE: ALLAH İÇİN SEVMEK ve BUĞZ ETMEK

Gençler, şunu aklımızdan çıkarmamalıyız; Allah bizi yeryüzüne halife olarak gönderdi. Ne demektir halife olmak? Elbette sorumluluk yüklenmektir. Hakikat yolu için çileye talip olmaktır. Daha açık ifadeyle bizim Cenab-ı Hakk’ın Arz’ında halife olmamız, Allah’ın hükümlerini icra ve kanunlarını tatbik etmesi için mücadele etmemizdir. Çünkü biz şuna inanıyoruz, kurtuluş ancak İslam’dadır. Bu yüzden insanın halife olmasını, Allah’ın koyduğu kurallar ve kaideler ile anlamak ve çevremize de anlatmak gibi bir görev ve sorumluluğumuz var. 

GEÇİYORDUM UĞRADIM / AYŞE SALİHA EMON

AY HEYYT YUU

Bundan on beş, on altı sene falan önce olması lazım. Televizyon kanalları arasında zapping yaparken bir diyaloğa denk gelmiştim. Muhtemelen Hollywood yapımı bir diziden alt yazılı bir sahneydi. 

SÜLEYMAN RAGIP YAZICILAR / YUSUF TEMİZCAN

ZUHURAT

Dünya İslam’a gebedir, İslam güneşi yürek yürek, diyar diyar, ülke ülke, kıta kıta gezmeye devam edecektir. Lakin tıpkı cahiliye devri karanlığı gibi, zulümler, kötülükler, barbarlıklar, katliamlar, haksızlıklar her yerde artmış vaziyettedir. İnsaflı, vicdanlı, merhametli ve anlayışlı insanlar yeryüzünün tüm zalimlerine karşı el ele vermek zorunda.

VURGU / EMRE TOPOĞLU

DERS BİTMİŞTİR

Hakikaten zaman ne kadar da hızlı geçiyor!” diye iç geçirdim kendi kendime. Ancak zaman bu kadar hızlı geçerken, değişen sadece insanlar, şehirler ya da binalar değildi sanki. Düşünceler, inandıklarımız, değerlerimiz de değişiyor, hatta bazıları yok oluyordu. 

SÖYLENMELER / AYŞEGÜL GENÇ

BOŞLUĞU SELAMLAMAK

Geçenlerde Orhan Pamuk’un hayatını anlatan bir belgesel çekiminden kareler paylaşıldı. Orhan Pamuk poğaça satan bir seyyar satıcıya yaklaşıyor ve “merhaba poğaçacı” diyor. Başarısını ülkesi üzerine romanlar yazarak elde eden bir yazarın bu şekilde selam vermesi garipsendi. Çünkü ülkemizde satıcılara böyle seslenilmez. Merhaba amca denir, selamun aleykum abi denir, hayırlı işler yeğen denir. Okurlarına göre “merhaba poğaçacı” ifadesi arayı kapatan bir selamdan ziyade mesafeyi üstten yana açan bir makas işlevi görmüştür.

PATİKA / BELEMİR KOPUZ

BİR ÇİÇEK GÖRDÜM, ALEMİ SEYRETTİM

Bir çiçek gördüğümüzde sadece bir çiçek görmüş olmayız. Bir çiçek görmek, bir âlemi izlemektir aslında. Bir ortanca mesela... Üç mevsim beklemiş. Önce tüm ihtişamını yitirircesine çiçek dökmüş. Bir kısmı solmuş da dökülmüş, bir kısmı daha solamadan düşüvermiş yere. Dayanamamış, yaprak dökmüş. Hani elimizde kalan son güzelliğin de elimizden ayrılışını izlemek gibi bir şey. 

YİTİK HİKMET / AYDIN BAŞAR

NEFSİN İLK ON BİRİ

Nefsimin hatalarını ve bazı hamlıklarını zaman zaman bir yere not alıyordum. Baktım ki maddeler epeyce çoğalmış. Sonra içlerinden bazılarını seçip nefsimin ilk on birini bir yazı ile sizlerle paylaşmak istedim. Belki faydalı olur umuduyla. 

İLHAM VEREN BULUŞMALAR / ZAHİD ÇAKIR

HAYAT BOŞLUKLARLA GÜZEL(mi)?

Uzunca bir süredir, “İlham Veren Buluşmalar” başlığıyla genç arkadaşlarımızla bir araya geliyor, gençlikle ilgili önemli ve gerekli gördüğümüz hususlarda beyin fırtınaları yapıyoruz. Farklı üniversitelerde okuyan, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyindeki Genç Gönüllüler’le, her buluşmada gençlikle ilgili meseleleri esaslı bir şekilde masaya yatırıyoruz. Zenginlik ve renkliliğimizi korumak adına, buluşmalarda katılımcılar farklılaşıyor, çeşitli STK’lardan da gönüllüler bizimle oluyor ve farklı bir gündem ele alınıyor. 24 Ekim’de gündemimizde “hayatımızdaki boşluklar” konusu vardı. “Hayatınızdaki en büyük boşluk nedir? Neyi arıyor, neyin yoksunluğunu şiddetli hissediyorsun?” sorusu üzerine katılımcı arkadaşlarımızın her biri fikirlerini beyan etti, karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. Derlenen notlardan bir kısmını sizlerle de paylaşmak isteriz. 

FİKR-İ FİRARİ / S. BİLGEHAN EREN

EY NAS!.. RUHUNUN KIYISINDA KAÇ BEBEK BOĞULURSA, VİCDANINI HATIRLARSIN?..

Sinemanın şair-dâhisi Tarkovski “Anlama yeteneği çok değerlidir” diyor ve ekliyordu; “Bir kez olsun, aynı şeyleri hissetmeyi başarabilen iki insan birbirini hep anlayacaktır. Bunlardan biri buzul, diğeri isterse atom çağında yaşamış olsun fark etmez.” 

EDEBİ PORTRELER / OKAN ERDAĞI

İSLAM’IN BAMBAŞKA KILDIĞI PIRLANTA BİR KALP: PROF. DR. EVA DE VİTRAY-MEYEROVİTCH MEYEROVİTCH

Muhammed İkbal’den, İslamiyet’ten öylesine etkilenir ki din değiştirmeyi dahi düşünür. O artık İslam’a hayran biridir. İçi içini kemirir, ne yapacağını bilemez. Bir yanda mutmain olmasa da inandığı bir din, diğer yanda ansızın hayatına giren bir başka din. 

GENÇLERLE 12 SORU 12 CEVAP/ OSMAN NURİ TOPBAŞ

RAHMET İNSANI-2

Güneş için ısıtmamak nasıl imkânsız ise, yüksek ruhlar için de insanlara acımamak, onlara hizmetten kaçınmak, ıztırap ve çileler karşısında duygusuz kalmak, öyle imkânsızdır. 

MANEVİ KİŞİLİĞİN İNŞASI / ADEM ERGÜL

KAYBETMEMEK KAZANMAKTIR

Muteber bir şahsiyet olma yolunda ödenmiş nice bedeller vardır. Fakat kişiliğini uzun süre korumuş insan ne kadar da azdır. Para kazanma, bir makam elde etme, bir menfaate kavuşma adına kendini ve değerlerini satan ve sonunda beş paralık hale gelip bir kenara itiliveren çok kimselere şahit olmuşuzdur.

AMERİKA MEKTUPLARI / SELİM TİRYAKİOL

BİZE BİR İKLİM GEREK

Burada Türkçe öğretiyorum. Bu mektubumda sizinle öğretmenlik ve bilgi elde etmekle ilgili hasbihal etmek istiyorum. Doğrusu öğretmek dünyanın en zor işlerinden biri. Öğretmek demek aynı zamanda öğrenmek demek. Pedagojide buna yansıtıcı öğretim diyorlar.

DİPNOT ÖZENİ / VOLKAN ZAMANOĞLU

BİR: BİZE İYİ DESİNLER

Yazıyı da hayatı da adım adım yürümeye benzetiyorum. Bazen öylece durduğumuz, etrafı izlediğimiz, yavaşlayıp hızlandığımız bir yol üzerinde gidip geliyoruz. Herkes bir şekilde gittiğinin farkında. Beni, gidememeler ilgilendiriyor. Aksayan işlerimizde, zorlanan iç motivasyonumuzda, yapmak istemediğimiz güzel işlerde bizi engelleyen şeyleri kurcalamak istiyorum. İnsanın en çok kendiyle derdi olduğunu kabullenmiş biri olarak, kendimle uğraşıyorum. 

ARKA SOKAK / TURGAY BAKIRTAŞ

PARA GELDİ CİHANE MEVLİT NİŞAN BAHANE

Cumhuriyet’in ilk yıllarında temeli atılan, zaman içinde büyüyen, 28 Şubat sürecinde otoriter yüzünü gösteren, AK Parti iktidarından sonra “bir gün intikam almak üzere” mevzilere çekilip bıçak bileyen kesimin dindarlara bakışı ülkenin temel sorunlarından biri. 

KAFALARDAKİ SORULAR / DOÇ. DR. SONER DUMAN

EVRENİN BİR YARATICISI OLDUĞUNU NEREDEN BİLİYORUZ?

Gayba ilişkin meseleler “bilimsel bilgi”nin konusu olamazlar. Zaten bir şey, bilimsel olarak bilinebiliyor, izah edilebiliyor ise o şey artık gayb olmaktan ve iman konusu olmaktan çıkar. 

TARİH MÜZAKERESİ / GÖKHAN GÖKÇEK

KAYNAĞIN TARAFSIZLIĞI TARİH KADAR ÖNEMLİDİR

Tarihi bilgiye ulaşmak ve onu ortaya koymak kadar onu olduğu şekilde anlatmak da hayati bir değer taşır. Tarih yazmanın modern anlamda iki temel esası olan belge ve metot bu yüzden büyük önem arz etmektedir. 

MİMAR KAFASI / EBUBEKİR ŞİMŞEK

BİZ NEDEN PARİS’İ KONUŞUYORUZ?

Turgut Cansever’in ‘Paris’i şehir zanneden ahmaktır’ lafı çarpıcı. Peki Paris iyi bir şehir örneği değilken; İstanbul kadim bir medeniyet inşa sahnesi iken; biz neden havalı çocuk Paris’i konuşuyoruz. 

MEHMET DİNÇ İLE GENÇLİK HALLERİ / AYŞEGÜL ÖZTOPRAK

- Hatırlama Yeteneğimizi Nasıl Geliştirebiliriz?

- Aklını ve Kalbini Muhafaza Et 

KELEBEK İKLİMİ / HALİT YASİR ÖZOĞUL

GAYRİ YOKUŞ AŞAĞI

Bana doğru tekrar döndü ve o, bakışlarımın içerisinde yüzmeye yeltenemeyeceği derinlikteki gözlerini gözlerime sabitleyip, “Yarıyı geçtik, Yâsir Efendi..” dedi.. 

BİRAZ KÜLTÜR, BİRAZ SANAT / YUSUF TEMİZCAN

- Necip Fazıl Ödülleri Sahiplerini Buldu

- Bazı Sanatlar Ne Kadar Pahalı

- Dizi Değil, Bir Hayat Tarzı İhraç Ediyoruz

- Notlar

- Dikkat Çekenler

- Kısa Kısa 

SİVİL TOPLUM REHBERİ / ALAADDİN SERHAN YAMAN

YETİM GÜLERSE DÜNYA GÜLER

İHH’nın yaptığı yetim çalışmalarının belki de en heyecan vereni, bu yıl dokuzuncusunu düzenledikleri Yetim Dayanışma Günleri. İHH, Yetim Dayanışma Günleri kapsamında eylül, ekim ve kasım aylarında Türkiye’nin de aralarında olduğu 33 ülkede kalkınma yardımlarından, oyuncak ve bisiklet dağıtımına; temizlik paketleri dağıtımından, meslek edindirme kurslarına; lunapark ve uçurtma şenliklerinden, psikolojik terapi desteğine kadar 607 projeye imza attı. 

GEZİ YORUM / HANDE BERRA

SUDAN’DAN MEVLİD

Hartum’un Sudan’da göreceğim son düzenli şehir olduğundan habersiz şehri gezdim. Müzede suların altında kalmaktan kurtarılan tapınakların duvarları, dev firavun heykelleri ve tozlu kolyeler. Tarihi resimler ve hiyerogliflerle anlatan duvara yaklaşıp hayat anahtarı Ank’a dokunarak “Konuş ey taş” diye geçmişe seslendim.

MİKRO ÂLEMDEN MAKRO ÂLEME / MUAZ ERDEM

ONDAN HIZLISI UZAYDA

Farkında değiliz belki ama Güneş Sistemi kâinat denizinde muazzam bir hızla yol alıyor. Güneş’in de içinde olduğu Samanyolu’nun dış kısmındaki yıldızlar saniyede ortalama 210 km hıza sahiptirler. Bu büyük bir sürat gibi görünse de en büyük sarmal gökadalarda yer alan yıldızların hızlarına göre aslında çok küçük. Samanyolu’ndan daha parlak, daha büyük ve kütleli olan “süper sarmallar” içindeki yıldızlar saniyede 570 km hızla dolanmaktalar! Üstelik bu sürati büyük kütlelerine rağmen yapıyorlar. Bu yıldızların böylesi bir hızla dolanmasının nedeni ise olağanüstü büyük kütleli bir bulutun ya da karanlık maddenin içinde olmalarıdır. 

TEKNO GÜNDEM / MUHAMMED MURAT TUTAR

DİJİTAL SERVİSLERE HİZMET VERGİSİ

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de faaliyet gösteren dijital servisler ülkemizin vergi politikalarına göre hareket etmek zorunda. Geçtiğimiz ay TBMM’de kabul edilen kanuna göre internet ortamında sesli, görsel, yazılı içerikler satan ve bu içeriklerin dinlenmesine, izlenmesine, indirilmesine yani özetle kullanılmasına yönelik hizmet sağlayan tüm şirketler vergiye tabi tutulacaklar. 

YAZI ATÖLYESİ / METİN KARABAŞOĞLU

İMKANSIZ KOLAY

Yazıda, sözde, düşüncede ve edebiyatta yol almaya gayret eden herkesin önünde, ‘sehl-i mümteni’ diye bir hedef vardır. Çünkü derdini veya düşüncesini ifadenin zirve noktası odur. 

SİNEMA / MEHMET NİŞANCI

SİNEMANIN İRFANI MÜMKÜN MÜ?

Sinemanın İslami bir kimliğe bürünmesi mümkün müdür? Bugün aslında hem Yeşilçam hem Hollywood biz Müslümanların sinema ile arasına mesafe koymasındaki iki önemli müsebbip. Müslümanların devamlı olarak aşağılanıp hor görüldüğü ya da kapitalizm vahşetinin bir nesnesi olduğu sinema bizim için hep uzak kaldı. Peki gerçekten bu böyle midir, ya da ne yapmak gerekir? 

ARALIK AYI RÖPORTAJLARI İSE ŞU ŞEKİLDE:

Bülent Yıldırım: Hata Yapana Değil, Hatanın Kendisine Öfke Duymalıyız Konuşan: Yazı İşleri Ekibi

Eyüp Gökhan Özekin: Genç Kardeşlerimiz “Uslanmasın” Konuşan: Esad Mücahit Eskimez

Talha Gülgören: Tecrübe Kazandıkça Değil Kaybettikçe Birikir Konuşan: Abdullah Tutar

Bıtanıdık.net: Biz Yapmazsak Kim Yapacak Konuşan: Necibe Bayrak

 

 


GENÇ'ın Yazısı.