Birileri Tanrı Bile Batıramaz mı Demişti?
Hizmete girdiği an dünyanın en büyüğü olan, hikayesiyle efsaneleşen ve Atlas Denizi’nin kuzeyinde 15 Nisan 1912 gecesi buzdağının çarpması sonucu batan İngiliz transatlantik gemisi Titanik battığı günden bu yana okyanusun dibinde bulunuyor. Batan yolcuların akrabalarına geminin kaldırılması fikri sunulmuş ama 1912’de henüz Titanik’i kaldıracak teknoloji yokmuş. Ayrıca geminin nerede bulunduğuna dair net bilgi de elde edilmemiş. Yeri olaydan 73 yıl sonra 1985 yılında 4 bin metre derinlikte olduğu ve yapısal bozulmanın beklenenin çok ötesinde olduğu tespit edilmiş. Derinliklerden binlerce eşya çıkarılsa da geminin büyük parçalarının kaldırılmasının imkansız olduğu anlaşılmış. Her şey 1991 yılında başlamış. O yıl Kanada, Nova Scotia, Halifax’taki Dalhousie Üniversitesi’nde çalışan araştırmacılar Titanik enkazından çürümüş demir örnekleri almışlar. Bunlara buz kristallerine benzedikleri için demir billurları demişler. Örnekleri laboratuara götürdükleri zaman demir parçalarının bakterilerden oluşan ince bir film tabakasıyla kaplı olduğunu görmüşler. Ancak bakterilerin türünü tespit etmeleri uzun zaman almış. Nihayet 2010’da Dalhousie Üniversitesi’nden Henrietta Mann liderliğindeki bilim insanları bakterilerin kimliğini tespit etmeyi başarmış: Halomonas titanicae. Bu bakteri sebebiyle bilim insanları Titanik’in 20 yıl ömür sürdüğünü tahmin ediyor. İnsanoğlunun kibrine adeta bir cevap gibi. Tanrı bile batıramaz dedikleri gemi gün gelir batar, gün gelir yok olur...
Büşra Nur Turan'ın Yazısı.