Bize oku dediler okuduk, çalış dediler çalıştık, evlen dediler evlendik. Bu dünyada birileri için yaşıyorum diyenler sanki daha mutlu, özellikle de evliliklere bakınca...

Sakın ha, evliliğe karşı cephe falan almayın: Ama benim anladığım şu, eskiden evlilikler daha sağlamken şu an daha zayıf bir haldeyse, burada ciddi bir sorun var...

Ne oluyor biliyor musunuz? Bu X,Y,Z kuşak tasniflerinin bir etkisinden midir bilmem, gittikçe tahammülsüzleşiyorsun.

Evleneceksin mesela, her şey süper: Bir düğün olsun da rahatlayalım diyorsun, ama yok...

Olmuyor...

Bakın, Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2018 yılı verilerine göre evlenen çift sayısı 2018 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 2,9 azalarak 553 bin 202 oldu. Peki sizce boşanan çiftlerin sayısı evliliğin düşmesi gibi azaldı mı?

Maalesef arttı. 2017’de 128 bin 411 olan rakam 2018 yılında yüzde 10,9 artarak 142 bin 448 oldu.

Bu verilerden şu sonuç çıkar: Her yıl gerçekleşen evlilik-boşanma oranları 5’te birlik seyirde. 5 evlilik oluyor, 1 yuva yıkılıyor...

Ve maalesef şu veri de çok ilginç: Boşanmaların yüzde 37,6’sı evliliğin ilk 5 yılı, yüzde 20,4’ü ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşti. Yani ilk yıllar...

Şimdi boşanıp da düğün konvoyu gibi boşanma konvoyu yapan adam gibi düşünebilirsiniz...

Ya da boşanınca intihar eden genç gibi hayatına son vermeyi bir çözüm zannedebilirsiniz...

Ama unutmayın: Ne evlilik ucuz, ne de hayat.

Birincisi boşandım diye turlayan arkadaş nasıl bir kafa yaşadı, başına neler geldi bilmiyoruz. Kendince haklı da olabilir. Ama ne olursa olsun, kazanın kutlaması bence olmaz...

O arkadaşa ayrıca şunu da söyleyeyim: Evlenene kadar aklın neredeydi?

Cevabı siz biliyorsunuz...

Hem bu boşanmalarda bedeli sadece çiftler ödemiyor, ya çocuklar?

Hatta kadınların ödediği bedel de çok fazla, özellikle de Türkiye gibi ülkelerde.

Çünkü maalesef: Erkek boşanınca keyfine keyif, kadın boşanınca dul... Hatta duldan ileriye götürüyorlar meseleyi, maalesef. İftira, dedikodu bini bin para.

Ne olursa olsun gideceğimiz yer belli, sonumuz var, ölüm var... Bunu dedi, şunu dedi, şunu giydi, şunu almadı kavgalarının yerini daha ciddi tartışmalara bırakabilsek... Ölüm gibi bir gerçeğin olduğu dünyada, birbirimize daha fazla sabredebilsek?


Salih Yüzgenç'ın Yazısı.