Abdullah Uyar

1934 yılında Sivas'ta dünyaya gelen Ahmet Turan Kılıç, çeşitli mesleklerde çalışmış emekliliği gelince de televizyon tamirciliği yapmaya başlamıştı. 2 temmuz 1993 yılında Sivas'ta cereyan eden Madımak olaylarından dolayı asılsız bir ihbar yüzünden 7 temmuz gecesi evinden gözaltına alındı. Gözaltına alınması aile içerisinde büyük bir şaşkınlığa uğratsa da ailesi durumun yakın zamanda düzeltilip tahliye edilmesini beklerken, karakolda yaşanan küçük bir hadise yüzünden Ahmet Kılıç'ın gözaltına alınma evresi ağırlaşarak tutukluluk evresi şekline geçti.

İddiaya göre Ahmet Kılıç karakolda kaldığı süre içerisinde karakolun televizyonu bozuluyor. Polisler televizyonu nasıl yaptırabiliriz diye düşünürken akıllarına tutuklanan televizyon tamircisi ahmet kılıç geliyor. Ahmet Kılıç televizyonu tamir ettikten sonra aniden televizyonun içerisindeki kaset sebebiyle Aziz Nesin'in resmi çıktığında resmi eleştirdiğinden dolayı gözaltı hali tutukluluk halini aldığını dile getiren oğlu Necdet K. sözlerine şu şekilde devam etti: "Madımak olayı olduğunda babam nerenin yandığını, kimin ne yaptığını bile bilmiyordu. Adamcağız evinde oturup vergi iade zarfı dolduran, televizyon tamiri yapan bir insandı" diye konuştu.  

Gözaltına alındığı yıllarda 59 yaşında olan Ahmet Dede, aradan geçen 27 seneye rağmen ailesinin ve aynı zamanda olaylarla alakasının olmadığını destekleyen 15 şahidin olmasına rağmen maalesef hâlâ cezaevinde... Ailesi suçu olmadığı halde halen içerde olan Ahmet Dedenin durumundan dolayı harekete geçilmemesinden dolayı büyük üzüntü içerisinde. Yakın zamanda eşini kaybetmesine rağmen Ahmet Dedeye ilk başlarda cenaze için izin verilse de sonradan savcının "siyasi suçlu" savunması dolayısıyla izin geri çevrildi.
 
Şu an 86 yaşında olan Ahmet Dedenin, gerek ailesi gerekse avukatı Ahmet K.`nın anlattıklarına göre sağlık durumunun günden güne kötüleştiği dile getiriliyor. Avukatı 2019 yılının başlarında ziyaretine gittiği zaman "İki gardiyanın kolları arasında geldiğini ve kulaklarının duymadığını, aynı zamanda  konuşmakta zorlandığını" ifade ediyor. Ailesi ise son ziyaretlerinde Alzheimer hastalığının belirtilerini fark ettiklerinden yakınıyor.
 
Sivas Numune Hastanesin`de alanında uzman 8 doktor imzalı verilen raporda: "Ahmet Turan Kılıç`ın, yaşaması reviri olan bir ceza infaz kurumunda mümkün değildir. Hastalığı iyileşebilecek bir hastalık değildir. Cezasının tehiri gereklidir. Hastalığı sürekli olup kocama hali teşkil eder. Hastalıkları sürekli tedavi gerektirir.karar oy birliği ile verilmiştir."  şekilde yazmaktadır. Yani hastalığının aşırı olmasından dolayı hapishane ortamının Ahmet Kılıç açısından büyük sıkıntı arz ettiği, raporda söylenilmek isteniyor. Ahmet Dedenin son yıllarını yaşadığını düşünen ailesinin tek isteği son nefesini yanlarında geçirmesi. Ve en içimizi dağlayan kısmı ise, vefat etmeden önce eşinin mezarını ziyaret etmesi...
 
 


GENÇ'ın Yazısı.