Ahmet Burak Can

"Çocuğunu kaybeden bir anne için her gün ilk gündür. Bu ızdırap ihtiyarlamaz." der Victor Hugo. Anne Hacire Akar, 21 Ağustos`ta dağa kaçırılan evladı için 22 Ağustos tarihinde oturma eylemini işte bu ızdırapla başlattı. Daha evvel bir çocuğunu daha terör örgütünün elinden alışını görmüş ve akabinde evladının ölüm haberini almıştı. Tam beş gün boyunca oturduğu yerden hiç ayrılmayan anne, beşinci günün sonunda oğluna kavuştu fakat burada öyle bir meşale yaktı ki nice acılı annelerde mücadele azmini aydınlattı. 
 
Hacire Akar`ın oğluna kavuşmasının ardından, 10 yaşındaki oğlu terör örgütü tarafından kaçırılan Remziye Akkoyun ve 17 yaşındaki oğulları kaybolan Çetinkaya Ailesi mücadeleyi üstlenip oturma eylemini devam ettirdiler. O günlerde Çetinkaya Ailesi`nden Aysel Bozkurt`un "Diyarbakır`da genç bırakmadınız. Ya cezaevindeler ya da toprağın altındalar!" sözleri ülkede derin bir yankı uyandırdı ve evlatlarını kaybeden bu annelerin ızdıraplarına tüm Türkiye ortak oldu. Siyasetçiler, şehit aileleri, gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, toplumun her kesiminden insanlar ve hatta bu acıya aşina olan Srebrenitsalı aileler de evlat nöbetini sürdüren bu annelere destek olmak için onlarla birlikteydi. 
 
O günlerde, oturma eylemi yapan annelerden biri olan Latife Ödümlü`nün "Çocuklarımdan biri asker, diğeri dağa kaçırıldı. Tek korkum evlatlarımın karşı karşıya gelmesi." sözleri, çocukları terör örgütü tarafından kaçırılan bu annelerin içinde bulundukları acı durum ile tekrar yüzleşilmesine neden oldu. Cesaretle ve güçlü bir imanla mücadele eden bu anneler, teröre karşı mücadelede büyük uyanışı işte böyle başlattı. 
 
Aralık ayına gelindiğinde ise iki sevindirici haber birden geldi. Önce 64 gündür oturma eylemi yapan Hatice Ceylan`a devlet yetkilileri müjdeli haberi verdi. Anne Hatice Ceylan, dört yıl önce dağa kaçırılan evladına kavuştu ve sevincini ilk olarak evlat nöbetindeki diğer annelerle paylaştı. Çocuklarını bekleyen diğer annelerden nöbeti bırakmamalarını istediğini dile getirdi. 15 gün sonra ise sevindirici haber bu sefer Hüsniye anne için geldi. Evlat nöbetinin 115. gününde, Hüsniye Kaya 5 yıl önce terör örgütü tarafından kaçırılan kızı Mekiye`ye kavuştu. Tüm anneler kendi evlatları gelmişçesine sevindiler bu iki habere ve umutlar daha da yeşerdi. Hüsniye anne ise "Devletimiz çok büyüktür, Diyarbakır annelerinin mücadelesi boşa değil." diye konuştu. Üç ailenin evlatlarını terörün elinden kurtarmasıyla Diyarbakırlı annelerin mücadelesine olan inanç kuvvetlendi ve yeni gelen ailelerle birlikte aile sayısı 63`e yükseldi.
 
Eylemin 130. gününe gelindiğinde babaanne Halime Kadran, yetim ve öksüz büyüttüğü torunu Halil İbrahim`e kavuştu. Buluşma anında heyecandan baygınlık geçiren babaanne ise sevincini yine diğer annelerle paylaştı. Evlatlarına kavuşan; Hacire Akar, Hatice Ceylan, Hüsniye Kaya ve Halime Kadran diğer annelerin mücadelesine destek olmak için oturma eylemini sürdürüyor. Bölgedeki aşiret liderleri ve kanaat önderleri de Diyarbakırlı aileleri yalnız bırakmadı. Jirki aşiretinin lideri, "Gün teröre karşı haykırma günüdür." diye konuştu.
 
22 Ağustos tarihinde eylemi tek başına başlatan ve oğlunu terörün pençesinden kurtaran anne Hacire Akar, Türkiye Kardeşlik Birliği tarafından "Yılın Annesi" seçildi. Komisyon Başkanı, Hacire anneye ödülü takdim ederken "Asrın Nene Hatunu" diye hitap etti. Hacire Akar`ın başlattığı mücadelede 150 gün geride kaldı ve dört aile evladını kurtardı. Şu anda hava şartlarına aldırmaksızın 75 aile mücadeleyi sürdürüyor. Diyarbakırlı anneler, bir yandan çocuklarından güzel haberler beklerken diğer yandan da Elazığ`daki depremzedeler için atkı, bere, eldiven ve kazak örüyorlar. Nitekim bu ızdırap ihtiyarlamadığı gibi bu mücadele de ihtiyarlamayacaktır. 


GENÇ'ın Yazısı.