Emine Nur Yeşilli
Sahte bir kullanıcı adı ile açtığım Twitter hesabı farklı bir dünyanın kapılarını aralamama yetti. Benim için küçük bir oyun şeklinde başlayan bu macera, hem sosyal hem de sanal olabilen bu evrenin içinde nasıl bataklıklar olduğunu görmemi sağladı. Eminim ki çoğunuz bahsedeceğim bu hesaplarla sosyal medyada karşılaşmışsınızdır. Ve çoğunuz bu hesapların paylaşımlarını gülünç belki de aptalca bulmuşsunuzdur. Ama tüm bunlar gülünç olmanın ötesinde korkunç, aptalca olmanın ötesinde büyük bir sosyal tehlike.
"Fandom"... Bu sözcüğe aşina mısınız bilmiyorum fakat ben bu ortama ilk girdiğimde yazılanlardan tek bir kelime dahi anlamıyordum. Adeta örgüt yapılanması gibi kendi jargonlarını oluşturmuşlardı. Peki fandom nedir? Bir diziyi, bir müzik grubunu, bir ünlüyü takıntılı olarak sevenler tarafından oluşturulan sanal topluluklar. Tabii ki bir yönetmeliği yok ya da buraya üye olmak için bir form doldurmuyorsunuz. Örneğin bir dizi fandomu; hesabınızda dizi ile ilgili görüşlerinizi yazıp, görseller paylaşıp, dizi etiketi ile twitler attığınızda ve diziyi takip eden diğer hesaplarla da mesajlar sayesinde kontak kurduğunuzda, “Hoş geldiniz!” fandoma girmiş oluyorsunuz.
İlk olarak bir shipiniz oluyor. “Ship ne?” diyecek olursanız, İngilizce`den dilimize "yakıştırmak" anlamıyla geçmiştir. İki karakteri birbirine yakıştırıyorsunuz. Bunlar illa dizideki iki karakter olmak zorunda değil. Bir ünlü ile kendinizi de shipleyebilirsiniz. Bundan daha korkuncu ise; shipiniz hemcins bile olabilir! İnanıyorum ki, buradan doğacak ahlaki tahripler idrak sahibi her Müslümanı endişelendirecektir.
Birlikte olmasını istedikleri bu iki kişi için gündem çalışmaları yapıyorlar. Fandom, mesaj gruplarından ortak bir tarih belirliyor ve yüzlerce genç günün o saatinde işini gücünü bırakıp shiplerini Twitter gündemine sokmak için toplamı on binleri bulan twitler atıyorlar. “İyi de neden?”. Açıkçası elde ettikleri tek bir fayda bile yok. Sadece bu diziyi, bu karakterleri seviyorlar ve onlar için çalışıyorlar. Anlamlı bir amaç sunamadığımız gençlerimiz ve çocuklarımız, kendilerine böyle amaçlar seçiyorlar.
Fandomun bunlardan hiçbir çıkarı olmasa da dizi yapımcıları, kanallar ve anket siteleri bu ortamın ekmeğini bolca yiyorlar. Tek kuruş almadan dizlerin reklamını yapan, sadece Twitter’de değil her sosyal mecrada yapımları trendler listesine sokmak için çalışan bir reklam ordusu! Anket siteleri ise “Haftanın Çiftleri” başlıklı listeler yayınlıyor ve fandomlar bu listelere girebilmek için birbirleriyle yarışıyor.
Asıl tehlike ise mesaj gruplarında yaşananlar. Mesaj grupları adeta bu ortamın merdiven altı gibi. Shipler üzerinden konuşulan konular çoğu zaman ahlak dışı konuşmalara dönüşüyor ve zannediyorum benim şahit olduklarım nispeten masum olanlardı. Yüksek lisans yapmakta olan bir gençle de karşılaşabiliyorsunuz, 14 yaşında bir çocukla da… Velhasıl izlenilen bir dizi, hayran olunan bir ünlü bizim sandığımız kadar masum kalmıyor oralarda. Sosyal mecralardaki bu ortamın psikolojik, sosyolojik ve İslami olarak derin analizlere ihtiyacı olduğu kesin. Ama önce görmezden gelmekten, hafife almaktan ve bize çok uzak bir şeymiş gibi davranmaktan vazgeçmeliyiz. Çünkü orada olanlar; bizim gençlerimiz!
GENÇ'ın Yazısı.