enden zamana uymanı isteyenler var.” Onların esas niyetini biliyoruz. Sıradan olmanı, sürüden olmanı bekliyorlar. Herkes gibi yaşayasın, herkes gibi güdülesin, herkes gibi sömürülesin; dertleri bu. Onlara uyacak değilsin.

Senin derdin zamanı peşinden sürüklemektir. Sana zamana sahip olmak yakışır. Bunun için ilk şart zamanına sahip çıkmaktır. Onu başkalarının kullanmasına fırsat vermeyeceksin. Hayattaki tek sermayeni birilerine yağmalatmayacaksın. Böyle bir hüsran yaşamak istemiyorsan kendine ait bir gündemin olacak. Başkalarının gündemlerine takılıp kalmayacaksın. Gelip de başkalarının vaktini tanzim etmesine müsaade etmeyeceksin.

Vaktini planlayacaksın. Kendine, ailene, milletine, ümmetine ve derdine ayırdığın vakitlerin olacak. Kimsenin bu vakitler üzerinde plan yapmasına fırsat vermeyeceksin. Vaktine haris olacaksın, çünkü tek kazanç yolun ona sahip olmaktan geçiyor.

Vaktine sahip olursan eğer, vaktinin çocuğu olursun. Vaktin çocuğu olmak demek, vakit neyi gerektiriyorsa onu yapacak bir ferasete ve basirete erişmek demektir. Vaktin çocuğu olanlar, gün gelir de kendi vakitlerine erişirlerse, vaktin sahibi olmakla ödüllendirilirler. Onlara vaktin babası denir. Vakit onları takip eder. Ne yapıyorlarsa hüccet olur; işlerine, sözlerine, duruşlarına bakılır; işler, sözler, duruşlar ayarlanır. Evet, öyledir; zamanında ne yapılması gerekiyorsa onu yapanlar, zamanları gelince zamanelere zamanlarını nasıl tanzim etmeleri gerektiğini öğretirler. O yüzden vaktine sahip çıkacaksın.

İki soru soracaksın kendine. Bir: Zamanımın ve ne yaptığımın farkında mıyım? İki: Şu an yaptığım, yapılması gereken en mühim ve faydalı işim midir? Bunun derdine düştün mü, merak etme, yol açılacak; neyin faydalı, neyin faydasız olduğunu anında fark edeceksin.

Senden zamana uymanı bekleyenlere gül, geç. Sen zamana uyamazsın ama kendi zamanının çocuğu olmazsan olmaz. Bunun için de zamanına uyanman şart! Gözlerini aç ve bak! Zamana uyanlar nerelerde kaybediyorlar? Nelere aldanıyor, nelere kanıyorlar? Zamanın tuzağı onları nerelerinden yakalıyor? Dünün tehlikeleri dün ile geçti gitti. Ama bugünün tehlikeleri dünküler kadar saptırıcı ve fakat bugün kadar yeni. Aldatıcılar ve saptırıcılar boş durmuyor, her zamana uygun yollar ve tuzaklar hazırlıyorlar. Onlar sürekli kendilerini güncelliyorlar, sen neden kendini geliştirmiyor ve yenilemiyorsun?

Zamana sahip olanlar, zamanlarına uyanmış olanlardır. Zamanına uyanmak demek, zamanının tehlikelerinin farkına varmak demektir. Tuzağın nerede olduğunu bilmiyorsan, tuzaktan emin olamazsın. Tuzağın nerede olduğu bilmiyorsan, kimseyi tuzaktan emin kılamazsın. Zamana uyma tamam, bu zaten bozgun olur. Ama zamanına uyan! Zamanına sahip çık, haris ol ve hiçbir anını boşa geçirme! Zamanın saptırıcıları seni dolduruşa getirmesin!

***

“Bana Networkünü Söyle Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim” başlıklı üniversite konferanslarımızın dördüncüsünü geçtiğimiz ay Selçuk Üniversitesi Konya Merkez Kampüsünde gerçekleştirdik. Zamanımızın “network” çağı olduğunu, küresel köye dönüşen bu dünyada değer üretmeyenin dışlandığını, kimliği ile beraber var olmak isteyenin değer üretmek zorunda olduğunu, bunun yolunun da iyi ve doğru insanlarla kurulacak birlikteliklerden geçtiğini ifade ettik. Bize bu fırsatı veren Ender Gençlik Topluluğuna teşekkür ediyoruz. Bu arada Ender Gençler gibi GENÇ Gönüllüler de üniversite çalışmalarına hız verdiler. Birçok kampüste GENÇ Gönüller topluluğu kurulma çalışması devam ediyor. Üniversite gönlünü, gönüllülerini arıyor.

***

Namazla Diriliş Platformu`nu biliyor ve takdir ediyoruz. Bu platformla işbirliği içerisinde mayıs başında GENÇ Namaz Gönüllüleri adı altında bir girişim başlayacak. GENÇ şölenlerini, namaz şölenlerine dönüştürmeyi planlayan bu girişime desteklerinizi bekliyoruz.

Bir sonraki sayıda buluşmak ümidiyle Allah`a emanet olunuz.


Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.