Gönüllüyken keyifle yaptığımız işleri, maişetimizi temin için yaparken çok zorlanabiliyoruz. İşin keyfiyeti bile değişmemişken nasıl bu denli farklı olabiliyor?

Sıkılma ve bıkma insanın kendini en çok terbiye etmesi gereken iki önemli konudur. Gönüllüyken keyifle yaptığı işi, maişetini temin ederken zorlanarak yapan kişi muhtemelen sıkılmış veya bıkmıştır. Bu durumun işten kaynaklanan sebepleri yoksa üç tane sebebi olabilir;

Birincisi iş kendisine uygun değildir. Sonuçta gönüllüyken insan her daim aynı işi yapmadığı veya o dönemin ruhuyla o işten sıkılmadığı için sorun olmayan bu gerçek maişetini temin için her gün yapmak zorunda olduğunda ortaya çıkabilir. Böyle bir durum varsa mutlaka ciddi olarak kendini değerlendirmeli ve bu değerlendirme sonucunda gönüllü yaptığı işi maişetini temin için yapmaya uygun olmadığı kanaatine vardıysa hemen başka bir iş arayışına girmelidir.

İkinci olarak heyecan korunması veya sabitlenmesi zor nazlı bir duygudur. Gider gelir, azalır artar. Ama uzun süredir görünmüyorsa ciddi sorunlara sebep olur. Dolayısıyla bu tür sorunlarla karşılaşmamak için heyecanı tazeleyecek insanları, ilişkileri, mekanları ve işleri çalışma rutinimizin ihtiyaca göre günlük, haftalık veya aylık sistemine dahil etmek önemlidir.

Üçüncü olarak sebepler dünyasında sebepsiz kalınmaz. İşimizi yaparken sebebimiz nedir, hangi amacı, gayeyi, hedefi güdüyoruz, hangi rüyanın peşinden gidiyoruz kendimize sık sık hatırlatmamız gerekiyor. Bunu en kolay mümkün kılacak şey ise her gün yeniden niyetlenerek güne başlamak. Gün içinde neyi, niçin, ne düşünce, ne istek ve ne beklenti ile yapacağımızı bize hatırlatacak güzel bir niyetle güne başlamak zorluklarımızı kolaylaştıracaktır.


Mehmet Dinç'ın Yazısı.