Rümeysa Aksu
O gelmeden kaşıklar uzanmaz tarhanaya. Tavuk sulu, bol ekmekli, buharlı aşı getirdi gelin; mor entarili, yavaş gelin. Yukarısusuz’dan döneli iki saat oluyordu. Bayırda paçasına batan otlar kimi zaman gıdıklıyor, kimi zaman da varislerini kaşımasına yardım ediyordu. “Yaş yetmiş, iş bitmiş.” Son heceleri uzatarak diyeceksin. Altmışın beri söylediği için yirmi yıldır duyuyoruz bu tekerlemeyi. "Demen öyle, maşallahı var, hala saban peşinde..." dedi kara kaşlı gelin. "O tarla senin, bu bahçe benim... Sürüp gidiyor işte."
Annesi ve ceddi Kazan’dan gelmiş; nehirler aşa aşa, suyundan içe içe. Bir annesi yutmuş İdil’i, bir İdil yutmuş kardeşini.. Dikenli kırbaçlar erlerin elinde şaha kalkar, dayısının sırtında secde edermiş, Lenin kırbaçları… "Yok..." demişler, "Biz eğilmeyiz!" Bugün beli bükülmüş, otlar batmış ne ki! "Gülmek, bir halk gülüyorsa gülmektir" diyor şair. Dedeme mi diyor!? Yüzüne baktım, sırıtıyor.
Tarih kitabını dedem yazsın, yeni gelin silsin. Her yeri arap sabunuyla pakladı gelin; yeşil çitikli, nur gelin. Kitaba uzandı, tarih temizlenir mi ah gelin! Harman tepesine dizmiş çuvalları. Kiminde patates, kiminde pancar. Muvazzaf yaklaşmış,
—Bunlar senin mi?
—Vallahi mülk O’nun!
—Ver bakalım yüz çuval!
—Yetmişi hazır ettim, suyunu sıksam gayrısı çıkmaz. Yoğusam taş kemireyim?
—Devletin memuruna karşı geliyon ha!
Ocağına kırbaç yemiş dedem, sayfa doksan, usulca silolara yolcu etmiş çuvalları.
Bisikletle şehre gidermiş emmim, sayfa yüz bir. "Buba..." demiş, "Ben okuyacam." "Oku." demiş. Teşkilata girdim, vatanı kurtaracam. Kurtar demiş. Buba demiş, komünist olucam. “Sıpa!” demiş.
Hasat bitti, şimdi eylül. Eve dönüyorum. Bir ninemden tarhana aldım yanıma, bir de pancar pekmezi. Yine yol tuttu beni. Dedemin tayyaresini tıngır mıngır sallıyor kaptan.
GENÇ'ın Yazısı.