Evvela şunu söyleyerek başlayalım:

Biz bu videoları niçin yapıyoruz?
 
Düşünmeye ve sorgulamaya davet etmek; meselelere derinlemesine girmek isteyenleri kitabi sahaya çağırmak için.
 
Sözüm ona; koca bir kitap sayfasına sadece “Herkesi mutlu edemezsin, çünkü pizza değilsin” yazanların kitapları on binlerce basıyor ve satıyorken küreselleşme, ekonomi ve geleceğin dünyasına notlar taşıyan bu kitap 1000 basıp satmıyorsa, hangi kitabi bilgi sorusunu sormamız gerekecek…
 
O zaman soralım ve biraz kitabi konuşalım:
 
Otuz beş yıl önce Üstad şöyle sesleniyordu: 
 
«Sanayileşmekteki kısırlık ve iş dehasına uzaklık halimizi, yerli film diye ortaya attığımız her bakımdan pespaye eserlerin vücuda geliş şartları misallendirir. 
 
Ham film… Dışarıdan gelir. 
Alıcı, verici makineler… Dışarıdan gelir. 
Lâboratuar malzemesi… Dışarıdan gelir. 
Kimya unsurları… Dışarıdan gelir. 
Senaryo… Ecnebî filmlerden aparılır. 
Sanatkâr… Yabancı artistlere özenir. 
Ve: 
 
Bu girizgâhın hemen bitişiğinde hatırlamamız gereken husus, yıllardır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki stratejik sektör üzerinde önemle durması: Yerli ilaç ve silah sanayi. Biri görünen, diğeri ise görünmeyen düşman için. Ayrıca buradaki yerellikten kastın, tabelada Türkçe isim olmasından çok öte olduğu da açık. 
 
Mevzuumuzun genel çerçevesi “biyoterör” olduğu için yabancı ilaç firmalarının dünyadaki ve Türkiye’deki operasyonları üzerinde konseptimiz dışı detaylı duramayacağız lâkin birkaç satırbaşını da yeri gelmişken hemen aktarmakta fayda var. 
 
Zira Coca Cola’yı içmeyerek protesto edebiliriz fakat envai türlü kanserden MS’e kadar birçok hastalıkta bu firmalara bir nevi muhtaç durumdayız. Diğer bir deyişle “multiple skleroz” olduğumuzda paşa paşa bu firmaların ilaçlarını kullanmaya mecburuz. 
 
Misal, dünyanın en büyük jenerik ilaç firması TEVA Pharmaceutical yıllardır Türkiye’de de faaldir. Bu İsrailli firmanın, ABD ayağının AIPAC ile yakın ilişkileri olduğu da herkesçe bilinen bir şey. Bir başka örnek olarak da Sandoz’u hatırlatmak isteriz. Yine yıllardır Türkiye’de faaliyet gösteren bu firmanın geçmişi ise son derece ilginçtir. CIA’in kitleleri yönlendirmek için 1950’lerde başlattığı MKULTRA (1) projesi kapsamında kullanılan LSD isimli sentetik uyuşturucuyu üreten firmadır. 
 
CIA’in MKULTRA’sından önce ise 1951 yılında Sovyetler Birliği’nin zihin kontrol çalışmalarında kullanılmak üzere Sandoz firmasından yaklaşık 50 milyon doz LSD (2) satın aldığı ilgili raporlarda mevcuttur. 
 
Günümüzde ise CIA’in 2030 nüfus politikaları ve 2050 perspektif raporu malum. Hatta yeni evli çiftlerin % 5’inin çocuk sahibi olabilecek seviyeye çekilmesi, daha doğrusu biyolojik ve genetik yapılarıyla oynanması. Ve tüm dünyada oluşturulmaya çalışılan korku iklimi... AIDS’in ABD kaynaklı bir laboratuvar virüsü olduğu artık açıklık kazanmışken, dün “kuş gribi”, “domuz gribi”, “ebola”, bugün ise koronavirüs…
 
İlk olarak Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan, ardından 100’ün üzerinde ülkeye nüfuz eden bu koronavirüs, binlerce insanın hayatını kaybetmesine yol açtı…
 
Şunları söyleyerek bu bahse de biraz girelim:
 
1. Koronavirüs nasıl birden ortaya çıktı?
2. Yarasa ve yılandan bulaştığı söylenen bu virüs, milyonlarca yıldır yarasa ve yılan yiyen Çinlilerde daha önce neden görülmedi?
3. “Dış güçlerin oyunu” klişesine sığınmak istemem ama, acaba bu virüs küresel bir deneme mi?
 
***
 
Türkiye’ye gelerek devam edelim:
 
1. Bu virüse karşı korunma yolu olarak kullanılan maske, kolonya, dezenfektan gibi malzemeler nasıl ve hangi ahlaki gerekçelerle karaborsaya düştü?
2. Sonuçta bu bir salgın; her ne kadar temkinli ve sakin kalmak gerekse de, bazı insanların korku psikolojisi gereği aldığı önlemlerle dalga geçmek; alay etmek, küçük düşürmek ne kadar doğru?
3. Sosyal medyada, Whatsapp’ta dolaşan ilginç ses kayıtlarına hâlâ nasıl itibar ediyoruz?
 
***
 
Dünyadaki terör sorunları, ardı arkası kesilmeden sadece vücut değiştirerek karşımıza gelmeye devam ediyor. Şu an koronavirüs üzerinden, aynı diğer terör tipleri gibi; korku psikolojisini, galeyana getirmeyi, yağmalamayı ve karaborsayı konuşuyoruz. Ve meselenin sonu ile çözümü; her sıkıntılı süreçte olduğu gibi yine ahlakta, adalette ve şeffaf olabilmekte birleşiyor.
 
***
 
Bu videoda koronadan nasıl korunabileceğinizi anlatabilirdim. Ama bunu uzmanların yapması gerektiğini düşünüyorum. Bu video yerine size WhatsApp’tan duyumlara dayalı bir ses kaydı da atabilirdim ama bunun saçmalık olduğunu düşünüyorum. Bu videoda sizinle alay edebilir; oraya buraya sataşabilir ve en sonunda konuyu yine çözümsüzlüğe getirebilirdim. Ama başlıkta da dedik ya, bu bir terör ve şakası gerçekten yok…
 
Bitirelim:
 
Güzel yürekli adam, rahmetli Malcolm X’in bir sözüyle:
 
"Gücümüzü hırlaşmak için değil birleşmek için harcamalıyız."
 
Görüşmek üzere.
 
S. BİLGEHAN EREN`E TEŞEKKÜRLERİMİZLE...


GENÇ'ın Yazısı.