Postmodern Sömürünün Kodları Nelerdir?
Site Özel
3016 okunma
Caner Acar
Günümüz kıta Avrupası ve Kuzey Amerika ülkeleri dünyanın geri kalanına göre çok büyük bir tüketim gerçekleştirmekte ve büyük bir refah hayatı sürdürmektedirler. Bu yazıyı kaleme almamın en önemli etkeni batıda böyle bir lüks hayatın yaşanıyor olması esnasında hala dünyada bir milyardan fazla insanın temiz suya dahi ulaşamadığı bir ortamın var olması ve neden böyle oldu sorusunu sormamdır. Bu düşünce beni önce olayı iktisadi olarak ele almaya itti fakat daha sonra durup olayları sadece parasal değerler üzerinden değil gerçek anlamda üretim miktarları ile bir bütün olarak ele almaya itmiştir.
“Sadece bir petrol ve doğalgaz zengini değil önemli bir otomotiv üreticisi”
Günümüzde önemli bir ekonomik güç göstergesi olan ve ülkemizde de hala ihracatta zirvede olan otomotiv üretiminin çok şaşırtıcı bir biçimde İran’da da çok ciddi bir endüstri olduğunu gördüm.2016 yılında İran’ın 1.282.172 adet otomobil üretimi gerçekleştirdiğini gördüm ve listeyi incelediğimde bu sayının Türkiye, Rusya, Polonya, Çek Cumhuriyeti ile aynı İngiltere’nin sade 600 bin adet altında ve İtalya’nın 100 bin adet üstünde olduğunu gördüm (ki bugün birçok önemli otomotiv markasının sahibi olan ülkedir) ve sadece bununla kalmayarak çeşitli birçok günümüz fakir kalmış ülkesinin de aynı şekilde büyük bir üretici olduğunu fark ettim. Bunların yanı sıra 144 milyar 211 milyon varil petrol rezervi ile Irak ise bugün nerdeyse varil fiyatı 20 dolara gelmişken bile 3 trilyon dolardan fazla bir zenginliğe sahiptir. Bu zenginliklere rağmen bugün kan ve göz yaşının eksik olmadığı bir ülkedir. Bu araştırmayı yapar iken yine aynı şekilde birçok Afrika ve Ortadoğu ülkesinin müthiş yer altı ve üstü zenginliğe ve iyi bir üretim potansiyeline sahip olduğunu ancak bunların ya çok azının ya da nerdeyse hiç kullanılmadığını gördüm.
“Neden doğu ülkeleri terörün kan ve göz yaşının eksik olmadığı yerlerdir?”
Aslında bu durum çok açık bir şekilde ortadadır. En basit haliyle günümüzde dahi gelir imkanları daha yüksek olan bireyler eğer bu gelirlerini de rahat bir çalışma şartı altında elde ediyor ise toplumda çok daha pozitif bir biçimde varlık gösteriyor ve sorunlara daha sakin ve soğuk kanlı yaklaşımlar getirebiliyorlar. Fakat fakirliğin ve yoksulluğun hâkim olmaya başladığı yerlerde bireyler arasında öfke, düşmanlık gibi agresif reaksiyonlar yükselmekte hatta bazen hırsızlık, cinayet ve saldırganlık görülmekte bu gelir seviyesi yüksek bireylere göre daha yüksek oranlarda yaşanmaktadır. İşte Ortadoğu ve Afrika da yaşanan durumda budur. Her ne kadar büyük bir otomotiv üreticisi olsa da İran bu üretimi ağırlıklı olarak Fransız ve İtalyan markaları için yapmakta ve sadece büyük bir fabrikadaki işçi durumundan öteye geçememektedir. Aynı şekilde Afrika’nın da zenginlikleri kendilerince değil aynı Avrupa ülkeleri tarafından işletilmekte işçileri Afrikalı patronları ise batılılar olmaktadır. İşte bu durum bu ülkelerin insanlarının emeklerinin karşılığını alamamaları ve sahip oldukları zenginliklere erişmemeleri nedeni ile isyana sürüklemekte ve bu da eli kanlı terör örgütlerinin ise iştahını kabartmaktadır. Diğer bir husus ise 19. yüzyıldan itibaren finansal kapitalizmi inşa eden batının bugün bunu bütün dünyaya kabul ettirmiş olması ve bunu çok güçlü bir araç olarak kullanmasıdır. İşte bu durum doğunun zenginliklerini ironik bir biçimde batının çok ucuza alması büyük bir refah içinde yaşamalarını sağlamaktadır.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) “Hak edilen kazanılan bir şey, haksız olarak kazanılan çok şeyden üstündür.” buyurmuştur. İşte bugün önce kendimizden başlayarak dünyada başta ülkemizde olmak üzere var olan bu kapitalist ve materyalist sömürü düzenine karşı bilinçli olmalı ve her gün daha fazla okuyarak ilerleyerek sömürgecilerin mürekkeple kurdukları düzeni hakkın kalemi ve kelâmı ile değiştirmeye gayret etmeliyiz. Bir zamanlar atalarımızın hak ve adaletle idare ettiği topraklarda batı düzenin hakimiyeti ele geçirdiği günden beri tam bir sömürü düzeni hâkim olmakta ve bu giderek artmaktadır. Unutmayalım ki haksızlığın olduğu yerde akan kan ve göz yaşı hak geldiğinde yerini sevinç ve mutluluk göz yaşlarına bırakır.
GENÇ'ın Yazısı.