Yeni Güne Sağlıklı Uyanmanın Formülü!
Site Özel
2767 okunma
Büşra Biçgel
Kişinin kendini veznetmesine; İslam hesaba çekilmeden kendini hesaba çekmek anlamında "muhasebe" derken, psikoloji bilimi "özdenetim" yahut "oto-kritik" demektedir. Her insanın başını yastığına koyduğunda yaptığı bilinçsiz eylemin bilinçli bir hale dönüşmesidir, muhasebe. Kim başını yastığa koyar da üzülüp sevinmez gün içinde olanlara, kim yarın neler yapacaklarını planlamaz?
Muhasebe, inancımızın büyük parçasını oluşturur. Hesap vermenin kaygısını içimize işlemeye çalışır Kur`an-ı Kerim. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kendini hesaba çekmeyi becerebilen kişiler için "akıllı kişi" nitelemesinde bulunur. "Akıllı kişi, nefsine hâkim olan, onu kontrol altında tutan, kendini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışandır. Aciz kişi ise nefsinin hevâ ve hevesine tâbi olan ve buna rağmen Allah`tan, iyilikler temenni eden (olmayacak şeylerin beklentisi içine giren) kimsedir." buyurulmaktadır. (Tirmizî, Sıfatü`l-Kıyâme, 25)
Bir tüccar her günün sonunda gelir gider tablosu çıkarır. Basiret sahibi müminler de dünyaya ticaret için geldiklerini ifade ederler. Onların gelir gider tablolarının kârı cennet, zararı cehennemdir. Sermayesi farzlar, sünnetler ve nafilelerdir. Bu tüccarlar başını yastığa koyduğunda, muhasebelerini bunlar üzerinden yaparlar; kâr mı ettik, sermayeden mi yedik yoksa sermeyeyi kediye mi yükledik?
Uyumadan önce muhasebe geleneğimizin yerini artık, uyumadan önce son bir kez sosyal medyada tur atma geleneği aldı. İşte bu sebeple; gün içinde yaptıklarımıza üzülmek, sahip olmadıklarımıza üzülmekle yer değiştirdi. Yarın için dua etmek, olmadık hayallerle yer değiştirdi. Ruhumuz bu sağlıksız gıda karşısında ertesi güne hasta başladı ve daha iyi birisi olmak yerine, daha çok kazanmayı hedefleyip bu uğurda canını yaktıklarını görmez ve hissedemez oldu.
Muhasebe, bir ruh inşasıdır. Bedenimiz topraktan geldiği için onu ayakta tutan şey, topraktan gelen yiyeceklerdir. Ruhumuz ise topraktan yaratılmamıştır. Ruhun gıdası geldiği yerdendir. Ruh, elest bezminde duyduğu nidâyı ister. Nasıl ki bedenin açlığı sorulmaz, ertelenir de beden onu baş ağrısı, tansiyon ve şeker düşmesi olarak dışa yansıtırsa ruhun da halinin sorulmaması onu dışarıya ruhî bozulmalar olarak yansıtır. Bedenin en ufak rahatsızlığında kişiye "En son ne yedin?" diye sorulur, ruhun rahatsızlığına da her gece bu soruyu sorarak çare aranmalıdır.
Youtube videoalarında kendini tanımaya çalışan bizler için; kendimizi tanımanın, eksik yanlarımızı bulmanın, insani değerlerimizi ortaya çıkarmanın, bugünün yarınımıza denk olmamasının adıdır, muhasebe. Geçmişten ders çıkartıp, geleceğe hazırlanmanın adıdır. Gün sonunda kendini bir tartıya koyup "Bugünkü ağırlıklarım ne durumda?" deyip veznedarlık yapmaktır.
Ey gönül kendini vezn etmeye kantar ara bul!
Yürü git, kantarına hâlis olan a’yar ara bul!
Ne kazandın şu fani âleme geleli?
Ömrünü boşa geçirme zikr ile Allah’ı ara bul.
(Hafız Ahmet Soyyiğit)
GENÇ'ın Yazısı.