Bugün Geçmişin Aynasıdır!
Site Özel
3195 okunma
Ferhat Direkçi
"Bugün, geçmişin aynasıdır." eğer bu cümledeki ilk iki kelime yer değiştirmiş olsaydı;hayatın bir kısır döngü olduğu veya tarihin tekerrürden ibaret olduğu gibi iç karartan cevaplar verilebilirdi, ama bugünün geçmişe ayna olması şüphesiz bambaşka bir bakış açısı sağlıyor. Bugün ya da tam da şu an birey olarak, millet olarak veya daha genel bir biçimde bütün insanlık olarak sahip olduğumuz; bilimsel, felsefik, duygusal her yetenenek, yaratım ve keşiflerimizin geçmişe baktığımızda ilk çekirdeklerini görürüz. Başarı, yenilgi, hislerimiz, doğru ve yanlış adımlarımız, güdü, arzu ve inançlarımız, dolayısıyla bütün yaşamsal motivasyonlarımız bizi "şu anki biz" yapmıştır ve bizde şimdiki halimize bakarak dünkü halimiz yani "dünkü biz" hakkında fikir sahibi oluruz.
Bir diğer anlamda atasözünden hareketle; bugün biçtiğimiz şeyden, dün ektiğimiz tohumu görebiliriz. Bu tıpkı psikianalizde uygulanan metotlara benzer; kişinin davranışsal sıkıntıarının altta yatan sebeplerini bulmak için kişinin anılarına inilir ve kişinin şimdiki psikolojik, sosyal veya bilişsel durumu geçmişiyle bağlantılanır. birey olarak sinirli, gergin, saldırgan, güçlü veyahut zayıf oluşunuz geçmişinizdeki tecrübelerin bugününüze taşıdığı mirastır. Bu aynı zamanda kişinin sosyal statü, üretim faliyetleri ve düşünce biçimiyle de bağlantılıdır. Düşünce sisteminizdeki yetenek veyahut üretici performansnız sizin dünden bugüne oluşturduğunuz karakter ve yaşadığınız tecrübelerden kendinizce oluşturduğunuz çıkarsama hakkında bilgi verir.
Sadece bireyler değil devletler için de bu durum böyledir, bugün ülkelerin haline baktığımızda geçmişleriyle ilgili fikir edinilebilir. Avrupa`da insan hakları çıtasının bu kadar yüksek olması şüphesiz tarihlerinde Fransız İhtilali gibi bir olay ve benzeri olayların olmasıdır, diğer ülkelere baktığımızda da dünden bugüne nasıl yönetildikleri hakkında fikir sahibi olabiliriz. Bugün ülkemizin kültürel ve tarihi zenginliklerine baktığımızda bu topraklarda yaşamış büyük medeniyetlerin izlerini görürürüz, Japonya`nın teknolojide bu kadar ilerlemesi ulus olarak bu kadar özverili ve çalışkan olmasının Nagazaki ve Hiroşimaya atılan bombalarla çok alakası var.
Bugün ve geçmiş arasındaki bağlantıyı doğaya baktığımızda da görürüz, sürekli bir kaos içine girip, tekrardan sürekli kendini yenileyen doğadaki sıcaklık artışları, deniz yükselmeleri, buzul erimeleri, volkan patlamaları, ozon tabakasının açılması ile bitki ve hayvan türlerindeki azalma gibi doğa ve canlı yaşamını tehdit eden süreçler doğanın zaman içinde çözülüp sonra tekrar girdiği düzenin göstergesidir. Bugünün fotoğrafıyla kıtaların birbirine yaklaştığını ve ayın yüzeyine bakarak geçirdiği meteor bombardımanını görebiliyoruz. Sonuç olarak insan ve insana dair tüm bireysel ve toplumsal süreçler ile bütün doğasal süreçler aynı bu anın içinde bize yansır. Dolayısıyla hayat denilen şey sonuç olarak bir nedenler silsilesidir, bugünümüz bu nedenselliğin bir sonucudur ve bu sonuç aynı zamanda yarınımızın nedeni olacaktır.
GENÇ'ın Yazısı.