Toplu iftarların, aile buluşmalarının, teravih namazının olmadığı bir Ramazan’dayız. Bu Ramazan için vurgulayabileceğimiz birkaç husus var:

Tüm dünyada kaos ortamı yaşanmasına neden olan COVID-19 (Koronavirüs) bizi bambaşka bir süreç içerisine soktu. İş hayatımız dijitalleşti, evlerden çalışır olduk. Hatta maalesef bazılarımız işinden, iş yerinden oldu. Ancak en azından bu zor zamanları atlatmaya dair bir umudumuz, beklentimiz var. Yani asla bir Suriye, Gazze, Arakan, Yemen değiliz... Çok şükür ne açlıkla ne üzerimize her an bomba düşmesi endişesiyle, ne de evsiz-yurtsuz kalmakla karşı karşıyayız. Demek ki bu Ramazan, ciddi bir ibret oluyor bizim için.

Çoluk Çocuk Hem Hüzünlü Hem de Mutlu

Bunca olumsuzluğa rağmen, bu süreçte ailemize ciddi bir vakit ayırma, beraber aktiviteler yapabilme imkanı bulduk. Camide kılamadığımız teravih namazını evde ailemizle kıldık, neredeyse tüm iftarları beraber yaptık. Ayrıca, kitap okuma saatleri; sohbet edebilme imkanı ne güzel bir vakit paylaşımı oldu. Bunun yanında Ramazan’ın dayanışma ve paylaşma iklimi koronavirüsten asla nasibini almadı, almamalı. Bu zamanlarda birlik-beraberlik ruhunun çok daha yüksek olması gerektiği malumunuz.

Koronavirüs sebebiyle yavaş yavaş hissetmeye başladığımız bazı ekonomik hadiseler var. Ekonomi önemli, kaldı ki halkın cebinden para eksilse, işsizlik artışa geçse başka sorunları da konuşmamız gerekecek.

Zor bir süreç yaşıyoruz. Eğer ülkemiz ekonomik olarak su almaya başladıysa hepimiz eline bir kova alacak ve gemiden suyu boşaltmaya çalışacak. Her şeyi devletten bekleme klişesine ve kolaycılığına girmeye gerek yok.

Şartları birçok insana göre daha iyi olan kişiler “bana ne” demek yerine, başkalarına yardımcı olmak zorunda. Kirasını ödeyemeyenlere ev ve mal sahipleri destek olmalı. Devletin bazı kolaylıkları oldu, biraz idare edeceğiz. Başka çıkar yolu yok.

Dünyayı Nasıl Daha Güzel Bir Hale Getirebilirim?

Sonuç olarak fakirlik gelmeden zenginliğin kıymetini anlayamıyoruz. Yaşlanmadan gençliği, yokluk görmeden varlığı anlayamıyoruz. Hastalık gelmeden de sağlığın değeri yeterince anlaşılamıyor. Her konuyu uzmanlarına soralım, devlet ne dedi, onlar-bunlar şöyle yaptı diye yorumlamadan önce kendimiz bir değerlendirelim. Kendimizi düşünmek yerine, “Kendimle beraber dünyayı nasıl daha güzel ve iyi hale getirebilirim?” diye düşünmek lazım. Başkaları için yaşamak şu günlerde en çok ihtiyacımız olan moral-motivasyonu da sağlayacaktır.


Salih Yüzgenç'ın Yazısı.