Kur`an-ı Kerim`i Sizler İçin Özetledim!!!
Kur’an- Kerim’in özetini çıkardım. Tabii ki baştan sona, defalarca okunması gereken bir kitap; Kur’an. “Ama ben okuyamıyorum, okusam da anlayamıyorum.” diyenler için eşsiz bir hizmet sunuyorum Yarım Derviş okurlarına. Kuponsuz, kurasız, çekilişsiz… Bu fırsatı başka yerde bulamazsınız; ona göre!
Kafayı Taktığımdan Değil
ani takıntılı tipler vardır: “Mehdi ne zaman gelecek? Zamanın kutbu kim? Kıyamet ne zaman kopacak? Hızır Aleyhisselam’la nasıl görüşürüm? Kaderin sırrı ne?..” gibi aslında kendilerini pek o kadar da ilgilendirmeyen soruların cevapları peşinde koşar dururlar. Ben onlardan biri değilim. Ama…
Geçenlerde ilginç bir rüya gördüm: Kaderle ilgili. Benimki yanıma geldi. Genç, yakışıklı, takım elbiseli; eli yüzü düzgün bir adam şeklinde. Beni ne kadar sevdiğini anlatmaya başladı. O anlatırken ben şunları düşünüyordum: “Demek dünyadayken hayatımın bu kadar güzel olmasının sebebi buymuş. Ama… Sevecek tabi. Allah beni sevdikten sonra; kaderin beni sevmemek gibi bir seçeneği zaten yok…” Neyse. Rüya bu minval üzere biraz daha devam etti. Ama o kısımları sizi ilgilendirmediği için anlatmayacağım.
Kader Rahman Tecellisi
Kader aslında herkes için eli yüzü düzgün, güzel bir tecelli. Bizim ona müdahale etmediğimiz haliyle: Allah’ın “Rahman” sıfatının tecellisi. Rahmeti her şeyi kuşatan Allah’ta zarar, zulüm yokken O’nun bizim için belirlemiş olduğu kaderde nasıl olsun zaten?! Lakin; biz ham insanlar, cahilliğimizden dolayı; kaderimizin, kendi dar bakışımıza güzel görünmeyen kısımlarını değiştirmeye çalıştığımız için; yaptığımız müdahalelerle onu çirkinleştiriyoruz. Yüzüne bakılmaz hale getiriyoruz. O da bizim yüzümüze bakmıyor.
Hani sahabenin biri Efendimiz’e (s.a.v.) sormuştu da: “Hayır nedir, şer nedir?” diye. Efendimiz de (s.a.v.): “Şer sensin hayır Allah!” diye cevaplamıştı ya. Kader meselesiyle ilgili olarak da durum: Aynen öyle. Allah’ın belirlediği şekliyle kader, kul için; pür hayır. Gel gör ki; cehaletin gözü çıksın!
Kur’an-ı Kerim’in Özeti
Bu arada Kur’an- Kerim’in özetini çıkardım. Tabii ki baştan sona, defalarca okunması gereken bir kitap; Kur’an. “Ama ben okuyamıyorum, okusam da anlayamıyorum.” diyenler için eşsiz bir hizmet sunuyorum Yarım Derviş okurlarına. Kuponsuz, kurasız, çekilişsiz… Bu fırsatı başka yerde bulamazsınız; ona göre!
Tek cümlelik geniş özet! İşte söylüyorum: “Emredildiğin gibi dosdoğru ol!” (Hud 112) Kur’an- Kerim’de yer alan 6666 ayetin özeti budur! Laftan anlayana bu bile çok. Lakin Allah, kullarının hepsinin laftan anlayan tipler olmadığını en iyi bilen olduğu için; meseleyi 6666 ayette tafsilatlandırmış. Yetmemiş bir de peygamber göndermiş: Hem yaşayarak hem anlatarak iyice açıklasın diye. Yetmemiş, âlimleri de peygamberlerin varisleri ilan ederek, en ince detayına kadar açıklatmış…
Özet diye basit gelmesin! İçinizden biri çıkıp da “Aaa… Kolaymış canım. Dosdoğru olacağız sadece.” demesin sakın. Bunu diyenin algılamalarında sorun vardır. Düşünün ki Peygamber (s.a.v.) “Hud Sûresi benim saçlarımı ağarttı.” demiş bu ayetle ilgili olarak. Kolay olsaydı ona olurdu.
Lafızda hafif, manada ağır ne sözler vardır. Düşünen bilir. Çoğu Kur’an’da. Peygamber (s.a.v.) bize şiir okumadı. (Yasin 69: Biz o Peygamber`e şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur`an`dır.) Aklımıza yaklaşsın da; düşünülebilir ve uygulanır olsun diye o yüksek mana; bizim anlayacağımız şekilde kelimelere indirgendi sadece. İşte “Emredildiğin gibi dosdoğru ol” da böyle lafızda hafif, manada ağır sözlerden biri…
Not: İndirgendi yerine nüzul kelimesini kullanmayı ben de isterdim. Ama öyle dersem kimse anlamaz diye korktum. Bir de; bu indirgeme ifadesinin, indirilen şeyin kendisiyle değil de muhatabının durumuyla ilintili olduğu; umarım, herkes tarafından biliniyordur.
Sinan Özgenç'ın Yazısı.