Gamze Çakır

Hepimiz farklı bir dünyada yaşıyoruz. Algılarımız, bakış açılarımız, dünya görüşümüz bu farklılığa olanak sağlıyor. Aynı olayı farklı yorumluyor, hayatlarımızı farklı şekillendiriyoruz. Birimiz için çok zor olan bir konu diğerimiz için oldukça basit. Bu ve benzeri birçok olayda farklılıklarımız ortaya çıksa da birbirimize bağlı olduğumuzu da biliyoruz. Sanki aramızda görünmeyen bir ip var ve bizleri bir arada tutuyor. Her birimiz bu iple kurulan bağımıza farklı bir isim veriyoruz. Ama ismi ne olursa olsun o ip hep var, bu gerçek hiç değişmiyor.
 
İlk başlarda sıradan, düz bir ip gibi olan bu doğrusal bağ, zamanla çeşitleniyor, şekilleniyor içimizde. Ve bu ip dümdüz bir ip olmaktan çıkıyor,ilmek ilmek örülüyor adeta. Emek vererek, zaman vererek, sabır göstererek ilişkilerimizi örüyoruz… Bunların yanında bu ipten örülen bağa isimler veriyoruz. Hissettiğimiz neyse ona göre adlandırıyoruz bu bağı. Karşımızdaki kişiyle bir arada olmaktan hoşnut olduğumuzda ve ona yakınlaştığımızda mesela sevgi adını veriyoruz. Annemiz, babamız, abimiz, ablamız, bir başkasına dair büyüttüğümüz sevgi ipi artık işlenmiş oluyor. Tebessümlerimiz ve de sohbetlerimiz tezahür ediyor bu işlenmiş ilmeklerde. Veyahut dostumuzla aramızdaki ipi işliyoruz. Hayaller, ortak amaçlar, heyecanlar, istekler, fedakârlıklar üzerine ilmek atıyoruz bu dostluk ipine. Her geçen gün biraz daha büyüyor ilmeklerimiz, o büyüdükçe biz de büyüyoruz. Ya da iş ilişkilerimizde daha profesyonel davranıp ilmek atıyoruz bu ipe. Birlikte çalışıp, fikir üretip, yardımlaşıp büyütüyoruz ilmekleri. 
 
Yaşamımızdaki birçok ilişkiyi böyle kuruyoruz. İlk başta sıradanlık söz konusu iken, diğer insanlarla olan ilişkimizden bir farkı yokken zamanla aramızdaki ipi işliyoruz. Tıpkı bir atkı, bir yelek örer gibi o ipe ilmek atıyoruz. İlmek sayımız arttıkça daha kuvvetli daha bozulmaz oluyoruz. Her bir ilmekte hayallerimiz, isteklerimiz, düşüncelerimiz, fikirlerimiz gizleniyor. Bu gizlilikse içinde emeği, zahmeti, fedakarlığı ve özveriyi barındırıyor. Sonra ilmeklerin hepsine bir arada bakınca ortaya çıkmış bir ürün görüyoruz. Bu ürün dediğimiz şey kimi zaman bize rehber olan bir aile kimi zaman yaşamımızda bize eşlik eden bir dost kimi zaman ise bulunduğumuz iş mevkisinde bir arkadaş, yoldaş oluyor. Bu ilmekler bizi bir arada tutuyor ve yine bu ilmekler hayatımızı içinde saklıyor. 
 
İnsan ilişki ilmeği atmadan duramıyor yaşamına. Çünkü konuşmaya ihtiyaç duyuyor, anlaşılmaya ihtiyaç duyuyor. Ve sadece ilişki kurduğu kişiler tarafından anlaşılacağını düşünüyor. Belki de öyle olmasını umuyor. Anlattıkça rahatlamasının sebeplerinden birisi de bu olsa gerek. İlişki kurduğu kişilerden birine bir derdini anlattığında tek bir kelime söylemese dahi o an hissedilen rahatlama, hafiflik buradan temelleniyor belki de. Nasıl ki kötü eşyaları evinde bulundurmuyorsa, beğenmediği nesneleri evine almıyor ve evini çöplüğe çevirmiyorsa insankendisini de çöplüğe çevirmiyor bu anlatılarla. Bu anlatıların paylaşıldığı kişiler ona destek olmuş oluyor. İlişkileri için attığı her bir ilmek insanın kurtuluşu oluyor bir bakıma. 


GENÇ'ın Yazısı.