Gamze Çakır

Bugün 2 Nisan 2020. Koronavirüsvakalarında olan ilerleme ile başladığım ve bu şekilde sonlandırmak üzere olduğum, son anda "Hayır böyle bitmemeli!" diyerek bu yazıyı yazmaya başladığım gün. 
 
Bugün kahkahalarla evi inlettiğim, hıçkıra hıçkıra ağlamak istediğim; hiçbir şey yapmak istemediğim, fazlasıyla araştırma yaptığım; odamda yalnız kaldığım, ailemin içine karıştığım gün. Arkadaşlıklarımı sorguladığım, arkadaşlarımla konuştuğum; akrabalarıma darıldığım, akrabalarımı aradığım; müzik dinlediğim, sessizliğe özlem duyduğum; hayal kurduğum, umutsuzluğa kapıldığım; koşmak istediğim, dizlerimin hareketsiz kaldığı gün bugün. Gökyüzüne hasret duyduğum, yeryüzünde olduğum; "Hayır!" demek istediğim, sessiz bir kabullenişimin olduğu; sevgi duyduğum, sevgimi sorguladığım; çiçeklerle konuştuğum, çiçekleri sulamadığım; çığlık attığım, kimsenin duymadığı gün. Bugün hayret ettiğim, alıştığım; çabaladığım, yorulduğum; ferahladığım, sıkıştığım; vazgeçtiğim, asıldığım; korktuğum, güvendiğim; benden kaçtığım, bana geldiğim gün.
 
Tezatıyla var olurmuş her şey. Duygular, renkler ve günler de... Bir gün içinde binlerce nefes. Her nefeste bir başka ben. Bazen gülen, bazen içten içe ağlayan. Durmadan yenilenen bir insan, her an yeniden yaratılan. Ne garip bu kadar değişken olabilmek. Ve sen.Neler yaşadın bugün, neler hissettin, nelere güldün, nelere ağladın, kimleri düşündün, kimlerden kaçtın? Bunlar hep sensin. Hepsi sensin. Bir insana daha neler sığar, kim bilir. Her birimiz bir hazine, her birimiz bir dünyayız. Ne çok nefes alıp verdik ve ne çok kez yaratıldık. Her yaratılışımızda ne çok şey deneyimledik ve biz olduk. Kaçma kendinden, dur. Kulak ver kalbinin sesine. Ne diyorsa kalbin kabullen. Çünkü o konuşan sensin. Senin en masum hallerin belki. Belki de körelen bir kalbin sesi, katılaşan, kendini düşünen, bencil bir kalbin sesini duyacaksın. Yaşadığın yer ve olaylar bu hale getirdi seni. Kötülük akacak belki de her bir sesten. Ama aklet. Akletmeyenlerden olma. Neyin iyi ve doğru olduğunu düşünüp, karar verip kendini o yola çek. Duygularını kontrol edebilmeyi bil. Mesela öfkenin yerine affı koyabil ya da hasetin yerine kıvancı. Belki de üzüntünün yerine gücü ve kinin yerine unutmayı. Emin ol daha iyi gelecek bunlar sana. Kalbini solduramayacak kötülükler. Çünkü sen fark edeceksin. Kalbinde olanları, bunları etkisini... Bu yüzden akledip bu zarar vermeye bir son vereceksin, vermelisin. 
 
Yalnız değilsin, birçok kişi var senin gibi. Her biri farklı bir tercih yapıp çiziyor yolunu. Kimi kaybolmayı, kimi boşvermeyi, kimi akletmeyi, kimi görmemeyi tercih ediyor. Sen akledenlerden olmalısın. Sana bahşedilen bu hayatı en iyi ve en sağlam bir şekilde sonlandırabilmek için çabalamalısın. Gülüp ağlayabilmeli, mutlu olup üzülebilmelisin. Ama sonra tekrar gülmeyi ve mutlu olmayı ihmal etmemelisin. Hep depresif duygularla yaşayıp haksızlık etmemelisin kendine. Hayat var. Çimlerde, denizde, toprakta, gökyüzünde, ağaçta ve de bir çiçekte. Bu güzelliklere gözünü kapatmamalısın artık. Bu hayatı yaşamaya ve yaşadığını hissetmeye var mısın?
 
O halde şimdi kendine şunu söyle; "Yaşayacağım!". Defalarca tekrarla bunu. Yaşamaya karar verdin mi bir kere, yaşarsın. Dikkatini dağıtan şeyleri göndermeye çalış ve tekrar ‘yaşayacağım’ de, sonra tekrar, tekrar ve tekrar. İstediğin kadar söyle, her gün tekrarla. Ve yaşa. 


GENÇ'ın Yazısı.