Tarih 10 Temmuz 2020. Dakikalardır hafızamı zorlamama rağmen yakın tarihte böyle bir günün benzerini hatırlamıyorum. Ümmet uzun yıllar sonra bir fethe tanıklık ediyor. Ayasofya`nın zincirleri bugün itibariyle kırılıyor. Çanakkale gibi, 15 Temmuz gibi İslam coğrafyalarında onlarca direniş örnekleri bulunmaktaydı. Fakat fetih hasret kaldığımız bir meziyetti. Kalbi iman ile çarpan her mümin bugün iliklerine kadar fethi hissediyor. Hiç olmadığı kadar şükür namazı kılınıyor evlerde. Bir inşaat işçisi, contayı sıkarken mana aleminde Ayasofya`nın minaresini alıp gediğine oturttuğunu tahayyül ediyor. Bir pazarcı haykırırken müşterilerine, sedasının Ayasofya`daki minareden yükselen ezan olmasını düşlüyor. Tüm camilerdeki imamlar, Ayasofya`da minbere çıkıp tekbiri getirmenin hayalini kuruyor. Babalar, çocuklarının tüm isteklerini yerine getiriyor bugün fetih müjdesi hatırına. Helvalar karıyor anneler, lokmalar döküyor teyzeler. Gözlerden süzülen yaş seccadeleri ıslatıyor şükür secdelerinde. Dillerde Nasr Suresi;

"Allah`ın yardımı ve fetih geldiği zaman. Ve insanların, Allah’ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğün zaman. Hemen Rabbini överek tespih et ve O`ndan mağfiret dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir.”
 
Mekke`nin Fethi`nin mütevazı peygamberi, nasıl davranması gerektiği hususunda ümmete önderlik ediyor. 
 
"Peygamber Efendimiz, fetih günü devesi Kusva`nın üzerindeydi. Mübarek başında Yemen işi siyah bir sarık vardı. Bir haşmet ve vakar içinde mübarekbeldeye giriyordu. Allah`ına kendisine bu günü gösterdiğinden dolayı hamd ediyordu. Efendimiz ve ashabı için en mesut günlerden birisiydi. Tebessüm ile aydınlanıyordu yüzleri. Efendimizde yada ashabın herhangi bir ferdinde büyük zaferlerin, muhteşem fetihlerin verdiği kendini beğenmişlik yoktu. Kalp ve dilleri ile Rabb`e hamd ediyorlardı."
 
Fakat hepimizin unutmaması gereken bir hakikat var. Her fetih yeni fetihlere gebedir. Bu bir son değil, başlangıç. Gözü yaşlı Halep bize ne zaman sıra gelecek diyor. Kahire`nin umutlu bekleyişi zindanlarda devam ediyor. Hüznün başkentinde, Kudüs`te Müslümanların değerleri ayaklar altına alınıyor. 
 
Ayasofya`mıza bilet ile değil abdest ile gireceğiz. Bu cümleyi yazmak, bu ana tanıklık etmek bile ömre bedel. El hak. Fakat bilet gişelerini kaldırdığımız gibi kontrol noktalarını kaldırmamızı bekleyen mescitlerimiz var. Kapılarında silahın gölgesi bulunan camilerimiz, bombardıman altındaki şehirlerimiz...
 
Şimdi Ayasofya’yı aşk ile doldurup mananın hakkını verme zamanı. Eller karıncalanana kadar dua duayakarıp, yol alma zamanı. Ayasofya Fethi’nin şükrünü eda edip, yeni fetihlere yelken açma zamanı. Ümmetin tüm çocuklarının yüzü gülünceye, Mescidi Aksa özgür oluncaya dek...
 
Fethin mübarek olsun ey Ümmeti Muhammed.


Ender Ekim'ın Yazısı.