Ayşenur Aslandağ

Henüz küçük bir çocukken başlar müminin Kudüs hikayesi. Kudüs`ü tanımaya küçük bir yolcu olarak başlarız yaşımız kaç olursa olsun. Her mümin bir kahramandır ve her mümin asil bir kahraman olma hikayesi yazma çabasındadır. Savaşın adı "direniş", meydanı da tecelli edecek ab-ı hayatta. Her hikayyenin başlangıcı farklıdır. Her kalbe kaldırabileceği sevdayı koyarlar. Kudüs elinde al yazmasıyla başında zeytindalından taçla bekleyen bir gelin. Hikayenin başlangıcında seçiyor uğrunda fedakar ruhları. Bir varış, diriliş, yoksayış. Kudüs ilahi gölgelerle donatılmış ağacın gölgesinde dinlenen sâki. Elinden aşk kadehi zorla alınmaya çalışılan bir sâki.
 
Mümin Kudüs`te bir sır görür. Sır ki yerle bir edecek siyonizmin kahpe rüzgarını ve mümin onu tanıdıkça aklı onda, başı yerde olacaktır. Fethedene kadar ona rahat yoktur. Bir söz vardır aklımdan çıkmaz: "Bir şeyi çok istediğinizde; onu rüyalarınızda dahi yapabiliyor melekesine kavuşmak gerekir.". Bu meleke göstermektedir ki kişi varlığının her zerresiyle artık o isteğini arzuluyor ve onu yapabilme potansiyeli eline veriliyor. Demek oluyor ki; melekesi kazanılan sevgi ile evvela rüyada fethedilmeli. Kişi kendi kendine Kudüs ile konuşmalıdır. Bu konuşma süresince önce bir kişisel fetih gereklidir. Elbetteki Kudüs insanı kendisine açar. Bu vesileyle insan fethetmeye önce kendinden başlar. Bu yolla fark ederki mümin her maddenin zerresini besmele ile açar. Allah azze ve celle ile kendini çözümleyen kişiye irade terbiyesi gereklidir. İrade terbiyesi, iradenin özünde vaktin hakkına girmeksizin kullanılan "vaktin çocuğu” olma yolunun asıl terbiyesidir. 
 
Her dakikanın hesabını verecek olan bizlere Kudüs, irade terbiyesini öğreten temel vesilelerden biridir. Kudüs, bir irade terbiyesidir. Maddi manevi nesnelere karşı koyma çabasıdır. Kudüs sevenin sadakatinin ölçüldüğü bir terazidir. Evladına öfkesini doğru kullanmasını öğreten temelden başlayan bir annedir. Öyle ki bireyin karakterini inşa eder. Kudüs bir davadır. Davanın bir temeli ve bazı sebepleri vardır. Bir nesnenin, bir duruşun, bir görüşün dava olabilmesi için altında net delilleriyle sebepler ve doğru analizlerle çözümlenmiş tarihi malumatlar gerekmektedir. Vukû bulmuş hadiselerle karşılaşıldığında, adalet ruhunu, nezaket ve hoşgörüler zincirini öğreten İslam ahlakı ıle donatılmış bir okuldur bu.  


GENÇ'ın Yazısı.