Yavuz Selim Günday

Okuyana, anlayana ve anladığını uygulayabilene hitap eden bir dünyada yaşayıp gidiyoruz. Bu dünyaya biz, bizden öncekiler ve bizden sonrakiler, her birimiz hitap ettik ve etmeye devam ediyoruz.
 
Dünyada hitap edemedikten sonra, dünyanın bir köşesinde dört yanı duvarlarla çevrili bir binaya okul desek ne olur? Daha sonra onlara çeşitli ciltli kitaplar versek, birkaç sınava tâbi tutsak ve "Okudu ve Anlayabildi" belgesi verilse. Peki şimdi ne oldu? Dünya`ya hitap ettik mi?
 
Okumak ve hitap etmek için dünya yeterlidir. Okunacak en iyi bilgiler, en büyük hakikatler dünyada mevcuttur. 
 
Duvarlara hapsolmadan, ders ziline bağlı olmadan okumak gerek. Her sayfa değiştirişinde dönem, kitap değiştirişinde adeta kıta geçilir; asıl olan budur perde ardındaki değer.
 
Büyük öğretmeni, değerli öğrencisi bulunan dünyanın okunacak çok şeyi vardır. Gecesi ve gündüzü, sabrı ve sebatı, dünü ve yarını okunur bu dünyanın. Herkesin okunacaklar listesine göre değişkenlik gösterir dünya ancak önemli olan, okuyan için okul olmasıdır. Diploması da asıl olan tek diplomadır.
 
Her hatip yaratılıştandır. Rabbin yaratılışından sana iyilerin en iyisi olmana vesile olabilecek iyilik veya kötülerin en kötüsü olmana vesile olabilecek kötülük yapabilme kabiliyeti ihsan etti. En iyi veya en kötü olabilirsin Her iki yönün ilerisindekiler senin önündeki örnekler olarak bulundu. Peygamberleri ve onun yol arkadaşlarını en iyi örnekler olarak duydun. En kötülerin ilerisindekilerde de sana örnekler olarak gösterildi. Onları bilip akıbetlerini düşünmen istendi senden.
 
Düşünecek, alışacak, gayret edeceksin. Gerekirse kendini zorlayacaksın. Ucuza ve değersize kaymayacaksın çünkü sen sıradan bir mâhluk değil; insansın!
 
Dün icra ettiklerin ve bugün icra etmeye devam ettiklerin senin ekinlerindir. Ne ektiğine bakmalı ve ufkun çizgisini takip etmelisin. Geride bıraktığın ekinlerin senin izin, eserlerindir. Büyük ümmetin büyük umudu olarak küçük düşünme, sıradan olma, sıradanlaşma. Sözün değerli olsun, değer oluştursun, değeri eskimesin. Mü’min olarak seni yansıtsın.
 
Yazdığın da bu kıvamda olsun. Yazın, senin sözünün değerini taşıyacağının muhasebesini yapasın ki yazmakla söylemenin aynı hesap içinde tutulacağı gün rahat edesin.
 
Ekinlerine ve nerelere ektiğine dikkat edesin. Ekinler bir dönem unutulur ama bir gün fidan olur gün yüzüne çıkar. Sonrasında ekin de eken de mahzun olur. Bunu bil de ne ektiğini hatırlamadan uyumayasın… Vesselam.


GENÇ'ın Yazısı.