Bir mecliste birçok âlim, yazar ve hâkimler oturmuş tüm günahları düşünmüşler, hangi günahın istisnası yoktur diye. Hırsızlık demişler, birisi hemen atlamış. Adam hiçbir şeyi olmadığı halde bir adaya düşerse ve o adadaki eşyanın sahiplerinden hiçbiri adada değilse ne yapar? Bu soruyu sorunca herkes susmuş ve hırsızlığın da istisnası varmış diyerek yeniden istisnası olmayan bir günah aramaya başlamışlar. Birisi şirkin istisnası yoktur der demez başka birisi cevap vermiş olmaz olur mu Hz. İbrahim bile ilk anda güneşi, ayı ilahı sanmıştı ama sonra Allah`ın tek ilahı olduğunu anladı. Bunun üzerinde tekrar düşünmeye başlamışlar ve tam istisnasız hiçbir günah yoktur diyecekken içlerinden birisi kul hakkının istisnası yoktur demiş. Kul hakkı hiç istisna kabul etmez, çünkü kul hakkı sadece insanla insan arasında ya da insanla Allah arasında bir hak değildir. Tüm kullar arasında bir haktır.

Keşke bizler bu kul hakkını daha çok önemseyebilsek. Gazete sayfalarında kaybolan nüfus cüzdanı, kredi kartı ilanı görmektense kul hakkı mevzuunda helalleşme talep eden ilanlar görebilsek. Televizyon ekranlarında sıkça gördüğümüz devlet büyüklerimiz birbirlerine karşı ya da bize karşı girdikleri haklarda helalleşme talep edebilseler. İyi olmaz mıydı?

Sami Yaylalı'ın Yazısı.