Ömer Akyüz

Cahiliye döneminde haram aylar olarak nitelendirilen Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarında savaş yapılması yasaklanmıştır. Haram aylar ile ilgili hükümler Hz. İbrahim tarafından koyulmuş ve Hac vazifesinin olduğu bu aylar da ilerleyen zaman içerisinde asıl amacından sapmıştır. Hz. Peygamber ile İslâmiyet’in yayılmasıyla birlikte haram aylar yeniden asıl hüviyetine kavuşmuştur. Peygamber Efendimiz, Müslümanlara yönelik bir savaş olmaması halinde haram aylarda savaşa girmekten uzak kalmıştır. Herhangi bir sefer sırasında haram aya girilmişse savaşa ara vermiştir. Haram ayların haram kılınmasının nedeni ise insanların kötü alışkanlıklarından vazgeçmesinin yanı sıra ibadet etme alışkanlığı kazanması bakımından büyük önem taşır. Bu aylar, kişilerin iyi ve güzel alışkanlıklar edinerek bunu sürekli bir davranış biçimine dönüştürmek için önemli fırsatlar sunar. Bu aylarda Allah’ın merhameti ve affı oldukça geniştir. Bu nedenle bu ayların ibadet ve güzel ahlak ile değerlendirilmesi büyük önem taşır. 
 
Hicrî ayların sonuncusu olan Zilhicce, haram aylar arasında olup özellikle ilk on günü büyük fazîlet ve bereketiyle dikkat çeker. Nitekim Hac ve Kurban ibadetlerinin bu ay içerisinde yapılması, bu ayın büyüklük ve ihtişamını ortaya koymak için yeterlidir. 
 
Sözlükte “hac ayı” anlamına gelen Zilhicce (Zülhicce, Zülhacce) Kamerî yılın Zilkade’den sonra gelen son ayıdır. İslâm’dan önce Arab-ı bâide (Âd ve Semûd) döneminde “mesîl” ve “müsbil”, Arab-ı âribe devrinde ise “ne’as” ve “bürek” şeklinde adlandırılıyordu. Ayrıca Zilhicce ayına on mübarek gece anlamına gelen “leyâli-i aşere” de denir.
 
Kur’ân-ı Kerim’in 89. Sûresi Fecr Sûresi`nde “Tan yerinin ağarmasına andolsun”  diye başlayan ilk ayetinden hemen sonra  “On geceye and olsun”  ikinci ayetiyle devam eder. Kuvvetli olan görüşe göre ayette belirtilen “on gece” tabiri Zilhicce ayının ilk on gecesidir (Şevkânî, Fethu’l-Kadîr, V, 432).  Hac Sûresinin 28. ayetinde ise “Bilinen günlerde Allah’ın ismini zikretsinler” ibaresinde geçen “bilinen günler” İbn Abbas’a göre Zilhicce’nin ilk on günü olarak yorumladığı nakledilir. Arife günü de dâhil olmak üzere toplam on gece ve dokuz gündür. 
 
Gündüzleri oruç tutmak, geceleri ise ibadetle geçirilmesi çok faziletlidir. Onuncu gün Kurban Bayramının ilk günü olduğu için oruç tutulmaz. Efendimiz (s.a.v.) buyurur ki:  “Allah katında çokça ibadet edilecek ve salih amel işlenecek günler içerisinde, Zilhicce’nin ilk on gününden daha hayırlısı yoktur.”  (Tirmizi, Savm, 52).  Başka bir Hadis-i şerifte ise Hz. Peygamber,  “Allah’a ibadet edilecek günler içinde Zilhicce’nin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her orucu bir senelik oruca, her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine denktir.”  (Tirmizi, Savm, 52). Yine Hz Peygamber bizlere bu on gün içerisinde yapılan amellerden daha kıymetlisi olmadığını işaret ederek, bu on günde Tesbihi (Sübhânallah), Tahmidi (Elhamdulillâh), Tehlili (Lâ İlâhe İllallah) ve Tekbiri (Allahu Ekber) çokça söylememizi tavsiye ediyor (Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, c. 3, s. 354). 
 
Zilhicce ayının ilk on gününün tamamı çok değerlidir. Özellikle dokuzuncu gün olan Arife günü hakkında Hz Peygamber şöyle buyurmuştur;  “Allah’ın cehennemden en çok kul azat ettiği gün, arife günüdür.”  (Müslim, Hac, 436).  Sevgili Peygamberimiz Zilhicce ayında ibadetleri arttırır, özellikle de ilk günlerinde oruç tutardı. Hadis-i şerifte şöyle buyrulur:  “Zilhicce’nin dokuz gününü, aşure gününü ve her aydan ilk Pazartesi ve Perşembe günü oruç tutardı.”  (Ebu Davûd, Savm, 61).  Hz Aişe validemizden rivayetle Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:  “Zilhicce’nin ilk on gününün gecelerinden birini ihya etmesi, o kimsenin bir seneyi hac ve umre ibadetiyle ihya etmesi gibidir. Bu dokuz günden birinde oruç tutması senenin öbür vakitlerinde ibadetle meşgul olması kadar sevap alır.”  (Abdulkadir el-Geylânî, el-Ğunye, 2/240). Resûlullah yine Zilhicce ayının ilk on günü için şöyle buyurmuştur:  “Ramazan Bayramı gecesini ve Kurban Bayramı gecesini, sevabını Allah’tan umarak ihya edenin kalbi, kalplerin öldüğü günde ölmez.” (İbn Mâce, Sıyam, 68).
 
Allah, bizlere bu mübarek günleri ve kıymetini bilenlerden, ibadetlerini mümkün mertebe yerine getirenlerden eylesin.


GENÇ'ın Yazısı.