Saferü`l Hayr: Safer Ayı
Site Özel
3113 okunma
Ömer Akyüz
Sözlükte "boş kalmak, boşluk; sararmak, sarılık; karında yaşayan kurtçuk" anlamlarına gelen "safer" kelimesi, Hicrî takvime göre yılın ikinci ayına ad olması değişik şekillerde açıklanmıştır. Meşhur yoruma göre; Câhiliye döneminde haram aylardan olan Muharrem’in ardından Araplar bu ayda savaşa çıkıp evleri boş kaldığı veya saldırdıkları evlerin eşyasını alıp boşalttıkları için böyle adlandırılmıştır. Bazı kaynaklarda safer adı kelimenin "sararmak" anlamıyla irtibatlandırılarak Câhiliye devrinde insanların yüzlerinin sararmasına yol açan veba salgınının bu aya denk gelmesiyle açıklanır. Başka kaynaklarda ise bu ismin Arapların geçimlerini teminde önemli bir yere sahip olan Yemen’deki Saferiyye adlı panayırla ilişkili olduğu, hatta bu panayırı kaçıranların aç kaldığı belirtilir. (TDV, Safer)
Hicrî takvimde yılın ikinci ayı olan Safer ayı ile ilgili toplumumuz içerisinde bela ve musibetlerin art arda geldiği uğursuz bir ay olduğu bilinmektedir. Ancak bu bilginin dinimizce bir doğruluğu bulunmamaktadır. Bu inanışın temeli Câhiliye dönemindeki insanlara ait olan bir hurafeden ibarettir. Câhiliye döneminde Safer Ayı, uğursuz kabul edildiğinden bu ayda umre yapmak büyük günahlardan sayılıyordu, oysa Hz. Peygamber (s.a.v.), “Umre her zaman helaldir” (Buharî, Hac, 777) diye buyurmuştur.
Yine bu ayda yapılan evliliklerin uzun ömürlü olmayacağı, başlanan işlerin sonuçsuz kalacağı ya da kötü biteceği şeklindeki bâtıl inançlar, İslâm’dan sonra da varlığını sürdürmüştür. Safer ayının diğer aylardan herhangi bir farkı olmadığını buyuran Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu anlayışı reddederek “Safer ayında uğursuzluk yoktur” (Buharî, Tıb, 19) diye buyurarak bu aya atfedilen uğursuzluk inancını kırmıştır.
İslâmiyet’te Muharrem, Recep, Zilkâde ve Zilhicce gibi hürmet edilen aylar olduğu gibi Sahih kaynaklarda mübarek olduğu bilinen gün ve geceler olan Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Arefe günü ile geceleri, kandil geceleri, Cuma günleri, Aşûre günü vs. vardır. Görüldüğü gibi İslâmiyet’te hürmet duyulan ve belli ibadetler için tahsis edilen aylar, günler ve geceler bulunmakla birlikte; afetler ve musibetler için tahsis edilen belirli herhangi bir zaman diliminden söz etmek mümkün değildir. Böyle bir belirlenim içerisine girmek, İslâm’ın ruhuna uygun değildir.
İslâmî dönemde uğursuzluk anlamının silinmesi için bu aya “Saferü’l-hayr” veya “Saferü’l-muzaffer” denilmiştir.
Ebû Hureyre`den (r.a) rivayetle Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “İslâm’da taşe’üm (uğursuz sayma, kötüye yorma) yoktur; en iyisitefe’ül (iyiye yorma) vardır.” (Buharî, Tıb, 54). Böylece Hz. Peygamber, Câhiliye döneminde olan yanlış ve zararlı olan bu inancın İslâm’da yeri olmadığına dikkat çekmiştir.
Konuyla ilgili diğer bir hadiste ise Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Eşyada uğursuzluk yoktur, Safer ayında uğursuzluk yoktur, baykuşun ötmesinde bir uğursuzluk yoktur.” (Müslîm, Selâm, 102).
Safer ayına özel bir dua veya ibadet şekli yoktur. Peygamber Efendimizin yaptığı günlük ibadet ve dualar, bu ayda da yapılabilir.
Allah’ım, Safer ayında bize bereket ver. Mutluluk ve galibiyetle bitirmemizi nasip et.
GENÇ'ın Yazısı.