Yeni Dönemde Tarife Değişikliği
Site Özel
2052 okunma
İmran Bayrakdar
Farlılıkların yaşandığı bir yıldayız, ilk çeyreğine gelene kadar hayatta bu da varmış dedik. Salgın hastalıklar, teknolojik eğitim araçları, temassız duygular (uzaktan görüntülü) dört duvarsız eğitim. Neden okulsuz değil de "dört duvarsız" dediğime gelince, çocuklar telefondan tabletten her yerde öğrenmeye başladı. 21. yüzyılın çocukları istemsiz de olsa kendi yüzyılının öğretim yöntemini ortaya koydu.
Bu sistemsel değişikliğin alameti farikası nedir? Cevap vermek için çok erken olduğuna inanıyorum, zamana bırakıp nesli yok etmeden gözlemleyelim. Fakat eğitim programlarını ve eğitim araçlarını tasarlarken bilaistisna toplum üzerinde harmanlayalım. Küresel bir değişimin içine girdiğimizi kabul ettik etmesine de, sistemi tekrar tasarlayıp hızlı bir tarife değişikliğini de yerleştirdik. Toplumlar bu tarife değişikliğini ne kadarını kabullenirler, ne kadarını az, ne kadarını çok bulurlar; süreç bize cevap verecek.
Belki de bu değişim, felsefesi olmalı dediğimiz eğitim sistemimizin küresel bir felsefesini ortaya çıkartır. Geçenlerde bir kavaramla karşılaştım her zamanki gibi merakıma yenik düşüp taradım. Kavram “Ubuntu Felsefesi”. Afrika'da ortaya çıkan bir felsefe, çocuklara erdemi kazandırmakta çizdikleri yolu tanımlıyor. Bir antropolog, bir kabilenin çocuklarına oyun oynamayı önerir ve ağacın altına koyduğu meyvelere ilk ulaşanın ödülünün o meyveleri yemek olacağını ifade eder. Onlara "Hadi, şimdi başlayın, birinci olan ödülü alacak" der. O anda bütün çocuklar el ele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyveleri yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler: "Bu Ubuntu Felsefesi'dir”.
"Ben" dediğimizde karşımızdaki insan hayal kırıklığına uğrar. İnsanın özgüveni, bir bütünün parçası olduğunda artar. Düşündüğümde bizim de Anadolu'da böyle bir anlayışımız var. Bunun bir felsefe olabileceğini yeni kavradım. Anadolu'da buna "imece" diyorlar. İnsan, insana ihtiyaç duyuyor. Her birey küçük karelerden oluşur dersek, toplum da büyük resimdir. Örnekte aslında bizim uzun zamandır çocuklara aşıladığımız rekabet ettirmek düşüncesiyle çıkıp, kazandırılan yaşam felsefesiyle birlikte kazanabilmenin başarısını anlatmış.
Açıkçası ilk zamanlar korkum vardı. Çocuklar teknolojik araçlara daha çok bağımlı olacak, uzaktan eğitim, sosyal yaşamdan uzaklaşmak bu çocukları bencilleştirecek mi? Öğrencilerle konuştuğumda böyle olmadığını hatta tam tersi olumlu yönde bir gelişimin söz konusu olduğunu bile ifade edebilirim. Belki de uzun zamandır, beklenilen değişim küresel yaşanan salgınla birlikte farkındalık oluşturacaktır. Zaman içinde özgünlükleri içeren kapsayıcı, birleştirici hazırlanan eğitim politikalarının yönü belirleyici olacaktır.
İnsanın bencilikten uzaklaşacağına diğerkâmlık kazanacağına inanıyorum. Çünkü biz bencilliği tükettik. Fazlasıyla kullandık... İnsan sürekli aynı şeyi yaptığında sıkılır, değişime doğru yönelir. Tarife değişti, insan şunu öğrendi: "İnsan, adaletsizliğin kurallarını değiştiremeyebilir ama toplum adaletsizlik karşısında duruşunu değiştirme bilincini kazandığında kazanan yeni tarife olur. Çocuklarımıza "ben" değil "biz" diyerek kazanmayı öğretelim ki; biz dediğimizde adalet işlesin.
GENÇ'ın Yazısı.