Yaman Bir Aşık
“Susuz kalsam yanan çöllerde, can versem elem duymam
Yanardağlar yanar bağrımda, ummânlarda nem duymam
Alevler yağsa göklerden ve masseylesem duymam
Cemâlinle ferahnâk et ki yandım yâ Rasûlallah.”
Yaman Dede, Cumhuriyet tarihimizin dikkat çeken isimlerinden birisidir. Kendisinin asıl adını bilen yok gibidir, aynı şekilde yolu Mevlevilik ile kesişip de onu bilmeyen olmadığı gibi. Rum Ortodoks bir anne ve babanın evladı olarak dünyaya gelen Yaman Dede, henüz idadide okuduğu yıllarda Farsça Hocası İskilipli Osman Efendi’nin verdiği ödev sayesinde Mesnevi ile tanıştı. Bu ilk an onun ruhunda büyük izler bırakmaya yetti ve Arapça ve Farsça ile meşgul olmaya başladı.
İstanbul Hukuk’u bitirmesinin ardından bir süre zabıt katipliği yaptı ve ardından avukatlığa başladı. Yine aynı zamanlarda Galata Mevlevihanesi’nde, mevlevihanenin son şeyhi olan Ahmed Celaleddin Dede ve Üsküdar Mevlevihanesi’nin son şeyhi Ahmed Remzi Dede’nin Mesnevi derslerine devam etti. Yaman Dede lakabını da bu sırada gayretli çalışmasına istinaden Ahmed Remzi Dede’den aldı.
Yaman Dede çok erken yaşlarından itibaren İslam’a duyduğu ilgiyle Müslümanlığı seçip hayatını buna göre tanzim etmeye başlamış fakat ailesi sebebiyle on yıllarca bu durumu açıktan ifade edememiştir. Bu uzun zaman boyunca ibadetlerini aksatmaktan da imtina ettiği için gizli olarak ibadetlerine ve çalışmalarına devam etmiştir.
1942 senesinde Nakşibendi Halidi Şeyhi Ahmed Hilmi Efendi’nin teşviki ile Müslüman olduğunu açıktan ifade etmiştir. Bu olayın ardından Yaman Dede, Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin etkisiyle gayrimüslüm olan eşinden ayrılmak zorunda kalmış ve ayrılık onun çok sevdiği kızından da uzak kalmasına sebep olmuştur.
Avukatlığı bıraktıktan sonra İstanbul’daki yabancı liseler de dahil olmak üzere birçok farklı okulda öğretmenlik yapmıştır. Yazının hemen başında bir dörtlüğünü alıntıladığım “Dahilek Ya Rasulallah” isimli şiiri başta olmak üzere çeşitli şiirler yazan Yaman Dede, Mevlana’ya beslediği çok özel muhabbet hasebiyle bu başlıkta şiirler de kaleme almıştır.
Mehmet Abdulkadir Keçeoğlu veyahut bilinen adıyla Yaman Dede, 1962 senesinde İstanbul’da vefat etmiş ve Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilmiştir. Çok sevdiği Peygamberi ile cennette komşu olması niyazıyla...
Esad Mücahit Eskimez'ın Yazısı.