Bilim tarihinde iki büyük tercüme hareketinden söz edebiliriz. Bunlardan ilki; bilime ve düşünmeye değer veren yüce dinimiz İslâm’ın gelişiyle Müslümanların bilime karşı oluşan büyük iştiyakı sonucunda özellikle Yunanlılar’dan ve Hintliler’den aldıkları bilimsel eserleri Arapçaya tercüme etmeleriydi. İkincisi ise kilise baskısından kurtulan Avrupalıların, Müslüman bilim adamlarının yazdığı bilimsel eserleri kendi dillerine yani Latinceye çevirmeleriydi. Ancak Müslümanlar, eserleri kendi dillerine çevirirken müelliflerin isimlerini korumuş, hatta kendi eserlerinde müelliflere teşekkür etmiştir. Ancak gelgelelim Avrupalılar aynı hassasiyeti neredeyse hiç göstermemiştir. Bu yüzden, bu ikinci tercüme hareketinde oldukça tahrifat meydana gelmiş ve birçok Müslüman bilim adamının çalışmaları kullanılsa bile isimleri tarihe karışmıştır. Bunlardan biri de Batı literatüründe adı, farklı telaffuzun bir sonucu olarak Azophi, İlbermosofim, Jeber Mosphim, Abuhassin gibi çeşitli şekillerde kaydedilen bir Müslüman gökbilimcidir. Bazı araştırıcılara göre o, modern çağa tesir eden üç büyük astronomi âliminden biridir. Evet, size biraz Abdurrahman e-Sûfî’den bahsetmek istiyorum. 903 yılında Rey’de doğan es-Sûfî, 975 yılından sonra Bağdat’ta birçok âlimle birlikte çalışmış ve gözlemlerde bulunmuştur. Abdurrahman es-Sûfî kendinden önceki âlimlerin yaptığı çalışma ve gözlemleri tamamlamak, düzeltmek ve kendi gözlemlerini de ilâve etmek suretiyle astronomide yeni bir dönem başlatmıştır.

Batlamyus’tan sonra sabit yıldızların incelenmesi ve bunların kataloglarının hazırlanmasında önemli rolü olan Abdurrahman es-Sûfî, bilim camiasında daha çok bu alandaki başarılarıyla tanınmaktadır. Kitâbü Suveri’l-kevâkibi’s-sâbite adlı eserinde önce her yıldız takımındaki bütün yıldızları tanıtmış, bunların gökyüzündeki konumları, büyüklükleri (parlaklıkları) ve renkleriyle ilgili görüşlerini ortaya koyarak İslâm astronomi ilminin terminolojisini meydana getirmiştir. Bu terimler daha sonraki İslâm ve Batı astronomları tarafından kullanıldığı gibi, bunlardan doksan dördü modern astronomi literatürüne de girmiştir. Ayrıca Abdurrahman es-Sûfî, her yıldız takımının bir defa gökyüzünde görüldüğü, bir defa da gök küresinde görüleceği tarzda çok hoş, sanatsal değeri olan resimlerini de çizmiştir.

Abdurrahman es-Sûfî’nin birçok Batılı astronoma tesir ettiği bilinmektedir. 13. yüzyılda Castilla-Leon Kralı X. Alfonso’nun hazırlattığı Libros del Saber de Astronomia (astronomi bilgisi kitabı) adlı dört kitaptan oluşan İspanyolca ansiklopedi, onun Kitâbü Suveri’l-kevâkibi’s-sâbite’siyle diğer Müslüman astronomi bilginlerinin eserlerinden alınan bilgilere dayanılarak hazırlanmıştır. Abdurrahman es-Sûfî’nin bu eseri, yukarıda adı geçen ansiklopedide yalnız tercüme edenlerin adıyla yayımlanmıştır! 16. yüzyıla ait Codices Latini Catinenses adlı astronomi kataloğu da onun eserlerinden hareket edilerek kaleme alınmıştır. 15. ve 16. yüzyıllarda Viyana ve Nürnberg’deki ilim çevrelerinin de ondan faydalandıkları bilinmektedir.

Ayrıca okurlarımıza ufak bir not düşelim: Eğer Abdurrahman es-Sûfî’nin geliştirdiği astronomi aletlerini daha yakından görmek isterseniz İslâm Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi sizleri bekliyor.


Muaz Erdem'ın Yazısı.