Merve Kurtoğlu

Ankara Düşünce ve Araştırma Merkezi, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ), Merkez Bankası ve Yunus Emre Enstitüsü ile birlikte “Osmanlı Para Vakıfları” isimli 12 ciltlik bir çalışmaya imza atıldı. Vakıf medeniyetimiz ve katılımcı finans sistemimiz açısından alanındaki en kapsamlı bu çalışma için proje koordinatörü, İZÜ Rektörü Mehmet Bulut Hoca ile görüştük.

Hocam öncelikle “Osmanlı Para Vakıfları” isimli 12 ciltlik kapsamlı çalışmanız hayırlara vesile olsun. Bu alanda önemli bir eksikliği kapatacaktır diye düşünüyoruz. Proje nasıl başladı, neler yapıldı sizden dinlemek isteriz.

Bizim alanımız iktisat ve tarih. Tabii tarih bildiğiniz üzere tüm bilimlerin anası. Her bilim alanının ayrı bir tarihi var. Tarih ayrıca toplumların hafızasıdır. Tarihsiz toplumlar talihsiz toplumlardır. Bizim yaşadığımız medeniyet coğrafyamıza ilişkin iktisat, finans, siyaset, eğitim, hukuk vs. her alanla ilgili tarihimizi tabiatıyla iyi bilmemiz gerekir. Gençlerimizin mutlaka bu alanda belli bir bilgi düzeyinde olmaları gerekir ki geleceğimizi emanet edeceğimiz bilinçli ve şuurlu bir gelecekten umutlu olalım. Ayrıca her bilim insanı, mutlaka ilgilendiği alanın tarihini de iyi bilmesi elzemdir.

Bizim gibi tabiatıyla alanı iktisat ve finans olan ilim insanları için de tarihsel tecrübe ve birikimin izini sürmek son derece önemlidir. Bu çerçevede Osmanlı tecrübesi her bilim insanı için belki de en önemli hazine. Bizler de bu yolda karınca kararınca 20 kişilik bir ekip olarak 5-6 yıl önce bir araya geldik. Proje 2013 yılında Ankara Düşünce ve Araştırma Merkezi (ADAM) Vakfı’nda başladı. Daha sonra Merkez Bankası Meclisi’ne bir sunum yaparak konunun kapsam ve önemini anlattık. Sonrasında projeyi Yunus Emre Enstitüsü’ne götürdük. Ardından çalışmalar İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi (İSEFAM) bünyesinde tamamlanmış oldu.

Başından itibaren 16 araştırmacı ve 4 danışman ile birlikte yürüttüğümüz proje uzun soluklu bir ilmi yolculuk oldu. Bu güzide kurumların değerli yöneticilerinin destekleri ve tabii ki araştırmacı arkadaşlarımızın son derece özverili ve sabırlı gayretleri neticesinde böylesine önemli bir eseri ortaya çıkarmaya Rabbim bizleri muvaffak kıldı hamd olsun.

Bu 12 cilt boyunca okuyucular nelerle karşılacaklar?

Bizim Müslümanlar ve Türkler olarak tarihte kurduğumuz en uzun ömürlü devlet Osmanlı Devleti’dir. Bu devlet ayrıca “modern zamanlarda” yaşayan en uzun ömürlü devlet idi. Onun için Osmanlıları, toplumunu ve kurdukları müesseseleri iyi tanımamız ve bilmemiz gerekir. Osmanlıların geliştirdiği müesseselerin başında vakıflar gelmektedir. İnsanların hatta diğer varlıkların ihtiyaçlarını dikkate alan Osmanlılar, eğitimden sanata, sağlıktan bayındırlık hizmetlerine, kültürden ticaret ve finansa kadar birçok alanda vakıflar kurmuşlardır. Vakıflar içinde yer alan ve Osmanlıların özgün icatları olarak kabul edilen vakıf türlerinden biri de para vakıflarıdır (vakf-ı nukud).

Osmanlıları diğer devlet ve medeniyetlerden ayıran belirgin özelliklerinden biri de modern zamanlarda tüm dünyayı hakimiyeti ve etkisi altına alan modern kapitalizmin ve onun faizli finans kurumları olan modern bankalar karşısında kendi değerler sistemi ve dünya görüşlerine uygun ve medeniyet anlayışlarıyla uyumlu finans kurumları olan para vakıflarını kurmuş, geliştirmiş ve süreç içerisinde ülkenin neredeyse her tarafına yaygınlaştırmış olmalarıdır. Bu kurumlar kamu ve özel sektörün dışında üçüncü sektör olarak rol oynayan vakıf anlayışıyla sosyal, kültürel, ekonomik ve finansal alandaki bireysel ve kurumsal ihtiyaçları giderme yanında Osmanlıların en çok önemsediği toplumsal “denge” ile uzun dönemde ekonomik ve finansal “istikrar”ın sürdürülmesinde hayati derecede rol oynadığı söylenebilir.

Osmanlı döneminde kurulan para vakıfları ile ilgili daha önceleri belli başlı şehirleri esas alan çalışmalar gerçekleştirildi. Ancak kuruluşundan gelişimine bu genişlik ve kapsamda tüm Osmanlı Avrupası’nda (Rumeli) kurulan para vakıflarını ihtiva eden proje çalışması ilk defa gerçekleştirilmektedir. Bu kurumlar vasıtasıyla vakfedilen sermaye miktarının ne olduğu, nerede, ne zaman ve ne şekilde değerlendirildiği konuları yanında bu çalışma Osmanlı Balkan coğrafyasında kurulmuş para vakıflarının kuruluş yılı, yeri, kurucuları, vakfedilen para miktarları, işletme oranları (ribh) ve şartları gibi önemli sorulara cevabın bulunabileceği en kapsamlı araştırmaların ilki olduğu söylenebilir.

3 dilde açıklamalar var değil mi?

Evet projenin özgün taraflarından biri de bu. Dünyadaki tüm araştımacılar ve bilim insanları, konuyu merak eden insanlara 3 dilde (Türkçe, İngilizce ve Arapça) özet vererek kapının anahtarını vermiş oluyoruz. Bu geniş Osmanlı medeniyet coğrafyasının vakıf ve finans ile ilgili alanında kulaç atmak isteyenler için bu özetler anahtar niteliğindedir.

Bu projeyle birlikte, Batı’da kapitalizmin yükselişinin öncüsü olan faizli bankaların kurulmasıyla eş zamanlı olarak Osmanlı’da ne tür girişimlerin olduğunu da anlamış oluyoruz. Çalışmanın, özellikle katılım bankacılığı konusunda yeni bir ufuk açacağını düşünüyor musunuz?

Özellikle insanı merkeze alan, hayatı ve üretilen hasılayı paylaşarak iktisadi ve sosyal hayat, vakıf ve katılım finansı alanındaki tecrübelerin keşfi ile yaşadığımız medeniyet coğrafyamızın vakıf anlayışı çerçevesinde faiz hassasiyeti göz önüne alınarak üretilen çözümler ve herkesi kuşatan ve kucaklayan anlayış içinde geniş Osmanlı ülkesindeki “Barış Düzeni”nin (Pax-Ottomana) anlaşılması açısından değerlendirilebilir. Proje kapsamında Osmanlı dönemi Rumeli para vakıflarına ilişkin analizler de yapıldı. Belli başlı bölge ve ülkelerdeki para vakfı örneklerinden yola çıkılarak bu kurumların geniş Osmanlı coğrafyasında ortaya çıkış şartları, gelişmeleri, işletilme usulleri başta olmak üzere konuyla ilgili tartışmalar üzerinde duruldu ve analizler gerçekleştirildi.

Bu alanda farklı çalışmalarınız da olacak mı?

Her imkan esasen bir imtihandır. İnsanın belli konularda bilgisi arttıkça sorumlululları da artıyor tabii. Bu tür projelerin gerçekleştirilmesi sonrasında bilim insanı olarak yeni sorumluluklar hissediyorsunuz. Bu birikimlerin bugüne aktarılması, pratiğe yansıtılması. Günümüzdeki ekonomik, sosyal, finansal vb. alanlardaki sorunların, problemlerin medeniyetimizin birikimleri ve değerler sistemimize, dünya görüşümüze göre çözümler üretilmesi. Bu en önemli konudur. Bütün bu çalışmalarda amaç budur. Üretilen bilginin insanların ve toplumların sorununu çözmektir.

Bugün sadece Müslümanların değil tüm insanlığın içinde bulunduğu en önemli problemlerin başında “faizli sistemin doğurduğu haksızlıklar ve adaletsizliklerdir”. Bu tür çalışmaların artması ve üretilen bilginin sorunları çözmeye yönelik olarak kullanılması gerekir. Bu alanda kurduğumuz İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi ile lisans ve lisans üstü (yüksek lisans ve doktora) düzeyde, 3 dilde dereceler veriyoruz. Tezler, yayınlar, çalışmalar ve araştırmalar yapıyoruz, yaptırıyoruz. Bu alandaki çalışmalara akademik alanda elimizden gelen her türlü katkıyı veriyoruz, bundan sonra da vermeye devam edeceğiz.

İZÜ’de bu alanlarla ilgili iyi bir altyapı oluştu şükürler olsun. Dünyanın dört bir tarafından talebelerin, araştırmacıların, hocaların ilgileri de gittikçe artıyor. Bu alanda güzel projeler gerçekleşiyor ve güzel insanlar yetişiyor hamd olsun. Tabii hepimizi hala önemli çalışmalar beklemektedir. Çünkü inancımız odur ki, iki cihanda da huzun kaynağı “helal kazanç ve helal lokma”dır.

Yoğun bir emek ürünü olan bu çalışmada destek veren tüm kurumlarımıza ve yöneticilerine teşekkür ediyorum. Bu vesileyle proje ekibinde yer alan tüm araştırmacılara ve ekip arkadaşlarıma gösterdikleri üstün gayret, samimi işbirliği ve uyumlu çalışmalarından dolayı en içten teşekkürlerimi ifade etmek isterim.


GENÇ'ın Yazısı.