Anzaklar Burada, GENÇ`ler Nerede?
Fahri Sarrafoğlu
Çanakkale`den Gelibolu`ya her yıl 24 Nisan saat 05.30’da yapılacak Şafak Ayini için binlerce Avustralyalı ve Yeni Zelandalı geliyor. Adeta ibadet vecdi içinde, gecenin soğuk olmasına aldırmadan sabahı bekleyen Anzaklar yıllardır geleneklerinden hiç taviz vermeden törenlere katılıyorlar. Mehmet Akif`in `Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela` diye tanımladığı Anzakların torunları, şimdi de Türkiye’den toprak talep ediyorlar. İş ülkeler arası `nota vermeye` kadar vardı. Avustralya, `409 hektarlık Anafartalar sahilinin Avustralya kültürel mirası ilan edilmesi` yönündeki talebini 2004`ün başlarında Dışişleri Bakanlığı`na iletti. `On binlerce yeni turist gelecek` ifadesiyle kimi bürokratlarca bayram havasında karşılanan bu teklif, Dışişleri Bakanlığı`nda konunun görüşüldüğü bir toplantıda Çevre ve Orman Bakanlığı`ndan yetkililerin uyarılarıyla son anda engellendi. Ülkeler arası işbirliği anlaşması imzalanması için protokol hazırlanması beklenen bu toplantıda bir bürokratın itirazı, kültürel miras talebinin ardındaki gerçekleri ortaya koydu. “Çanakkale geçilmez” denen topraklarda başka bir ülkenin mahkemelerinin yetkili olması, uluslararası hukuk ve diplomasi lisanında basitçe `toprak kaybedilmesi` anlamına gelebilecekti. Bunun öğrenilmesinden sonra söz konusu taleple ilgili görüşmeler olumsuz sonuçlandı ama sular bununla da durulmadı. Lozan`a taraf bu ülkelerin, Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere ilgili bakanlıklara ilettiği bilgi notlarının, uyarı yazılarının ardı arkası kesilmedi.
İlgimizden rahatsız oldular
Avustralya`nınbüyük ve saygın gazetelerinden Sydney Herald Morning, Türkler`in son yıllarda Gelibolu`ya akın etmesinden duydukları rahatsızlığı açıkça dile getiriyor ve adeta Çanakkale’nin gerçek sahiplerinin kendileri olduğun iddia ediyor. Gazete, Gelibolu`ya Türk akınının, bölgenin tarihi yapısını bozacağından endişe ettiklerine sütunlarında yer veriyor.
Türkiye’nin kurtuluş mücadelesinin önemli simgelerinden olan Çanakkale’ye düzenlenen turlar, kültür turları arasında öne çıkarak 4 milyon Euro’luk büyüklüğe ulaştı. Çanakkale Şehitlik Turu’na her yıl 1 milyon kişi katılırken, Çanakkale Zaferi’nin kazanıldığı 18 Mart gününün tatil yapılmasının bu sayıyı daha da artıracağı belirtiliyor. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, sekiz yıl önce turların başlamasına öncülük ettiklerini belirterek, "Çanakkale şehitlik turlarına gösterilen ilgi her yıl yüzde 30 artıyor. Özellikle 18 Mart haftasında şehirde boş otel bulunamıyor. Bu turların büyüklüğü 4 milyon Euro’ya ulaşmış durumda" dedi. Çanakkale’ye düzenlenen turlara katılanların yüzde 50’sinin okullar, diğerlerinin ise vatandaşlardan oluştuğunu vurgulayan Ulusoy, yıl genelinde 1 milyon kişinin ziyaret ettiği şehitliğe zafer haftasında 50 bin kişinin gittiğini kaydetti.
Anzakların Millet Bilinci Çıkaracağı Tek Fırsat
Vehbi Vakkasoğlu
Her yıl on bin civarında Anzak torunu, Avustralya’dan, Yeni Zelanda’dan, Çanakkale’ye gelip, dedelerinin 25 Nisanda çıktığı sahillerimize, onlarla aynı saatte çıkıyorlar. Sabahın altısında, bir kısmı ellerindeki bira şişeleriyle, bir kısmı da İncillerle “Hurraaa!” naralarıyla, yeniden çıkarma yaparlar şehitler dünyasına…
Onlar, kendileri açısından çok iyi yaparlar. Çünkü Çanakkale tarihlerinin ilk ve tek savaşıdır. Her ne kadar yenilip, geriye üzgün dönmüşlerse de, bu olumsuz sonuçtan olumlu bir sonuç çıkarıyorlar. Bu yenilgiyi akıllıca kullanıp, ondan Millet olma bilinci çıkarıyorlar. Milli varlıklarını ispatladıkları bu yenilgi ortamını her yıl tazeliyor,1916 başında oradan nasıl perişan, yılgın ve hezimete uğramış bir halde döndüklerini hiç düşünmüyorlar. Kendilerine büyük bir iyilik ediyorlar...
Şuurlu geziler yapılmalı
Çanakkale ile ilgili bir dönem yapılan anmaların büyük kısmında ruhundan soyutlanmış, verdiği dersten uzaklaştırılmış, kısacası içi boşaltılmış bir Çanakkale vardı. Bu Çanakkale can sıkan nutuklara konu edilirdi. O nutukçulardan biri, Mehmet Akif’in muhteşem eserini okumak zorunda kalırken bile, “Daha iyisini bulamadığı için, bir yobazın şiirini okumak zorunda kaldığından dolayı özür” diliyordu. Uzun yıllar, ziyarete kapalı olan Çanakkale gözlerden ve gönüllerden uzak kaldı. Daha sonraki yıllar, küçük grupların ilgi duyduğu Çanakkale, en utandırıcı hatırasını 27 Mayıs İhtilali’ni müteakip yaşamıştır. Zaferi kutlamak için, İstanbul’dan Kadeş vapuruyla yola çıkan üniversite öğrencileri, sadece şehitlerimizin kemiklerini sızlatmakla kalmadılar, insanlığını kaybetmemiş herkesi, utanç gayyalarına attılar.
Yeniden Çanakkale ruhuna ihtiyaç var
35 yıl önce bir grup arkadaşla birlikte 18 Mart’ta şehitliğe gittiğimizde birbirimize sarılıp ağlaştığımızı hatırlıyorum. O tarihlerde, Çanakkale anmaları biraz heyecan kazandı ve bereketlendi. Ancak, şuurlu insanımızın Çanakkale’yi daha derin idraki 90’lı yıllardan itibaren başladı. Seksenli yılların başından bugüne, sadece benim verdiğim Çanakkale konferanslarının sayısı 1400’ü geçmiştir. Bir Destandır Çanakkale ve Çanakkale’de Şahlananlar adlı kitaplarımın tirajı 150 bini aşmıştır. Şu an, piyasada büyük küçük 250 civarında Çanakkale kitabı vardır. Bütün bu gelişmelere rağmen, Çanakkale ruhu, ruhumuz oldu mu? Elbette, hayır… Çanakkale Zaferi, sadece tarih dersinin değil, başta din, edebiyat olmak üzere bütün derslerin özü olmalı…
18 Mart Bayram Olsun
Tarihçi Yazar İsmail Çolak
Japonların Hiroşima’ya Anzaklar’ın Gelibolu’ya verdiği önemi,biz de Çanakkale’ye göstermeliyiz!
Okullarımızdaki tarih derslerinin, kitaplarının ve resmi anlatımın ne yazık ki ihtiyacı karşılamadığı, çocuklar ve gençlerin merakını kamçılamaya ve ilgisini çekmeye yetmediği, kalp ve kafalarını doyurmadığı da bir realitedir. Ders kitaplarında Çanakkale’ye yer veren kısımlar oldukça kısa, kuru, ruhsuz ve belli konularla sınırlıdır. Hâlbuki İstiklal Savaşı’na ya da bu savaş içerisinde Sakarya ve Büyük Taarruza verilen önem ve değer Çanakkale’ye de verilmelidir. Çünkü Çanakkale Savaşı kazanılmasaydı, orada milletimiz destansı bir şahlanış, tırnak içinde “Çanakkale Ruhu” sergilemeseydi, İstiklal Savaşı’nı kazanmamız oldukça zor olurdu. İstiklal Savaşı’nı aynen Çanakkale’de sergilediğimiz iman, azim ve ruh ile Çanakkale’nin verdiği ümit, moral, maneviyat ve şevk ile kazandık. O halde bu değerlendirmeler ışığında Çanakkale’nin anlam ve ehemmiyetini kavratmak amacıyla şunlar yapılabilir: Tarih kitaplarında Çanakkale Savaşı’na daha kapsamlı yer verilebilir, müstakil bir bölüm ayrılabilir.
Çanakkale Savaşı’nın yıldönümü olan 18 Mart gününü, 30 Ağustos Zafer Bayramı gibi bir zafer bayramı veya “Yeniden Şahlanış/Diriliş Bayramı” olarak kutlayabiliriz. En azından 2018 yılında, 100. yıldönümünde devlet tarafından büyük çaplı resmi anma töreni yapılmalı, anlam ve ruhuna uygun çeşitli programlar, gösteriler, sempozyumlar, panel ve konferanslar düzenlenmelidir. Türk Tarih Kurumu, Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı konuyla ilgili literatürü zenginleştirecek ilmi ve tarihi kıymete sahip, kaynak niteliği taşıyan yayınlar yapmalıdır.”
ANZAKLAR KİMDİR?
Anzak (Australian and New Zealand Army Corps; ANZAC), I. Dünya Savaşı sırasında İngiliz ordusunda savaşan, Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerlerden oluşan kolordudur. Türkler tarafından, bu ordunun askerlerine Anzaklar deniyor. Avustralya ve Yeni Zelandalı askerlerin Anzak Koyu’nda 96 yıl önce çıkartma yaptıkları saat olan 05.30’da başlayacak olan törenlere katılmak için her yıl sayıları binlerce kişi geliyor. Çanakkale, 95 yıl önce vatan için evlerini, anne ve babalarını, sevdiklerini evlerinde bırakıp Gelibolu’ya koşan Mehmetçiğin kahramanlıklarıyla geçilmez oldu. 1915 yılında Çanakkale’yi denizden geçmek isteyen İngiliz ve Fransızlar, Mehmetçik karşısında Boğaz’ın serin sularına gömüldü.
GENÇ'ın Yazısı.