Can Ceylan

Kimdir dost? Dost o kişidir ki öldürülmesi ihtimali olan gecede Hz. Peygamber'in yatağında yatar, dost o kişidir ki mağarada bulunan yılanın Peygamber Efendimize zarar vermemesi için bütün delikleri elbisesinden muhtelif parçalar ile tıkayandır. O yüzden kime dost dediğimize dikkat etmemiz gerekir. Dostun sana Allah’ı ve ölümü hatırlatan, düşmanın ise unutturan kişidir. Kim olursa olsun arkadaşımız zannettiğimiz kişi eğer ki bizi Allah’tan uzaklaştırıyor, ölümü de unutturuyorsa, dünya’nın şevk ve zevklerine bizi sürüklüyorsa dost değil düşmandır. Tehlikesi de dost görünen düşman olmasıdır. Dostun bir diğer özellikleri ise gösterişsiz, masrafsız ve mütevazı olmasıdır. 
 
Etrafınızdaki insanlara baktığınız zaman eğer ki onlarda bir samimiyet göremiyorsanız o insanlar sizin dostunuz değildir. Onların cefasını çekmeye, onlar için üzülmeye değmez. Fakat onlar sizi üzmek için bir şeyler yaparlarsa veya söylerlerse de duymazdan gelip, farkına varmamak gerekmektedir. Bu dünyada paylaşmayı bilemezsen, biriktirirsen düşmanların olur. Eğer ki paylaşmak sünnettir düsturu ile hareket eder dağıtırsan da dostların olur. İnsan hem beden hem de ruhun birleşimi olan bir varlıktır. Beden almakla doyar, ruh ise vermekle doyar. Eğer sen ruhu da almakla doyurmaya kalkarsan hem ruhun hem de bedenin senin için zehir olur, dost zannettiğin ise düşman olur. 
 
Dostu ve düşmanı kendi medeniyetimizin penceresinden algılamak, hatırlamak gerekir. Çok yakınınız da olsa, kardeşiniz de olsa, her zaman görüştüğünüz arkadaşınız da olsa kendiniz varken dışarıda düşman aramayınız. Ve şöyle dua ediniz: Ya Rabbi beni benim şerrimden koru. Ben bana zarar vermemem için sen beni muhafaza et. Ben kendime kötülük etmeyeyim, kendime zarar vermeyeyim, kusurlarımı görmekten mahrum kalmayayım, başkalarının değil kendimin kusurları ile meşgul olmak katına yükselebileyim. Âmin. Bu şekilde dua ettiğimiz zaman kendimizi tanımış oluruz bu vesile ile hakiki dostu da tanımış olur ve kavuşmuş oluruz inşallah.
 
Dostun cefası, vefası ile güzeldir diyoruz. Bu hususu Mevlana hazretleri, Mesnevi'sinde şöyle anlatır; 
 
“Genç adamın biri her gün gelir babasına 'Benim çok dostum var, seninse bir tane' dermiş. Babası bir gün itiraz etmiş: 'Demek çok dostun var? Lakin öyle her tanıştığına dostum dersen yanılırsın. Hakiki dost bir ya da ikidir.'. Evladı; 'Yok benim sıkı dostlarım var.' demiş. 'Peki' demiş babası, 'var mısın dostlarını sınamaya?'. Böylece genç adamın dostlarını sınamaya karar vermişler. Bir akşam bir koyun kesmişler ve koymuşlar çuvala. Baba demiş ki oğluna: 'Şimdi al bu çuvalı götür dostuna.' Çuvaldan da kanlar damlamakta, sanki bir adamı öldürmüşler de koymuşlar çuvala. Delikanlı sırtlanmış çuvalı, gitmiş en iyi bildiği dostunun kapısına, çalmış kapıyı. Dostu bakmış çuvala kanlı. Delikanlı demiş ki: 'Ben bir adamı öldürdüm, bana yardım et.'. Kapı hızlıca kapanmış gencin yüzüne. 
 
Genç adam tek tek dolaşmış bütün dostlarını, bütün kapılar yüzüne kapanmış. Netice de dönmüş evine ama yıkılmış. Dost sandıklarının hiçbiri yardım etmemiş. Baba gülümsemiş, 'Şimdi sıra benim dostuma geldi` demiş. `Git şimdi benim dostuma, ben bir adam öldürdüm de, bakalım o ne yapacak'. Genç adam babasının dostuna gitmiş, demiş ki: 'Ben bir adam öldürdüm bana yardım et?'. Baba dostu içine bakmadan almış hemen çuvalı, arka bahçede ki çiçek tarlasına gitmişler. İçinde koyun olan kanlı çuvalı gömmüşler. Üstünü de bir güzel örtmüşler. Bir de kimse anlamasın diye gül ekmişler. Evlat gelmiş babasına 'İşte' demiş, 'dost buymuş'. Baba 'Dur' demiş, 'öyle hemen karar verme, sen yarın dostuma git çıkar bir kavga üstüne de iki tokat at. İşte o zaman dostun hakikisi anlaşılır'. Genç adam ertesi gün gitmiş baba dostuna, hır çıkarmış üstüne de iki tokat atmış. Baba dostu yemiş mi iki tokatı, bir durmuş bakmış ve gence demiş ki: 'Var git delikanlı babana selam söyle, biz öyle iki tokata gül bahçesi bozacak adam değiliz.' ” 
 
Kısacası dostun en güzel giysisi vefadır. Vefalı dostlarımız olabilmesi temennisiyle…
 


GENÇ'ın Yazısı.