Bağımsızlık Savaşçısı: İmam Mansûr
Site Özel
3230 okunma
Mahmud Selim Sadoğlu
Kafkasya tarihinin önemli isimlerinden Şeyh Şamil’in, İmam Hamza (Hamzat Bek) gibi örnek aldığı İmam Mansur aynı zamanda Şeyh Mansur da olarak adı geçer. Asıl ismi Uçermak (Uşurmak)’tır. Savaşlardaki başarısından dolayı ona "Mansur" demişlerdir. 1722 veya 1748 yılında doğduğu bilinmektedir.
Hakkında aslında İtalyan asıllı olduğu, Anadolu’ya misyoner olarak geldiği sonra Müslüman olduğu hakkında rivayetler var aynı şekilde keramet sahibi olduğu, rüyasında Hz. Muhammed`i (s.a.v.) gördüğü ve halkı doğru yola yönlendirmesi için görevlendirildiği hakkında da rivayet vardır. İmam Mansur’un eğitiminde ise küçükken medreseye gittiği daha sonra din alimlerin olduğu Dağıstan’da derin eğitim alıp Nakşibendiyye tarikatına katılmıştır. Daha sonra ilk Aldı Camii`nde yaptığı vaazlar ve hutbelerle insanların dikkatlerini çekecektir.
Konuşmalarında ele aldığı konu çoğunlukla bütün Kafkasyalıların bir araya gelmesi gerektiği, aksi takdirde bunun Kur’an-ı Kerim’e ters düşeceğini ve bu yüzden Allah`ın, bela olarak onlara Rusları göndereceğini böylelikle Kafkasyalıların özgürlüklerini kaybedeceklerinden bahseder. İmam Mansur’un kısa bir sürede tanınmasındaki sebeplerden biri de; Hz. Ali’nin naklettiği bir hadiste Mansur adlı bir kişinin çağrısına uyulması vacip olduğu rivayet edilir. Bunların üzerine dönemin Osmanlı padişahı I. Abdülhamid, hakkında araştırma yaptırtmış hadisdeki Mansur’la İmam Mansur’un ilgisi olmadığı ve kendisinin de böyle bir iddiası olmadığı ortaya çıkmıştır. Bunlarla birlikte İmam Mansur’un halk arasında keramet gösterdiği söylenir.
Rusya İmparatorluğu, Osmanlı Devleti altındaki Kırım’ı 1783 yılında ilhak edince yönünü Kafkasya’ya çevirdi. Rusya’nın 18. Yüzyılda ortaya çıkan yayılmacı, işgalci politikasına karşılık Kafkasya’da kültürlerini, bağımsızlıklarını korumak üzere İmam Mansur önderliğinde mücadele ruhu ortaya çıktı. İmam Mansur burada İslam birliğini savunmuş ve Kafkasya Müslümanları için bir ümit olmuştur, sonra bu direnişe Müridizm adı verilecektir. Bu mücadelenin önderlerinden İmam Mansur, Çeçenistan’ın kurucusu aynı zamanda Kuzey Kafkasya’nın ulusal bağımsızlık hareketinin lideri olarak görülür.
İmam Mansur ünlendikçe insanlar yanında toplanmaya başlar ve Rusya bu direnişten endişe etmeye başlar. Böylelikle Kont P. S. Potemkin’in emriyle Albay Pieri komutasındaki 3000 asker Aldı’ya gönderildi. Bu savaştan İmam Mansur zaferle çıkar hatta Rus askerleri Osmanlı Devlet’ine ait Hacılar Kalesi`ne sığınır. Ruslar tekrar birlikler gönderse de İmam Mansur hepsinde zafer kazandı ve bu büyük bir yankı uyandırdı. Bu durum Osmanlı Devleti`ni bile endişeye düşürmüştü. Kırım’ı kaybederek itibarı lekelenen Osmanlı Devleti, İmam Mansur’u bir tehdit olarak gördü ve camilerde onu yalancı bir peygamber olarak ilan etti.
Aldı Savaşı`ndan sonra 1785-86 yılları arasında İmam Mansur, Dağıstan’daki Kumruk beyleriyle birlikte Kızlar Kalesi`ne saldırdı. İç kaleyi alamasa da büyük zararlar verdi ve ganimetler aldı. Ruslar bunun üzerine aynı yıllarda bu direnişe son vermek için Albay Nagel komutasındaki birlikle Tatartub’a geldiler. İmam Mansur bu taarruz karşısında geri çekilmek zorunda kaldı.
Bu hadiseler olurken aynı zamanda Osmanlı-Rus savaşı da başlamak üzereydi bu yüzden I. Abdülhamid, Şeyh Mansur hakkındaki düşüncelerini değiştirdi ve İmam Mansur’la iş birliği yaptı. Osmanlı’dan destek alan Mansur Kuban’daki gücünü artırmıştı fakat Rusya, Kuban Nehri`ni geçerek 10 bin kişilik kuvvetle saldırdı ve bu saldırı karşısında duramayınca İmam Mansur Anapa Kalesi`ne çekilmek zorunda kaldı. 1791 yılında Osmanlı Devleti ile birlikte Anapa’da savaşan İmam Mahsur, burada yaralanarak esir düştü. İlk başta Petersburg’a götürüldü orada iyileştikden sonra Çariçe II. Katherina ile görüşerek 1791 yılında Şlisselburg Kalesi’ne hapsedildi.
1792 yılında Osmanlı ve Rusya imparatorlukları arasında yapılan Yaş Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmadan sonra Rusya`ya özel olarak gönderilen Mustafa Rasih Paşa, esirlerin mübadele işlemleri sırasında İmam Mahsur’un da serbest bırakılmasını istemiştir fakat İmam Mansur’un Osmanlı tebaası değil Çeçen tebaası olduğu için serbest kalmasına müsaade edilmemiştir. 13 Nisan 1794 tarihinde ise hayatını kaybetmiştir.
KAYNAKÇA
*Aydın, Mustafa. “ŞEYH MANSÛR’’, DİA, c. 39. ss. 60-62
*Kimya, Osman. ‘’Kafkaslarda Çarlık Rusya’ya Karşı Müridizm’’, Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 2019, c. 6 sayı. 3, ss. 1673-1699
*Yüksel, Ahmet. "Osmanlı istihbarat ağı ve İmam Mansur". Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi OTAM, 2012, c. 32. ss.171-200.
GENÇ'ın Yazısı.