Ebrar İnan
Nemrut Dağı, Adıyaman’ın Kâhta ilçesindendir. Dünyanın sekizinci harikası olarak geçen Nemrut Dağı, heykelleri ve kitabeleriyle UNESCO Dünya Mirasında yer almakta. Tarihine bakacak olursak; Nemrut Dağı’nın önemli değeri Kommagene Krallığına ait arkeolojik kalıntılardır. Bu Krallık Mithridathos tarafından M.Ö 162 yılında bağımsız bir devlet olarak kurulmuş. Mithridathos Persler, Makedonlar ve çevredeki diğer topluluklar bir araya getirerek kurduğu bu devletin adını Grekçe “genler topluluğu" anlamına gelen “Kommagene” adını vermiştir. Mithridathos’dan sonra başa gelen Kral Antiochas dağın tepesine kendi mezar/tapınağının yanı sıra pek çok Yunan ve Pers tanrısının heykellerini de yaptırmıştır. Çeşitli rivayetlere, sırlara hedef olan Nemrut Dağı’nda kesin olan tek şey dağda bilinmeyen veya henüz keşfedilmemiş tünellerin olduğu ve efsanevi Kommagene Kralı Antiochos´un kayıp mezarıdır. Hıristiyanlığın burada başlamasından tutun da, İsa´nın doğumundaki simgesel anlamlara kadar rivayetler mevcut. Genel olarak herkesin birleştiği fikir şu; Kral yeni bir din kurmayı planlıyor ve böylece Persler ile Yunanlıların dinini birleştirmek istiyor. Bu yeni dinin merkezini Nemrut Dağı yapmak isterken aynı zamanda tüm dünyaya hükmetmeyi ve ölümsüzlüğe ulaşmayı amaçlıyor.
1800’li yılların sonunda Anadoluyu dolaşan yabancı arkeologlar 2150 metre yükseklikteki Nemrut Dağı’nın yüksek bölgelerinde devasa boyutlarda heykeller ve garip yazılarla karşılaştılar. İncelediklerinde gördüler ki bu tapınak/mezar Mısır piramitlerinden daha karmaşık ve çözülmez bir yapıya sahip. Bu yapının altına uzanan Nemrut Dağı`nın derinliklerine kadar giden sonsuz uzunlukta yeraltı tünelleri var. Bu tünellerin burada gömülü olan kralın mezarlığına açıldığı düşünülüyor. Fakat yüzlerce yıldır mezar bulunamadı. Bu gizemli tapınak milattan önce 62 yılında Komagene Devleti`nin Kralı Antiochos tarafından kendi mezarı olarak yaptırıldı. Amaç ise bir tanrı olarak sonsuz hayatına devam edebilmekti. Yerin onlarca metre altındaki tünel ağının sonuna kralın bedeni yerleştirilmiş. Mısır piramitlerindeki kral mezarları kolay olmasa da uzun süren çalışmalar sonucunda mutlaka bulunabilmiştir. Fakat bu tapınakta binlerce yıldır Romalı hazine avcılarının, hırsızların hatta farklı arkeologların çalışması ile bile çıkarılamadı. Orada bir yerlerde yattığı ve bu kadar iyi saklanmasının da yanında taşıdığı derin sırlarla ilgili olduğu düşünülüyor.
1900’lü yıllara kadar bölgedeki halk Nemrut Dağı’nın lanetli olduğuna inandığı için buraya çıkmıyordu. Çünkü efsaneye göre halktan define amacıyla yeraltı tünellerine girip çıkamayan veya çıktıktan sonra yıldırım çarpıp ölen insanlar mevcuttu. Fakat Nemrut Dağı’nın önemli yerleri kazıldığı ve yıllardır turizme açık olduğundan dolayı günümüzde böyle inanış kalmadı. Günümüzde dahi arabanın oraya ulaşmaya yetmediği için yolculuklar bir yerden sonra yaya veya eşeklerle yapılabiliyorken, böylesine zor koşullara sahip olan dağın yüksek noktasına bu devasa yapıların nasıl yapılabildiği, 8-10 tonluk taşların nasıl taşındığı sorusu hala cevaplanmamış merak uyandıran sorulardan. Nemrut Dağı ile ilgili en büyük gizemlerden biri ise sonu nereye vardığı henüz keşfedilmemiş yeraltı tünelleri. Günümüzde bazı yerlerine giriş yasaklanmamış olsa çoğu insan oraya girip bir daha çıkamayabilir. Tarihi kayıtlarda yüzlerce define avcısının bu tünellerde hayatını kaybettiği bir gerçek. Arkeologların görüşüne göre henüz keşfedilmemiş yüzlerce tünel mevcut.
Bir diğer gizemli tarafı ise Nemrut Dağı’ndaki bazı heykellerde garip özellikler bulunması. Heykeller, hem Pers hem de Yunan kültüründen izler taşıyor. Ve bu da iki kültürü birleştirme gayesini öne seriyor. Tepede bulunan aslan heykeli, yeryüzündeki gücü yani krallığı temsil ediyor. Kartal heykeli ise tanrısal gücü ifade ediyor. Aslan heykelinin üzerinde 3 gezegen tasvir edilmiş. Bu gezegenler Satürn, Jüpiter ve Merkür olarak geçiyor. Gezegenler Hz. İsa`nın doğumunu simgeliyor. Üç gezegenin negatif yönleri vurgulanıyor. Ölümsüzlük arzusu (Satürn), krallık yani iktidar hırsı (Jüpiter), Maji`nin -büyünün- reddedilmesi (Merkür).
Gizli sırlara kapı açan, efsaneleriyle, rivayetleriyle dolu, gün doğumu ve batımını izleyebileceğiniz en güzel yerlerden biri olan bu eser sizleri bekliyor.
GENÇ'ın Yazısı.
