Üç Aylar`ın Başlangıcı: Recep Ayı
Site Özel
2234 okunma
Ömer Akyüz
Recep ayı, hicrî ayların yedincisidir. Sözlükte "korkmak; saygı duymak, tâzim göstermek" anlamlarına gelen "recb" kökünden türeyen "receb" kelimesi saygı duyulan ve savaşmanın haram kabul edildiği dört aydan birinin adı olup dini gelenekte önemli yeri olan Üç Aylar’ın ilkidir.
Cahiliye devrinde, Recep ayı boyunca savaştan ve baskınlardan uzak durulur, özellikle ilk on gününde oruç tutulur, umre ziyaretleri yapılır ve putlardan oluşan tanrılara "atîre" veya "recebiyye" denilen kurbanlar takdim edilirdi. Receb ayının daha önce Arab-ı bâide (Âd ve Semûd) döneminde "hevber", Arab-ı âribe döneminde "esamm (sağır)" diye adlandırıldığı, kan dökmenin, mala ve ırza dokunmanın yasak olduğu bu ayda kavga ve silah sesleri, imdat çağrıları duyulmadığı için bu adla anıldığı rivayet edilir.
Kuran-ı Kerim'de recep kelimesi geçmemekle birlikte muhtelif ayetlerde haram aylardan söz edilerek bu aylara saygı gösterilmesi emredilmektedir (el-Bakara 2/194, 217; el-Mâide 5/2, 97; et-Tevbe 9/5, 36). Resûl-i Ekrem haram ayları Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep olarak açıklamıştır (Müslim, Kasâme 29).
Haram ayların farklı bir önem ve saygınlığa sahip olduğu, bu aylarda işlenen iyilik ve kötülüklere başka zamanlarda işlenenlerden daha fazla mükafat ve ceza verileceği yönünde genel kabul vardır.
Recep ayı, cahiliye devri Arapları için önemli bir yere sahipti. Öyle ki; bu ayda savaşmak, kan dökmek, adam öldürmek ve yağmalama yasak ve haram edilmişti; Araplar da bu yasaklara sadık idiler. İslam`ın gelmesinden sonra din, bu aya bir kutsallık katmış, bu ayın hürmeti ve değeri artmıştır.
Recebin ilk cuma gecesi Müslüman toplumların dini, kültüründe Regaip Kandili olarak kutlanır. Hadis âlimleri bu gecenin Regaip diye adlandırılmasının ve bu gecede kılınması âdet haline gelen Regaip namazıyla ilgili rivayetlerin mevzû (uydurma) olduğu hususunda birleşmektedir.
Recep ayında kutlanan gecelerden biri de Miraç Gecesi'dir. Miraç hadisesinin gerçekleşme tarihiyle ilgili farklı rivayetler bulunmakla birlikte Müslümanların çoğunluğu Miraç'ı Recep ayının 27. gecesinde kutlamaktadır (TDV, RECEB).
Tevbe Sûresi'nin 36. ayetinde, dört ayın saygın aylar, yani haram aylar olduğu belirtilmiştir. Bu aylar Recep, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarıdır. Allah (c.c.), bu aylarda savaş ve benzeri durumları haram saydığına göre elbette bu ayların bir kıymeti vardır. Oruç, kaza ve nafile namaz, sadaka gibi ibadetlerle bu ayı değerlendirmek lazımdır.
Her hicrî ayın 13, 14 ve 15. günlerinin oruçlu geçirilmesi Hz. Peygamber'den (s.a.v.) bize tavsiye edilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu günlerde oruç tutmayı seferde bile terk etmezdi. Bu oruca "Eyyamı-Biyz" denir, yani "Beyaz Günler" anlamına gelmektedir. Efendimiz "Kim her aydan üç gün oruç tutarsa ömür boyu oruç tutmuş gibi olur." sözleriyle bu orucun tutulmasını teşvik etmiştir (Tirmizi, Savm, 54).
Her hicrî ayda ortak olan bir de pazartesi ve perşembe günleri oruçları vardır. Hz. Peygamber (s.a.v.) bazı zamanlarda ibadet ve taate daha çok özen gösterir, diğer vakitlerdekinden daha hassas davranırdı. Bu mevzu ile alakalı olarak Hz. Aişe (r.anha) şöyle buyurmaktadır: "Allah Resulu, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çokça özen gösterirdi". Hz. Peygamber’in (s.a.v.) özellikle bu günlerde oruç tutmasının sebebi ise, bu günlerin insanların amellerinin Allah’a arz edildiği günler olmasıdır.
Ebu Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Pazartesi ve perşembe günleri ameller Allah'a arz olunur. Ben, oruçluyken amellerimin arz olunmasını isterim" (Tirmizî, Savm 44).
Enes b. Malik'den (r.a.) rivayetle; Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu ay gelince şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Recep’i ve Şâban’ı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi Ramazan’a ulaştır" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259).
GENÇ'ın Yazısı.