Kitap ve Cemal: İslam Medeniyetinde Musavver Kitaplar #2
Site Özel
2780 okunma
Muhlis Osman Şengil
Yazının 1.bölümünü okumak için: https://gencdergisi.com/14344-kitap-ve-cemal-islam-medeniyetinde-musavver-kitaplar.html
Dini Kitaplar ve Minyatür
Daha başlangıçtan itibaren kitap resminin hiçbir zaman Kuran yazmalarında ve dini kitaplarda yer almadığı, din dışı eserlerde doğduğu bilinmelidir. Kuran’da bahsi geçen bazı olayların da resmi yapılmışsa da bunlar asla Kuran sayfalarına işlenmemişlerdir. Bu türden kitaplarda tezhip adı verilen bitkisel ve geometrik motifler yer almıştır. Kuran yazmalarında sure başlıkları altınla yazılmış, kufi yazı ve etrafında birbirine geçmiş burgulu çizgilerle geometrik desenlerin oluşturduğu bir çerçeve içine alınmıştır. Dikdörtgen çerçevenin bir tarafı bazen çerçevenin dışında kalan bir yaprak deseniyle sonlanır. Renkler mavi, kırmızı, yeşil ve kahverengidir. Benzer süslemeler dini olmayan kitaplarda da kullanılmıştır.
Resim sanatı Kuran hadiselerinin tasvirinde kullanılmasa bile dini duyguların ifadesi olarak kullanılmıştır. Ruhun Allah ile ilişkisini âşık ile maşuk ilişkisine benzeten mistik İran şiirlerini resimle tasvir etme arzusu görülmektedir. Nitekim Yusuf ile Züleyha, Mecnun ile Leyla, Hüsrev ile Şirin gibi temalar içeren çok sayıda tasvir bulunmaktadır. Aynı şekilde tasavvuf eserlerindeki tasvirler içinde Hz Peygamberin bineği Burak ile semalardan geçerek miraca yükselmesi de tasvir edilmiştir.
Minyatürler incelenirken nakkaşların metne bağlı kaldıkları ve metne göre tasvir ürettikleri söylenir. Ancak bazı nakkaşların seçmeci ve kurgusal davrandıkları hayal güçlerini kullanarak keyfi davrandıkları eserler de vardır. Bunun en güzel örneği 16. yüzyılda kaleme alınan Hadîkatu`s-Su’adâ`nın her bir nüshasında yer alan minyatürlerin farklılığıdır. Eserde Hz. Adem`in cennetten kovulduğu sahne, Hz İbrahim’in ateşe atılması, oğlu İsmail’i kurban etmesi tasvir edilmekte; Hz. Muhammed, Hz. Ali ve Hz. Hasan’a ait minyatürler ile yer verilmektedir. Şia propagandası yapılmaktadır.
Kitap Süsleme Sanatının Dönemleri
a)Fatımi Dönemi Kitap Resimleme Sanatı
İslam minyatürlerinin en eski örnekleri Bağdat ve Irak ekolüne nispet edilen 12-13. yüzyıllara ait eserler olmakla beraber bazı bulgular daha önce de Mısır’da Fâtımîler’in bir resim geleneğine sahip olduğunu ilk İslam fetihlerinden sonra İran’da Zerdüştî rahiplerinin elinde bulunan bazı resimli yazmaların da Müslüman sanatçılara örnek teşkil etmiş olabileceği düşündürmektedir.
İslâm minyatürlerini asıl etkileyenin Maniheizm’dir. Maniheizm’in kurucusu öğretisini yaymak için yazdığı kitapları resimlerle süsleyen Mani’i "Nakkaş" bir ressamdı. 276 yılında 1. Behram tarafından düalist fikirleri tarafından öldürülse ve müntesipleri Doğu Türkistan’a kaçsalar da Ressam Mani`nin ünü İran’da yaşamaya devam etmiş ve İslam’ın ilk devirlerindeki kitap minyatürlerinde etkili olmuştur. Maniheist Uygur minyatürleri, figür tipleri ve kompozisyon anlayışı bakımından Selçuklu minyatürlerinin de öncüleri olmuştur.
Fatımilerde güzel sanatların yeniden hayat bulduğu hatta Mısırda ressamların olduğu bilinmektedir. Muntasır’ın veziri Yazuri için çalışan Iraklı İbni Aziz bir ressamdır. Ayrıca İbni Bevvab hattat olmadan önce evleri süslemek için resimler yapmakta ve kitaplara minyatürler çizmektedir. Bu ise minyatür sanatının canlılığını koruduğunu göstermektedir.
Bu yazmalar içinde Dioscorides ve Gelen’in tercümeleri gibi astronomi ve tıp sahasına ait risalelerin yanısıra Hindistan kaynaklı olup "Kelile ve Dimne" adıyla Arapçaya çevrilen fabllar bulunmaktaydı. Hariri’nin Makamat’ının Yahya b. Mahmut’un çizimleriyle süslü nüshası 1237 tarihine aitti. Ebu Zeyd isimli maceraperestin başından geçenlerin anlatıldığı Haririnin bu eserinde çeşitli halk tabakalarından bahsedilirken İslam ülkelerindeki insanların yaşam biçimlerine dair tasvirlerde bulunulur. Bu tasvirler çizerlere önemli malzeme sağlamış Doğu Hıristiyan kitapları gibi Helenistik-Bizans tarzını andırır. Yüz şekilleri ve kıyafetleri aynı olup resimlerde öne çıkarılan kişiler altın renkli hale ile öne çıkarılır.
Mısır`daki kitap minyatürlerinden kalanlar hariç 1200 den önceki döneme ait minyatürler günümüze ulaşmamıştır. Ancak çeşitli bulgular bu ara dönemde minyatür sanatının ölmediğini göstermektedir. Mesela, Halife Velid’in 700 yılından sonra dekore ettirdiği Ölü Deniz`in doğusundaki sarayının duvarlarını muazzam resimler süslemekteydi. Halife Muktedir’in de bastırdığı paraların üstlerinde resimlerin olması 908-932 yıllarında resme izin verildiğini göstermektedir.
b) Moğol Dönemi Kitap Resimleme Sanatı
İlhanlı/Moğol Okulu ile Timurlular, erken İran ve Safevi Resim Okulu, Hint-İslam Babürlü biçimiyle birleştiren İran Okulu bu sanatın diğer ekolleridir. Semerkant, Buhara, Herat, Şiraz, Tebriz, İsfahan, Delhi, Lahor ve Decan resim ve kitap sanatlarının önemli merkezlerindendir. Moğollar, sanatın büyük hamileri olarak Reşidüddin’in Dünya Tarihi, Kelile ve Dimne ve Firdevsî`nin Şehname’si gibi bazı mühim kitap projelerini sipariş etmişlerdi.
1220’li yıllarda başlayan Moğol istilâsı sonucunda Bağdat ele geçirilip halife tüm ailesiyle beraber idam edilse de mimari, el sanatları ve kitap teliflerinde yaşanan canlılık yine Moğol hanedanı sayesinde olmuş hatta minyatür sanatında yeni bir tasvir tarzı ortaya çıkmıştır. Geleneksel hayvan tasvirlerinde Çin ejderhası, uzun kuyruğu ile semaları kaplayan kuş figürü, Çin seması tai sık kullanılmaya, insanlar ise çömlek ve kitap resimlerinde dolgun yüzleri ve çekik gözleriyle Moğol tipinde tasvir edilir.
İlhanlı dönemi minyatür üslubu, devletin yıkılmasından sonra Ahmed Mûsâ’nın resimlediği Miʿrâcnâme, Demotte Şehnâmesi, Kelile ve Dimne ve bir Şâhnâme nüshasında da sürdürülmüştür.
1353’ten sonra Şîraz’da hâkimiyeti ele geçiren Muzafferîler döneminde resimlenmiş eserlerdeki minyatürlerin sayfa içerisinde kapladığı alanın küçüldüğü görülür. Böylece küçülen boyutlara paralel biçimde insan figürlerinin de küçüldüğü, zarifleştiği ve ayrıntıların daha ince bir işçilikle yansıtıldığı bir tasvir tarzı ortaya çıkmıştır.
İslam minyatür sanatının en önemli örneklerinden birçoğu Timurlu dönemine aittir. Bu devirden günümüze ulaşan minyatürlü yazmaların daha çok Timur’un oğlu Şâhruh ile torunlarının hâmiliğinde hazırlanmış olduğu görülür.
Timur zamanında Semerkant 1400’lerde sanatçı ve zanaatkârların yoğun bulunduğu yeni bir kültür merkezi haline geldi. Bu kişiler muazzam yapılar inşa edip kitap telifinde çığır açarken Semerkant ve Buhara’da büyük kütüphaneler kurulmaktaydı. Kendisi de bir ressam ve hattat olan Timur’un torunu Baysungur zamanında Firdevs’inin Şehname’si o dönemde ortaya konan en önemli eserlerdendir.
1436 tarihli Miraçname de bu dönemin diğer önemli eseridir. İçinde Hz. Peygamber ile Cebrail’i tasvir eden bir resim bulunmaktadır.
Herat’ta kurduğu sanat akademisine zamanının en usta sanatçılarını toplayan Baysungur, aynı zamanda şair ve hattattı. Onun için hazırlanmış resimli yazmalar arasında bir antoloji, Sa‘dî-i Şîrâzî’nin Gülistan’ı, Hâcû-yi Kirmânî’nin Hümâ ve Hümâyûn’u, Firdevsî’nin Şâhnâme’si, iki Kelile ve Dimne nüshası, Nizâmî-i Arûzî’nin Çehâr Maḳāle’si ve Nizâmî-i Gencevî’nin Heft Peyker’i en önde gelenlerdir.
Edebiyatta Farsça yerine Çağatay Türkçesi’nin kullanıldığı bu devirde Hüseyin Baykara veziri Ali Şîr Nevâî ile birlikte şairleri, hattatları ve minyatür ustalarını desteklemiştir. Resmini imzalayan az sayıdaki sanatçıdan biri olan Bihzâd bu dönemde yetişmiş ve minyatürlerinde insan vücudunun çeşitli faaliyet anlarında ortaya koyduğu hareketleri gerçekçi bir resim diliyle yansıtmıştır. Onun başlattığı bu yeni akımı Safevî döneminde öğrencileri ve diğer sanatçılar geliştirmiştir.
c) Babür Dönemi Kitap Süsleme Sanatı
Babür imparatoru Ekber Şah’ın (1556-1605) tarih, edebiyat ve karşılaştırmalı dinler tarihine merakı onun hükümranlığında çok sayıda el yazmasına yansımıştır. Kendisinin 24.000 ciltlik kütüphanesi yanında yüzden fazla ressamı vardır. Hindu destanı Mahabharata hikâyelerini içeren Rizmname, Hz. Peygamber’in amcası Hz. Hamza ile ilgili hikayelerin olduğu Hamzaname, Firdevsi’nin Şehname’si ile Ebulfazl tarafından Ekber’in hayatının anlatıldığı vekayiname Ekbername bulunur. Diğer konular Nizami’nin Hamse’si, Cami’nin Heft Peyker’i, Sa’di’nin Bostan ve Gülistan’ı gibi klasik İran şiiri ve edebiyatından türetilmekteydi. Bu sözlerin çoğu büyük savaşlar, saray yaşantısı ve tarihi olaylardan sahneler yansıttığından resimlerin biçimi mimari kompozisyonları, temsili sanat ve geniş peyzajları vurguluyordu. Minyatür resmin bu yüzleri Babür İmparatoru Ekber zamanında gelişti ve minyatür sanatının Babür ekolünün temelini oluşturdu. Önceden, stil ve teknik temelde İran okuluna dayanmaktaydı. Ekber’in merakı yeni bir minyatür okulu ihdas etti.
Cihangir döneminde de (17. yy.) resimler, sanatkârla uzun uzun tartışılmaya ve gelişmeye devam etti. Onun döneminde üretilen elyazmaları hayvan, kuş ve çiçek motifleri kullanılarak yapılan güzel bordürlerle öne çıkmaktadır. Hükümdarın kişisel merakının da resimlerin konusu üzerinde önemli bir etkisi vardı.
d) Karakoyunlu ve Akkoyunlu Dönemi Kitap Süsleme Sanatı
14. ve 15. yüzyıllarda Doğu Anadolu, Azerbaycan, İran ve Irak’ta hüküm süren Karakoyunlular ve Akkoyunlular döneminde geliştirilen ve Türkmen üslûbu denilen yeni bir tarz doğmuştur.
Karakoyunlu figürleri iri başlı ve tıknazdır. Tabiat, basit bitkilerin ve çok defa kayalık bir ufuk hattının yer aldığı sade bir manzara halinde ve açık renkler kullanılarak işlenmiştir. Bu devirden günümüze ulaşan minyatürlü yazmalar, Pîr Budak’ın himayesindeki sanatçılar tarafından bir bölümü 1454’ten sonra Şîraz’da, diğer bölümü 1462’den sonra Bağdat’ta hazırlanmıştır. Bunlar Nizâmî’ninḪamse’sinin çeşitli nüshaları FerîdüddinAttâr’ınManṭıḳu’ṭ-ṭayr’ı, Assâr-ı Tebrîzî’nin Mihr ü Müşterî’si bir şiir antolojisi, Emîr Hüsrev-i Dihlevî’ninDîvân’ı, bir coğrafya kitabı, Hâcû-yiKirmânî’ninḪamse’si ve Firdevsî’ninŞâhnâme nüshaları ile bir Kelîle ve Dimne’dir.
Mevcut Akkoyunlu minyatürleri ise Sultan Halil ile kardeşi Sultan Yâkub’un himayelerinde yapılmıştır. Sultan Halil’in Şîraz valiliği döneminde tamamlanmış bir resimli el yazması, aslında Karakoyunlu Hükümdarı Pîr Budak tarafından ısmarlanan yarım kalmış bir Nizâmî Ḫamse’sidir.
e) İran/ SafeviDönemi Kitap Resimleme Sanatı
Minyatürlerin kullanıldığı kitapların genellikle Farsça olması bu sanatın en ihtişamlı günlerini İran’da yaşadığını göstermektedir. Şah İsmail döneminde Tebriz’de resimli bir yazma yoksa da Nizami’nin “Hamse”sinin birkaç minyatürünün bu dönemde yapıldığı kabul edilir. Daha 915 yılında İran’ın İstarh şehrinde 27 Sasani kralının portrelerini içeren tarih kitabı vardır. Tebriz’de hazırlanan en önemli eser, 933 (1527) tarihli tanınan bir FirdevsîŞâhnâme’si nüshasıdır. Günümüze ulaşan Şâhnâme nüshası ile Molla Câmî’ninHeftEvreng ve Yûsuf u Züleyḫâ adlı eserlerinin minyatürleri 1560-1570 arasında Meşhed ve Şîraz’da da uygulanan SafeviKazvin üslubunun en önde gelen örnekleridir. Horasan bölgesinde de Şah I. Abbas’ın şehzadeliği sırasındaki lalası Ali Kulı Han’ın himayesinde çalışan Muhammedî ile takipçileri yeni bir üslûp geliştirmişlerdir; bu ayrıntılara yer vermeyen yalın üslûp (Horasan üslûbu) 1050’lere (1640) kadar sürmüştür.
İran tarzının özgün kılan ve en estetik şekilde öne çıkması 1500 yıllarında yaşayan Behzat’ın çalışmalarıdır. İran bir daha bu seviyeyi göremedi. 1587-1629 yıllarında yaşayan Şah Abbas döneminde Nizami’nin Hüsrev ve Şirin’i çizen saray ressamı Rıza-yı Abbasi’den sonra Avrupa etkisi kendini göstermeye başladı ve İran üslubu geriledi.Şiî inancının on iki imamını temsil eden on iki dilimli tâc-i haydarî giymiş figürler Safevî minyatürlerine has bir özellik olmuştur.
f) Özbek Dönemi Kitap Resimleme Sanatı
1500 Yılında Buhara’da yapılan ilk Özbek tasvirleri biraz kaba ve sade bir üslubu yansıtır. Muhammed Şâdî’nin Fetihnâme’si, Hâtifî’nin Şîrîn-ü Ḫüsrev’i, Muhammed Sâlih’in 1510 tarihli Şeybannâme’si bu dönemin eserleridir. 1507’den itibaren Herat üslubu ağır basmış ve tasvirlere Behzâd’ın etkisi yansımıştır. 1523’de tamamlanan Assâr-ı Tebrîzî’nin Mihr ü Müşterî adlı eserinin minyatürleri yanında Mahmud Müzehhib adlı sanatçının resimlediği Nizâmî-i Gencevî’ninMaḫzenü’l-esrâr’ı, Sa‘dî-i Şîrâzî’ninBostân’ı ve Abdurrahman-ı Câmî’nin Bahâristân’ı gibi eserler ulaşmıştır. Firdevsî-i Tûsî’nin bir Şâhnâme’sinin de 1594 bir Özbek elçisi tarafından Osmanlı sarayına hediye olarak götürülmüştür.
g) Selçuklu Dönemi Kitap Resimleme Sanatı
Selçuklu Türklerinin geniş bir coğrafyaya yayılmasıyla ilk Türk-İslam minyatür üslubu doğmuştur. Antik el yazmalarından kopya edilen bu ilk tasvirlere Bizans resminin etkileri yansımıştır. En erkeni olan 11. yüzyılın sonlarına ait Dioskorides yazmasının resimleri genellikle metnin arasına sıkıştırılmış çerçevesiz, basit bitki ve hayvan tasvirleri şeklindedir. Bu eserin 13. yüzyılda Musul’da hazırlanmış bir nüshası kuvvetli Bizans etkisi taşıyan figürlerin yanında bitki resimleri de içerir.
Kitabü’t-Tiryaḳ’ın mevcut iki nüshasının başındaki takdim minyatürlerinde Uygur fresklerinin donuk-durgun resim geleneğinin etkileri görülmektedir.
12. yüzyıl sonu ile 13. yüzyıl başlarında Selçukluların ve onlara tâbi hanedanların himayesinde çalışan sanatçıların resimlediği ilmî eserlerin tasvirlerinde Uygur kökenli Selçuklu tipleri gündelik hayata ait eşya ve sahnelerle birlikte işlenmiştir.
Anadolu’da üretilen 12-13. yüzyıllara ait ilk minyatürler Meyyâfârikīn (Silvan), Diyarbekir, Mardin, Aksaray, Kayseri ve Konya gibi merkezlerde hazırlanmış eserlerde bulunmaktadır.
h) Osmanlı Dönemi Kitap Resimleme Sanatı
Osmanlılar, İslam dünyasındaki sanat, zanaat ve mimari üzerinde ciddi bir role sahiptiler. Daha çok sanatsal çalışmalar mimari, seramik ve çini üzerinde yoğunlaşmakta ve resim yönü zayıf kalmaktadır. Buna rağmen Osmanlıların minyatür sanatı ile el yazması tasvir ve tenviri alanında da büyük katkısı olmuştur.
15. yüzyılda 2. Mehmet’in hükümdarlığı sırasında Nakış hane adıyla sultan ve saray mensupları için tenvir ve tasvir edilmiş el yazmaları yaratmak amacıyla kurulan atölye bir akademi olmayı başarmıştır.
16. yüzyılın başlarında 1514’te Yavuz Sultan Selim, Tebriz’i fethederek büyük sanatçı Behzat’ın Tebriz’e göç etmesine yol açan Herat’taki kapanan saray atölyesinin ürünleri olan el yazmalarını İstanbul’a geri getirdi ve Topkapı Sarayı’nda Nakışhane-yi İrani’yi kurdu.
Bu iki saray nakışhanesi iki farklı ekol ve minyatür stili üretmiş olmayı başarmıştır. Nakışhane-yi Rum’daki sanatkârlar, Şehinşahname gibi halkı gösteren ve hükümdarların ve hanedanın özel hayatını, kutlama ve şenliklerini, saray portrelerini ve tarihi olayları içeren kişisel vekayinamesi ve incelemeleri üzerinde uzmanlaşmıştır. Nakışhane-yi İrani’deki sanatkârlar ise meşhur Leyla ve Mecnun hikayelerini, İskendername, hayvan fablleri ve antolojilerini içeren Şehname, Miracname, Hamse gibi geleneksel İran edebiyat ve şiir eserlerinde uzmanlaşmıştır. Burada aynı zamanda kuş ve hayvanlar, çiçek ve bitkiler, kimya, astroloji, kozmoloji ve tıp üzerine bilimsel eserler, teknik kılavuzlar, rüya tabirleri vb. kitaplar da mevcuttur.
Osmanlı resmi altın çağını 16. yüzyılın ikinci yarısı Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) ile II. Selim (1566 – 1574) dönemlerinde yaşamıştır denilebilir. Osmanlı stili resmin oturmuş halinin görüldüğü bu dönemde öne çıkan iki saray ressamı bulunmaktadır: Nakkaş Osman ve Nigari. Osmanlı hükümranlığında en ünlü ressamlardan biri Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşayan Matrakçı Nasuh’tur. Tarihi konulu eserleri figürsüz manzaralar ve topografik şehir görünümleriyle resimleyen Matrakçı Nasuh’un ilk çalışmalarından biri Tarih-i Sultan Bayezid’dir. Kitaptaki II. Bayezid döneminde fethedilen on kalenin tasviri sanatçının üslubunu yansıtan ilk resimlerdir. Yavuz Sultan Selim devrini konu alan bir başka eserinde ordunun Tebriz Seferi’nde konakladığı menziller resmedilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın Irak Seferi’ne dair Mecmûa-i Menâzil ve Süleymannâme Matrakçı Nasuh’un metinlerini yazarak resimlediği diğer kitaplarıdır.
Bu devirde Osmanlı minyatürü özgün üslubuna yönelmiştir. Yavuz Sultan Selim’in İran ve Mısır’dan İstanbul’a getirdiği farklı gelenekleri temsil eden nakkaşların birlikte çalışmaları sonucu, hem Hüseyin Baykara dönemi Herat Nakkaşhanesi’nin dekoratif üslubunun hissedildiği hem de Osmanlı karakterinin yansıtıldığı bir resim tarzı doğmuştur.
Feridüddin Attar’ın Manṭıḳu’ṭ-ṭayr’ının, Ali Şîr Nevâî’nin Divan’ının, Nevâî’nin Hamse’sinin, Dîvân-ı Şâhî’nin, Molla Câmî’nin Tuḥfetü’l-aḥrâr’ının, Ârifî’nin Gûy-u Çevgân’ının, Câmî’nin Mes̱nevî’sinin ve Selimnâme adlı tarihî konulu bir eserin minyatürleri bu üsluptadır.
17. yüzyılın üçüncü çeyreğinde Edirne’de hazırlanan Dilsûznâme, Külliyyât-ı Kâtibî ve Ahmedî’nin İskendernâme’si erken Osmanlı minyatür üslûbunu temsil eden eserlerdir. Bunların resimlenmesinde, 844’ten (1440) sonra Timurlular’ınŞîraz şehrinden Edirne’ye geldiği düşünülen bir grup sanatçının Türk asıllı nakkaşlarla birlikte çalışmış olduğu belirlenmiştir. 870 (1465) yılında Amasya’da hazırlanan Cerrâhiyye-i İlhâniyye’nin iki nüshası da bu dönemin önem taşıyan diğer eserleridir.
II. Bayezid dönemindeki (1481-1512) eserler genellikle 17. yüzyıl Türkmen minyatür üslubunun yanı sıra Batı sanatının da etkileri görülür. Bu iki tesirin kaynaştığı minyatürler Kelile ve Dimne, Şeyhî’nin ve Hâtifî’nin Hüsrev ü Şîrîn nüshaları ile Emîr Hüsrev-i Dihlevî Ḫamse’dir. Bursalı Uzun Firdevsî’nin yazdığı, Hz. Süleyman’ın olağan üstü olaylarla dolu hayatını konu alan Süleymannâme de önemli bir eserdir. 1484-1485 olaylarını işleyen manzum Şehnâme-i Melik Ümmî bu dönemin tarihî konulu ilk eseridir. Metni Melik Ümmî tarafından yazılan ve tasvirleri Abdullah Nakkaş tarafından yapılmıştır.
18. yüzyılın sonlarıyla 19. yüzyılın başlarında hazırlanan kıyafet albümleri ve sefâretnâme türündeki eserlerde yer alan resimlerin artık üç boyutlu tarzda ve sulu boya ile ve bazı tek figür resimlerinin kağıt üzerine tempera veya yağlı boya teknikleriyle yapılması geleneksel Osmanlı minyatürünün sona ermesine yol açmıştır.
Son Dönem Musavver Kitap Çalışmalarından Örnekler
1- İran’a 1810-1811 yıllarında büyükelçi olarak gönderilen YasincizadeAbdulvehhab Efendi maiyetine tercüman olarak katılan Bozoklu Osman Şakir Efendi tarafından kaleme alınan son dönem musavver kitaplardan sayılabilir. "Musavver Sefaretname-i İran" isimli eser 56 varak ve 31 renkli resimden oluşmaktadır.
2- 1874 yılında "tarihte medeniyetin ilerlediği asır" olarak tesmiye edilen Sultan Abdülaziz’in saltanat yıllarına izafeten Mehmet Arif Bey tarafından çıkarılan "Medeniyet" isimli gazete cuma günleri musavver nüshalar çıkarır. Halkın siyasi haberlerden Fransa, Almanya parlamentolarındaki tartışmalardan sıkılması, sokaklarda ve kahvehanelerde ele alındığında eğlenilecek bir gazeteye ihtiyaç duyduğu belirtilmiş ve gazetenin bu ihtiyacı karşılamak üzere yayımlandığı ifade edilmiştir.
3- 1911 tarihinde basılan Seyyit Emir Ali’ye ait Musavver Tarih-i İslam isimli kitapta konu bölüm başlıkları veya yazı sonları ağaç-bitki dalı motifleriyle ve kufi yazılarla süslenmiştir. Ayrıca fotoğraflar, Haremeyn resimleri, vazolar, sikkeler, savaş gereçleri ve gravürlerle beraber dört halifenin adları bulunan mühürlerle süslenmiştir.
Sonuç
Resim sanatı İslam sanat dünyası içinde doğmamıştır. Ancak fütuhatın genişlemesi, İslam nurunun kıtalara yayılmasıyla farklı kültürlerle karşılaşılmıştır. İslam sanatları nasıl başka kültürleri etkilediyse İslam sanatları da yabancı kültürlerden etkilenmiştir. Müslüman yöneticilerin ilme, bilime ve sanata kucak açması, atölyeler ve ilim merkezleri açarak âlimi ve sanatçıyı himaye etmesi ayrıca sivil hamilerin tutumları çeşitli sanatların İslam dünyasında doğmasına, gelişmesine ve artmasına vesile olmuştur.
Her ne kadar resim sanatı tevhid akidesine göre izahı zor bir durum gibi görünse de Müslüman sanatçılar resim yapma arzularını nispeten inanç formlarına uygun hale getirmeye çalışarak minyatür sanatına yönelmiş ve geliştirmişlerdir. Bu sebeple minyatürü hem müstakil tablolar halinde hem de kitap süsleme sanatı olarak çeşitli devirlerde başarıyla uygulamışlardır.
İran, Türkiye, Orta Asya ülkeleri, Hindistan ve Pakistan’da sanatkâr ve zanaatkârlar bu asırlardır süregelen geleneği devam ettirmişler,elan bir çok sanatçı minyatür sanatını icra etmekte ve eserlerini tüm dünyada sergileyerek Batı‘da da onu popüler hâle getirmektedir.
Kaynakça
1- Metinlerden Resimlere: El Yazması Tasvirlerinde Hz. Ali Serpil BAĞCI, Tarihten Teolojiye İslam İnançlarında Hz. Ali / Hazırlayan: Ahmet Yaşar OCAK -Türk Tarih Kurumu
2- Osmanlı-İslam Sanatında Tapınma ve Tılsım / Chrıstıane GRUBER Trc: Erdem Gökyaran Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık
3- Musavver Tarih-i İslam / Seyyit Emir Ali - Kanaat Kütüphanesi Baskı 1329 / 1911 Türk Tarih kurumu Kütüphanesi
4- Musavver Sefaretname-i İran / Osman Şakir Efendi - (İnceleme - METİN - Tıpkıbasım) Hz. GurayOnal T.C. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı
5- Biyografi Araştırmalarına kaynak Olarak Musavver Medeniyet Gazetesi ve Türk Basın tarihindeki Yeri / Feyzullah UYANIK - Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 6, Temmuz-2013, s. 65-84
6- İslam Dünyasında Minyatürün Altın çağı ve Kitap Sanatları Tarihinde Osmanlı Minyatürünün Önemi / Fatma Zehra HASSAN -Sabah Ülkesi Üç aylık kültür-sanat ve felsefe dergisi Sayı: 45 Ekim 2015 https://www.sabahulkesi.com
GENÇ'ın Yazısı.