Yusuf Kandil

2011 yılında barışçıl gösterilerle başlayan Suriye Devrimi, şimdilerde yerini yüzbinlerce kişinin hayatını kaybettiği, 7 milyona yakın insanın mülteci konumuna düştüğü ve yine milyonlarca insanın yardıma muhtaç hale geldiği küresel bir insani krize bıraktı.

 

Suriye devrimi, 15 Mart 2011 tarihinde bir grup gencin ülkenin güneyindeki Dera ilinde düzenlediği rejim karşıtı barışçıl gösterilerle başlamıştı. Barışçıl gösterilerin ülke geneline yayılması ve geniş halk kitlelerince sürdürülmesiyle rejim, sert güç unsurlarını devreye sokarak önce Dera iline girdi ardından otoritesini sarsmamak adına ülke genelinde bu yöntemlerle milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Bugün itibariyle gelinen noktada Suriye’deki çatışma ortamı küresel bir insani kriz haline geldi. Bu bağlamda 6,6 milyon Suriye vatandaşı, ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Bu rakamın bir bölümü ülke içinde mülteci konumuna düşerken büyük bir çoğunluğu da farklı ülkelere sığınmak zorunda kaldı. Türkiye ise 3,6 milyon Suriyeliye tek başına ev sahipliği yaparak sürecin başından beri tutumunu değiştirmedi.

 

Suriye Meselesine Bölgesel ve Uluslararası Çözümler

Suriye’de iç savaşın başladığı günden itibaren bölgesel ve küresel aktörlerin meseleyi çözüme kavuşturmak adına bazı hamlelerde bulunduğu takip edilmektedir. İlk olarak 2012 yılında Cenevre’de başlayan müzakereler yerini özellikle Türkiye-Rusya ve İran arasında yürütülen Soçi ve Astana zirvelerine bıraktı. Bu zirvelerden net bir sonuç çıkmayınca rejim mutabakatlara aykırı davranarak 29 Ocak 2020’de Maarratünnuman’ı ele geçirdi. Türkiye, 27 Şubat 2020’de Rusya destekli rejim güçleri tarafından 34 askerinin şehit edilmesiyle Bahar Kalkanı Harekatı’nı başlattı. Bu harekatın sonrasında öngörüldüğü gibi Erdoğan ve Putin arasında yapılan toplantının ardından ateşkes ilan edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki krizin 10. Yılı sebebiyle Bloomberg’e yazdığı makalede Biden yönetimi özelinde Batı dünyasına ve AB’ye çağrıda bulundu. Bu çağrıda önemli bir nokta var ki o da Türkiye’nin Suriye’de iç savaşı bitirme çabasına destek olmaları gerektiğiydi. 

 

Suriye’deki İnsani Durum ve Türkiye’nin Tutumu

Türkiye, barışçıl gösterilerin başladığı tarihten itibaren Suriye’deki halkın yanında olduğunu belirtmiş ve rejimin devrilmesiyle ancak huzur ortamının geleceği görüşünü ortaya atmıştır. Gelinen süreçte rejimin 217 kez kimyasal silah kullanması ve sivillere yönelik sert güç unsurlarını devreye sokmasıyla yüzbinlerce sivil hayatını kaybetti. BM ve ilgili kurumların verilerine göre 13 milyondan fazla sivil yardıma muhtaç hale geldi. Türkiye, şu anda 6,6 milyon Suriyeli mülteciden yaklaşık 3,6 milyonuna tek başına ev sahipliği yaparak “insani” bakış açısıyla örnek bir duruş sergiledi. Bu insanların ülkeye kabul ediliş sürecinde açık kapı politikası uygulandı ve sığınmacıların etnik, dini, eğitim ve ekonomik gibi durumlarına bakılmadan insanca muamele edildi. Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık’ın yaptığı açıklamada sürecin başından bu yana Suriye’ye yönelik 3,5 milyar dolar yardım yaptıklarını ancak uluslararası sistem tarafından sürdürülebilir ve yeterli fonu oluşturamadıklarını ifade ederek “Gelinen noktada Suriye’de tünelin ucunda ışık yok” dedi. Bu aslında bir yandan uluslararası toplumun Suriye sınavını geçemediğini de gösteriyor.

 

Peki ya Şimdi?

Devletler, uluslararası kurumlar, BM’nin ilgili kurumları ve STK’ların bu 10 yıllık süreci bir analiz etmeleri gerekiyor. Analizler yapıldıktan sonra da şu iki soru özelinde bir seçim yapılması gerekiyor. 10 yılın sonunda Suriye’ye gıda kolisi götürmeye devam mı etmeliyiz yoksa bir görev paylaşımı yaparak yeni Suriye’nin inşasında özellikle koruma faaliyetleri, savunuculuk, kurumların kapasite geliştirilmesi, barış inşa süreçlerine samimi katkılar sunacak bir yapıyı mı oluşturmalıyız? Suriye meselesi uzunca bir süre daha konuşulacak gibi duruyor. Burada özellikle insani aktörlerin süreci tıkayan konumda olmamaları, politika üretmeleri ve mülteci sorununa küresel bir çözüm için insani diplomasi araçlarını devreye sokmaları beklenmektedir. 

 

Kaynakça

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/suriyedeki-ic-savas-10uncu-yilini-geride-birakti/2175301

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/duran/2021/03/16/suriye-ic-savasinin-onuncu-yilinda-erdoganin-cagrisi 

https://www.kizilay.org.tr/Haber/KurumsalHaberDetay/5871 


GENÇ'ın Yazısı.