Her insan bir roman. Dünyada ortalama sekiz milyar insan olduğunu varsayarsak sekiz milyar roman olduğuna inanıyorum. Başkarakter her romanda kendine has. Yan karakter sayısı konfor alanımızdan ne kadar uzaklaştığımızla doğru orantılı. Kimimizin romanı durum yazarlarının romanına benziyor, psikolojik tahlil misali tek dünya. Kimimizin romanı ise olaylar zinciri, mekanlar çeşitliliği ile dolu. Onunla olmak heyecanlıdır, biraz da merak ve hayret gizlidir.

Bazen romanlar arası geçiş yapıyoruz. Kimileri kimilerinin romanından geçiyor, dahil oluyor ve ayrılıyor, belki yeniden dahil oluyor ve birinin romanı diğerinin romanı oluyor.
 
Bazı insanlar makale, akademik yazın gibi. Yanında sürdürdüğümüz her vakit eski bir bilgiye işaret, yeni bir bilgiye aralanan kapı olur. Kabarık bir kaynakça, dipnot, alıntı sözler taşır bünyesinde. “Eee senin fikrin nedir?” sorusu cevapsız kaldığında ve bir başka dipnotla karşılaşıldığında biraz uzaklaşma isteği doğar istemeden. Ama onlar da kıymetlidir.
 
Bazı insanlar deneme gibi. Bu insanlara hayranlığım büyük. Denemeleri severim. Denemeler kuşatıcılığı, kucaklayıcılığı anımsatır. Bu insanlar hem bilirler, çok şey bilirler hem hiçbir şey bilmezler. Bilgilerinin içinde gizli bilmezlik onları benlikleri yapar. Hiçbir şey bilmiyor gibi görünüp çok şey bilirler. Anlam insanın içinde gizlidir, bu insanlar içe yolculuğa adar kendini, dış dünyanın idrakiyle belirlenen hedefe yolculuğa. Anlamın esas yeri olan insanın özüne yönelirler, öyle zannediyorum.
 
Bazıları gezi yazısı gibidir. Bir turist değil seyyah haliyle yaşarlar. Özlerinde varlığa ve oluşa hayret gizlidir. Bu hayret onları hakikate de yaklaştırır.
 
Bazı insanlar şiir gibidir. Sesi, hali, duruşu... Her an konuşsun, hep sizinle kalsın istersiniz. Yakın zamanda sesi şiir gibi olan birini tanıdım sanırım onu saatlerce dinleyebilirim. :)
 
Tüm türler arasında, sanıyorum hakikate yakınlığın en çok olduğu tür deneme ve gezi yazısının birleştiği insan tipidir. Bilginin ve bilinmezliğin birleştiği noktada; merakın, heyecanın ve hayretin ulaştırdığı farkındalıkla ayrı bir alemdir bakışları, halleri, içleri, dünyaları. Onlarla olmak öğrenmek lezzetinin müptelası olanlar için bir lütuftur. 
 
Deneme, şiir ve gezi yazısının kendisinde birleştiği bir insan türü var mı bilmiyorum; ama hala var olduğuna inanmak istediğim ve bir an önce tanışmak istediğim biri. Rabbimiz isterse olur.
 
Her türün kıymeti ayrı. Seçimimiz ya akıcı bir roman olup yol gösterici olmakta en iyiler arasına girdirecek bizi, ya da “daha vakti var, şu an okuyamıyorum” denilerek sonralara itilen bir roman kılacak tozlu raflarda. Şükür ki düşünmek ve irade insana has, seçim de öyle...


Nurcan Doğan'ın Yazısı.