İdeal Benlik Tasavvuru
Site Özel
2148 okunma
Ömer Akyüz
Tarih boyunca “insan” üzerinde çok sayıda araştırma yapılmış ve bu araştırmalar sonucunda bugün fen ve bilimler ile birlikte değişken ve soyut kavramların nitelikleri ortaya çıkmıştır. Tek bir insan hücresi dahi araştırılmaya değer olmuş ve ortaya koyulabilecek bilgiler ile kendi kaderinin yolunu çizen insanoğlu, dünyaya geldiği ilk günden itibaren temel gıda ve maişetini sağlamanın yanında bir de kendi tarihinin peşine düşmüş ve araştırma ile keşifler sonucunda dünyaya hâkim olma gayesi ile tutumunu günden güne geliştirmiştir.
Kendini tanıyan veya tanımak için yola koyulan insanoğlu, hayatı anlama ve anlamlandırdığı hayat gailesi içerisinde kendi temel ihtiyaç ve sorumluluklarını belirlemiş ve ona uygun bir şekilde de hayat basamaklarını geçmiştir. Her geçen gün yepyeni madde ve eşyalarla tanışan insanoğlunun asıl marifeti çok çalışmakta değil, asıl marifeti meraklı bir varlık olduğundadır. İşte bütün mesele burada başlıyor. Her şey bir merak sonucu ortaya çıkmış ve çıkmaya da hâlâ devam ediyor.
İnsanlığın geçmiş serüveni dünya düzlemi içerisindeyeni ve hâliyle ortaya konulması planlanan gelişmeleri takip edercesine ardın sıra sistematik bir evre hâlinde kendine yer bulmuştur. İnsanın nasıl bir varlık olduğu ve dahası nasıl bir hâl içerisinde yaşam tecrübesi edinmesi üzerine sayısız araştırmalar ortaya konulmuştur. Ben de bu yazıda psikolojik anlamda insanın tam manasıyla sosyal çevre içerisinde kendi fıtrî birliğini bozmadan nasıl bir hâl içerisinde olması gerektiğini anlamaya ve anlamlandırmaya çalıştım ve bunu yaparken de sadece üç evrede tüm hayatı kapsayacak şekilde belirledim. İçeriği öz ama kapsamlı ve başlık olarak damuhtasar şekilde oluşturulmuş evreler:
1) İyi Bir İnsan:
İnsan, kendisine verilen ruh ve rol ile dünyadaki yolculuğuna ilk adımını atar. Birtakım evrelerden geçerek dünyada var olma eğilimini sürdürür. Bu esnada hem kendisine hem de çevresinde bulunan insanlara karşı sosyal anlamda birtakım sorumlulukların farkına varır. Bunlara karşı gösterilecek tutum ve davranışları öğrenme yolu ile kazanır. Hayata tutunabilmek için dünyada kalma ve yaşamını devam etme eğilimini günden güne geliştirir. Her bir kişinin sahip olduğu ve hatta geliştirmesi gereken birtakım meziyetlerin olduğunu hisseder, işte tam da bundan sonra kişi, ideal benliğin ilk adımı olan insanın iyi bir kişiliğe sahip olması için kendini keşfetmesi; devamında tanımak istemesi ve tanıdığı kişiliği ile dünyadaki rolü arasında doğru bağıntıyı kurması için çalışacaktır. İdeal benliğin ilk adımı olan iyi bir insanın ortaya çıkması için kişinin kendini keşfetmesi ve bununla birlikte kendisini tanımasından başlar. Bunu gerçekleştiren kişi, hem kendi hem de çevresindekilere karşı sorumluluklarının farkında olur ve hayat mekanizmasını buna uygun kurar.
2) İyi Bir Dindar:
İlk evrede üzerinde önemle durduğumuz husus, insanın kim olduğunu bilmesi ve buna uygun hareket etmesi gerekliliği, bize iyi bir dindar olma evresini tamamlamak açısından büyük bir destek veriyor. Zira kendini bilen kişi; nereden geldiğini, bu dünyada ne yapması gerektiğinive nihayetinde kendisini nasıl bir son bulacağının bilincinde olur. Her bir insan etnik ve köken itibarıyla dünyanın çeşitli yerlerinde hayat yolculuğuna başlar. Her bir dinin evrensel olarak insanlığa ahlak, adalet, barış, temizlik ve hürriyet gibi temel ama tüm insanlığı kuşatıcı ilkeleri benimsetir. Her insanın mensup olduğu dinin insanlığa bu denli vermiş olduğu ilkeleri toplumsal anlamda yerine getirilmesi elzemdir. Kişi, mensup olduğu dinin emir ve yasakları ile görev ve sorumluluklarının bilincinde olması ve buna uygun bir yaşam sürmelidir.Bu noktada kişi için ideal benlik tasavvurunun ikinci evresi olan iyi bir dindar olma evresinin farkındalığı ortaya çıkıyor. Ve bunu geliştirmek için çalışmak zorunda olacaktır. Çalışmak, bu dünyayı bir tarla bilip ölüm sonrası hayat ekseninde ve hasat zamanında iyi bir ürün çıkarma sevinci ile buluşmaktır. Bu sevinci yaşamanın formülü, dinin gereklilikleri ilehayat sonrasıolan “ölüm” gerçeğini doğru bir hesaplama ile dünya hayatını dizayn etmektir.
3) İyi Bir Uzman:
Her bir insan hayat yolcuğunda belli bir eğitim-öğretim evresinden geçer. Okumak, bir yolculuk misali; kişi okumayla bilgiye, bilgiden kendisine ve kendisinden de evren mekanizmasının arka planında olan, iz ve işaretleriyle her daim varlığını belirten yaratıcıya ulaşır. İlim yolculuğu insana, bilim-ilim elde etme ve sosyal anlamda da kendisini tanıma fırsatı yakalar. Bununla beraber belli bir eğitim seviyesini bitiren her bir insan, hayat düzleminde öğrenmiş olduğu bilgi birikimiyle bir meslek sahibi olur. Hayat düzleminde kendi hürriyet ve bağımsızlığını kazandığı evre olan meslek bölümünde, ideal benlik tasavvurunda son evre olup burada meslek hayatında iki önemli noktaya dikkat çekilir; liyakat ve işinde ehil olma durumu.
İdeal benliğini tamamlamak isteyen bir kişi, sahip olduğu mesleğe layık olmalı ve bu meslek üzerinde ehil olmak zorundadır. Bilakis insan, ehil olmadığı ve liyakat sahibi olmadığı bir iş üzerinde yapmış olduğu bütün fiiller, hem kendisini hem de toplumu büyük bir sömürü ve yenilgiye sürükleyecektir. Aksi takdirde bireysel ve sosyal anlamda insanlar, mesleğini liyakat ilkesini göz ardı edenler yüzünden huzursuz ve hak-hukuk açısından büyük bir problemle karşı karşıya kalacaktır.Fakat edinmiş olduğu bilgilerle mesleğini layıkıyla ve ehil bir şekilde yerine getiren kişilerde hem bireysel hem de sosyal anlamda huzura gark olacaktır. İdeal benliğin son evresi, mesleğinin hakkını vererek iyi bir uzman olma potansiyelini geliştirmektir.
Dünyada her bir insanın hayat yolculuğu farklı olsa da iyi bir insan olmanın ilk adımı kişinin kendisini tanıması ve bunun için “nereden geldim, ne yapıyorum bu dünyada ve nihai olarak nereye gidiyorum?” sorularına cevap aramak için yola çıkmalıdır. Bu sayede ideal benlik tasavvurunun ilk adımını da gerçekleştirecektir. Zira kendini bilen bir kişi, hem dünyadaki hem de dünya hayatı sonrasında kendisini bekleyecek olan yeni hayatının bilincinde ve sorumluluğunda olur. Hayat ekseninde kendini tanıyan insanlarda önemli bir nokta daha olan, kişinin mensup olduğu dinin yüklemiş olduğu görev ve sorumlulukları yerine getirmektir. Bunu yerine getiren insanlarda ideal benlik tasavvuru açısından hem ruhen hem de bedenen kendisini huzurlu ve tatmin edilmiş hissedecektir. İdeal benlik tasavvurunda son evre olan meslek kolu ve bu kolda liyakat eksikliği taşımadan işinin ehli bir şekilde hareket edilmesi ve bunun her daim teşvik edilmesi; ideal benlik tasavvurunun da nihai amacı olan, kişiyi evrensel anlamda tüm insanlığı kuşatıcı bir birey yapacaktır.
GENÇ'ın Yazısı.