Eren Haklı

Memlekette cinayet, tecavüz, gasp haberleri eksik olmuyor. Açtığımızda içimiz ferahlıyor diyebileceğimiz bir haber kanalı kalmadı. İyiler ve iyilik perde arkasına mahkum edilmiş durumda, kötüler ve kötülük ise istenmeden içimize sokuluyor. Önce göze, sonra gönle giriyor. Meğerse koynumuzda yılan beslemişiz diyoruz. Paranoyak olma yolunda hızla ilerliyoruz.

Skandal bir haber gündeme girdiği vakit sosyal medya aracılığı ile “…tutuklansın, …idam edilsin” diyerek tepki göstermemiz elbette normal. Fakat bazı hususlara dikkat etmekte fayda olacaktır diye düşünüyorum. Mesela haberin doğruluğunu araştırmadan kimseyi vezir ya da rezil etmesek daha doğru bir iş yapmış oluruz. 
 
Malumunuz olduğu üzere geçtiğimiz günlerde “ebeveynleri tarafından iki çocuğun cinsel istismar edilmesi” haberi tüm ülkeyi çalkaladı. Bu olayla suçlanan ebeveynin fotoğrafları paylaşılarak büyük bir topa tutuldu. Sonradan bir gazeteci “Ben dosyalara ulaştım, istismarın anne-babayla ilgisi yok” diyerek farklı bir iddia ortaya koydu. Mahkeme de ebeveyni yargılama devam etmek üzere tahliye etmişti zaten. Yani ortada kesin bir şekilde kanıt yokken iki kişi her yerde rezil edildi. Belki suçlu, belki değil… Gerek televizyon gerekse internet haberlerinde vakaya her daim “belki” gözüyle bakmalıyız. “Kişiye her duyduğunu anlatması günah olarak yeter” buyurur Hazreti Peygamber…
 
Diğer bir husus ise ortadaki kötülüklerin temizlenmesi için yegane çareyi kanunlarda arıyor oluşumuz. Bir cemiyet ancak ahlak ile ayakta kalabilir. Cemiyeti oluşturan fertler de ancak ahlak ile anlamlı bir hayat yaşayabilir. Ahlakın tesisi için de vicdan, merhamet, sevgi ve öfke gibi duyguların yerinde ve zamanında kullanılması gerekir. Yani kişinin bir takım inançlar ile kaim olması… Biz bu inançlar bütününe İslam diyoruz. Allah katında tek din. İyilik ile hayat sürmemizi, aksi takdirde kötü bir sonuçla karşılaşacağımızı söyleyen ve nasıl iyi bir hayat süreceğimizi de öğütleyen bir din.
 
Kanunlar ise yalnızca yasaklar koyan ve uymayanı cezalandıran bir mekanizmadır. Şüphesiz kanunlar olmasa anarşi ve kargaşa olur ama kanunlar kötülüğün çözümü değil engelleyicisidir. Falanca kişi yaptığı bir cürümden dolayı idam edilirse yalnızca o kişi dünyadan gitmiş olur. Asıl maksadımız ise yapılan cürmün, herhangi bir kötülüğün dünyadan gitmesi, kalkmasıdır. Bunu da kanunlar ile değil ahlak ile yapabiliriz. 


GENÇ'ın Yazısı.