Bir Dünya Vatandaşı: İbn-i Haldun
Site Özel
1637 okunma
GENÇ Haber Merkezi
İbn-i Haldun, nam-ı diğer; Allame. Hayatını uzun bir yolculuğun içinde geçirmiş yalnız bir filozof. Şehirler, ülkeler, yollar boyu kendini aramaya koyulmuş biri. Tarihi, coğrafyla ile birlikte yorumlamış bir düşünür İbn-i Haldun.
Hayatının ilk 20 yılını Tunus’ta, 26 yılını Cezayir, Fas ve Endülüs’te, 4 yılını yine doğduğu topraklar olan Tunus’ta, son 24 yılını ise Kahire’de geçirdi. Mağrip (Batı) ile Maşrık (Doğu) arasında geçen ömrü, kaderin bir cilvesi olarak hem Mağrip hem de Maşrık sayılan Mısır topraklarında son bulmuştur.
Aslen Endülüslüydü, 27 Mayıs 1332 tarihinde Mağrip’te doğdu. Meşhur 7 kıraati, ifrad ve cem yöntemleriyle 21 hatimde hocası el-Batarnî’ye burada okudu. Bu şehirde şiirler ezberledi, babasının dizinin dibinde oturdu, usûl öğrendi, ilim tahsil etti, sokakta oynadı, meclislerde bulundu. Kara veba salgınıyla ailesini, dostlarını, hocalarını ve bütün sevdiklerini kaybettikten sonra bir başına kalınca, ruhunu çepeçevre saran yalnızlık duygusuyla baş etmekte zorlandı ve 20 yaşındayken ayrıldı çok sevdiği Tunus’tan.
Tunus’tan yola düşen İbn Haldun, çöl ve denizin ülkesi Cezayir’e gelir. Cezayir’e ikinci gelişinde İbn Selâme adlı bir kalede el-İber’i yazmaya başlar. 2 yıl sonra ise Merînî Sultanı Ebû İnan’ın daveti üzerine Fas’a gelir.
Fas’ta 25 yaşında atıldığı zindanlardan 200 beyitlik bir kasideyle 27 yaşında çıkar. Bu yıllar ilim tahsili, şiir, nesir ve hitabet dersleriyle geçecektir. Haldun, 1362’de Cebelitarık’ın karşı kıyısına geçerek ata yurdu Endülüs topraklarına ayak basmış ve emirin görevlisi ve barış elçisi olarak Kastilya kralına gönderilmiştir. 1374’te bir kez daha gelecektir Gırnata’ya (Granada).
Fatih ile fakîh, cihangir ile filozof, sultan ile alim, kılıç ile kalemin karşılaşması gibi İbn Haldun ile Timur, Şam’da karşılaşırlar ve uzun uzun sohbet ederler. Timur, Haldun’u çok severek beraberinde payitahtına yani Semerkand’a götürmek istese de, Haldun bu teklifi usulünce reddederek Kahire’ye dönmenin bir yolunu bulur. Nitekim o yaşadığı şehirler içinden en çok Kahire’yi sevmiştir.
Tunusî, Veliyüddin, Hadramî, Mâlikî, Mağribî, Âllame. Nam-ı diğer İbn Haldun. Doğduğu ev ayakta ama mezarı yüzyıllardır kayıp. Haldun, kendisine sorulduğunda şunu derdi; “Nerelisin?” sorusu, literatüre girmiş en ayrılıkçı, en bedbaht sorudur. Ha, soran olursa; ben dünyalıyım...
Bugün onun ismini taşıyan İbn Haldun Üniversitesi de Âllame’nin değerlerine sahip çıkmakta ve onun yeni mirasçısı olacak dünya vatandaşı gençleri yetiştirmeyi hedeflemektedir.
GENÇ'ın Yazısı.