Betül TUTAR

Ağustos böceği ile karıncanın hikayesini bilmeyen yoktur. Hikayeden çıkarılması gereken temel ders karınca gibi çalışkan olmak, bugünün işini yarına bırakmamak… Modern zamanın getirdiği kolaylıklarla birlikte yorulmadan kısa bir sürede karıncalık görevimizi yerine getiriyoruz ve kalan geniş zamanda özendiğimiz ağustos böceği keyfini sürüyoruz. Ama asıl olay her daim karınca kalabilmekte. Çalışmayı sevmek; yeni şeyler öğrenmeye, öğretmeye heyecan duymak, üretmek… İşte dokumacılık böyle şeyler hissettiriyor bana, değerli olana ulaşabilmek için bolca emek…

Dokuma Nedir? Tarihsel Süreci Nedir?

okumacılık ağaç dallarını, sazları, değişik bitki saplarını ve en genel anlamda iplikleri kullanarak yapılan pek çok türde örmeyi/dokumayı kapsayan genel bir isimdir. Ancak dokumacılık sanatından bahsettiğimizde atkı ve çözgü iplikleri dikey açıyla birbirlerinin altından ve üstünden geçirilerek yapılan dokumacılık söz konusudur. Dokumacılıkta halı ve kilim genellikle ön plana çıkan ürünlerdir.

Dokumacılık sanatına ilk olarak Altay bölgesinde Pazırık Kurganı’nda yapılan kazılarda rastlanılmıştır. Bu kazılarda bulunan bir halı dünya tarihindeki ilk dokuma halısı olarak nitelendirilir. MÖ. 5-3 yüzyılları arasında yapıldığı tahmin edilen bu halılar üzerinde Türk düğümü görülmekte ve Türkler tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır.

Düz dokuma tekniğini Türkler ilk defa göçebeyken çadır tenteleri yapmak için kullanmışlardır. Daha sonraları halk, çadırların toprak zeminindeki rutubeti engellemek için keçi yünü kullanmaya başlamışlardır. Böylece yine düz dokuma tekniğini kullanarak keçi yününden “kilim” adını verdikleri zemin kaplamaları üretmişlerdir. Kilimleri battaniye şeklinde ısınmak, çadır için bölme oluşturmak, sıcak yer yaygısı ya da bebek beşiği olarak kullanmak için .............................................................


GENÇ'ın Yazısı.