Soru mu Cevap mı Daha Önemli?
Bu köşede yer alan soru ve cevaplar, Mehmet Lütfi Arslan’ın 111 Soru - 111 Cevap isimli kitabından derlenmiştir. Erkam Yayınları’ndan kitabı temin edebilirsiniz.
Soru: Soru sormak mı önemlidir yoksa cevabını almak mı?
Soru sormak daha önemlidir. Çünkü biz, bizatihi soruyuz. Soruyuz, çünkü bizi gönderenin bulmamızı istediği bir cevap için geldik. O cevap hayatımızın gayesidir. Derdimiz kendi cevabımızı bulmaktır. Bunu sormadan, sorgulamadan yapamayız. Soruyu ancak derdi olan, isteği olan, gayesi olan sorar. Soru aklın azığıdır, çünkü kendi olma idrakine erenin, sormaktan başka bir çaresi yoktur.
Sor; neden geldin? Sor; nereye gideceksin? Sor; ne ile ve niye meşgul olacaksın? Sor; bu kadar meşgalenin ve işin arasında senin için hazırlanmış olanı hangisidir? Sor; bunu bulmak için vaktimi nasıl kıymetlendirmeliyim? Her yerin cevapla kaynadığı bu dünyada bize soru lazım. Kaliteli, hedefi on ikiden vuran sorular lazım bize. Cevaplar zaten verilmiş, biz doğru soruları, doğru bir ton ve doğru bir zamanla sormakla mükellefiz. Ama aklımıza her geleni değil, aklımız ile kalbimizin buluştuğu yerden filizleneni… Akleden kalbin hayret vadisinden beslenerek elde ettiğini… Bunu sorarsan cevabını bulur, bizatihi soru iken cevabın ta kendisi olursun.
Soran ve sorgulayan, yaradılışının gayesinin peşine düşmüş demektir. Peşine düştüğümüzü takip etmemiz gerekir. Takip ise zor iştir; yolun şartları takip edilenin gözden kaçmasına neden olabilir. İşte sormak ve sorgulamak, bizim neden ve neye doğru yol aldığımızı tekrar hatırlamamıza vesile olur ve tabiri caizse rotayı hep istikametinde tutar. Doğru soru sarsar, kendine getirir. O bizi kendisine doğru yol alalım, O’nu bilelim ve muhabbetine erelim diye gönderdi. Bunu yaparken kimilerine de ruhsat verdi ki onlar bizi yolumuzdan alıkoymak isterler. Dolayısıyla yol çetrefil, zor ve engebelidir. Düşman pusudadır. Rotayı şaşırmamak, yitirmemek sürekli teyakkuz halinde olmayı gerektirir. Teyakkuz, sormak ve sorgulamaktadır.
Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.