Habibe Nur Erdem
Bir yerde okumuştum: “Seni mutlu etmese de başına gelen her şey senin için en hayırlı olandır.” Aslında her şeyi kısa ve net olarak özetliyor. Ne kadar zor zamanlardan geçersek geçelim Allah’ın tüm bunları bizim için yazdığını ve en hayırlısını O’nun bildiğini unutmamalı. Her birimizi biricik, yaratan bizim kötülüğümüzü ister mi hiç? Bunu kendimize sık sık söylememiz gerek.
Hayatımız boyunca birçok kurumda okuyor, mezun oluyoruz ama en büyük okulumuz hep devam ediyor. Devamlı bir öğretme halinde. Biz de sınıfta zoraki duran haşarı talebeler gibiyiz. Bazen çok konuştuğumuz, yerli yersiz sorular sorduğumuz oluyor. O zaman bir uyarı alıyoruz. Gereksiz mızmızlanmalarımız da cabası.
Yani bizimki de iş mi, bu kadar mızmızlık ile nasıl öğrenci olunur? Hayret doğrusu. Madem öğrenciyiz. Ben öğretmenime bir şey sormak istiyorum. Ne yaşıyorum yahut yaşıyor muyum ben? Kendi yaşam kavgam, mücadelem ve dünyanın ahvali. Hangi biri karşısında hayrete düşeceğimi bilmez bir haldeyim.
Dünyanın sonuna doğmuşuz belli ki, ahir zaman öyle zor ki. Hakikaten nefes almakta güçlük çekiyor insan. Olan felaketleri (deprem, yangın, sel) hayretler içerisinde izliyoruz. Olanların suçunu yükleyebileceğimiz bir müsebbip arıyoruz. Ama biliyor musunuz, olanların tek bir müsebbibi yok. Hatta bizzat soruyu soranlar da bu işin içinde.
Bu kadar aleni bir şekilde hayatın, dünyanın sonuna geldiğimizi gördüğümüz halde nedir bu boşa geçirdiğimiz anların sebebi? Üzerimizdeki bu sonsuz gaflet, çok zamanımız varmış gibi. Yaşamın amacını hatırlayıp da çabalamak için daha ne bekliyoruz? Hepimiz ahiret azığımızı burada hazırlayacağız. Uzun bir yolu küçük atıştırmalıklar ile geçirmek biraz gülünç olur. Heybemize okkalı ameller koymak gerek. Okkalı amel deyince aklımıza hemen büyük şeyler gelmesin. Sahi bir ameli yüceleştiren nedir? Salih bir niyet.
Ameller niyetlere göre ise bizler de yaptığımız en küçük amelin bile yüceleşmesi için niyetimizi alıp dua edeceğiz. Allah’ın rahmetini bizimki ile mukayese etmeyelim. Şüphesiz ki bizim Cennet’e girebilme bahtiyarlığımız onun sonsuz merhameti sayesinde olacaktır biiznillah.
Ne diyor biricik Peygamberimiz: “Benimle dünyanın hali ancak bir ağacın gölgesinde bir müddet dinlenip de bırakıp giden yolcu gibidir”. Yolda meşakkat var ama her acı için de bir mükafat vardır. Elbet yorulacağız, bunalacağız. Ama o kutlu sona odaklanınca, her şey bir anlam bulacak. Sıkıntı çektiğimizde de hiçbirinin boşuna olmadığını, sabredersek kurtuluşa erenlerden olacağımızı her daim bileceğiz.
Allah’ım dünyamızı da ahiretimizi de hayırlı eyle. Yüz akıyla çıkalım bu hengameden, huzuruna. Amin…
GENÇ'ın Yazısı.