Fadim Nur Küçük Bayrak

Ey kalbim bu zamana dek yürüdüğün yollarda hem taşlar takıldı ayağına hem de güller kokladın çokça. Bana sorarsan taşlar ve güller birbiriyle yarıştaydı. Taşlar yaraladı sen o yaraya gül bastın. Her insanın yarası bir nevi gözdür dünyada ve her insan kendi bakış "acısından" bakar dünyaya. Sen gel takıldığın taşları unut da kokladığın güller uğruna devam et yola.
 
Burası dünya senin derdin ne ola ki? Ne dert deryaları var kullar arasında. Farkında mısın bilmem ama olmak istediğinden çok daha iyisin, elhamdülillah.
 
Ey kalbim bitişin de iyinin de hayrın da bir zıttı var evelallah. Bazen en acı bitiş en güzel başlangıcı hazırlar, bazen en iyi bildiğinin kötülükte kimse su dökemez eline, bazen de senin hayır bildiğin şer kaynağıdır Hakk katında, senin şer gördüğün hayırdır. Hakk yanında... 
 
Öyle ey kalbim ne olursa olsun sen yolda yarayı açan taşı değil yaraya bastığın gülü, gülleri hatırla. Ağladıklarından ziyade gülüverdiklerini hatırla. Eliyle ellerine gül veren hakikat yolcularını hatırla.
 
Dünya dahi dengede durmaz güzün yaprak dökmese, baharda çiçek açmasa. Sen kendi içinde bir alemsin, alemlerin Rabbine güven ve kendini hatırla. İsyan köreltir seni ey kalbim, Rabbini an her daim yaralarına Ya Şafii zikri sedalarıyla.  Güller kurumaz, görürsün sen seni genişletip daraltanın Rabbin olduğuna inandıkça... Ey kalbim uzaklarda arama şifanı İnşirah gibi mübarek bir ferahlık olsun her daim zikri sedanda. 
 
Ey kalbim olmasa da gül dalında gül, o gülü orada göreceğin günü hayal etmelisin, güneş göründüğü halde vermese de sıcağını, titreye titreye kısık bir gözle yinede güneşe tebessüm etmelisin. Gül dalını ve güneşi görmeye şükretmelisin. Öyle ya onları bile göremezdin belki; gül verecek bir dal, gündüzü yaşatan bir güneş olmasa ne yapardın? 
 
Şükrettiysen sabretmeye yöneleceksin, öyle bir bahar gelecek ki sonra, güneşin sıcaklığı eşliğinde dallarından güllerin açısını seyredeceksin. Öyledir ki şükredecek, sabredecek ve seyredeceksin. Rahman ve Rahim olan Yaradanın senin için yazdığı kadere iman edecek, elhamdülillah zikrini asla dilinden düşürmeyeceksin. İnan Hakk Teala taşıyamayacağı yükü yüklemez hiçbir kuluna, bu inançla tekrar tutunacaksın kırılacak sandığın ama kırılmayan o gül dallarına... Gül deyince Hz. Mevlana`nın şu güzel sözü geliyor aklıma, demiş ki Hz. Pir: "Maksada sabırla erişilir, aceleyle değil. Alelade otlar iki ayda, kırmızı gül bir yılda yetişir".  
 
Unutma ey kalbim sen Rabbimin mülküsün canımda, gül en güzel çiçeğidir o mülkün pencere kenarında. 
 


GENÇ'ın Yazısı.